TÜRKİYE’de Gezi Parkı ile yaşanan toplumsal olaylar, Ramazan ayının temmuza denk gelmesi ve komşu ülkelerde yaşanan tüm gerginliklere rağmen turizmcilerin yüzü bayram tatilleriyle güldü. Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı, Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı Mehmet İşler, "İki bayram arası düğün olmaz derler ama, turizmciler olarak iki bayram havası adeta düğün havasında geçen bir süreç yaşadık" dedi.
Türkiye’de bacasız sanayi turizm sektörü, tüm yaşanan olumsuz şartlara rağmen bayram tatillerindeki yoğunlukla moral buldu. Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı tatilerinde yerli turistlerin yoğun ilgisiyle turizm tesislerinde yüzde yüz doluluk yaşanması turizmcileri sevindirdi. TÜROFED Başkan Yardımcısı ve ETİK Başkanı Mehmet İşler, Türkiye’nin petrolünün turizm olduğunu ve yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen ülkenin turizminin kırılganlığı yendiğini söyledi. Gezi Parkı’yla başlayan toplumsal olayların dinmesiyle birlikte ağustos ayından itibaren yabancı turist sayısında artış yaşandığını söyleyen İşler, Ramazan ve Kurban bayramı tatilleriyle birlikte yerli turistle otellerde yüzde yüz dolululuğa ulaşıldığını belirtti. Türkiye’nin turizm sezonunu artı puanla kapatmasını beklediklerini kaydeden İşler şunları söyledi:
"Ramazan Bayramı ile yerli turistte başlayan hareket Kurban Bayramı ile zirve yaptı. İki bayram arası düğün olmaz derler ama, turizmciler olarak iki bayram arası adeta düğün havasında geçen bir süreç yaşadık. Turizm iç piyasada kendi kendini doyurmaya başladı. Eskiden bayramlarda aile ziyaretleri olurken, şimdi değişen sosyal yapıyla aile üyeleri hep birlikte tatile çıkarak yorgunluk atmaya başladı."
HERŞEY DAHİL YERİNE KİŞİYE ÖZEL
Ege Bölgesi’nin turizminin daha da gelişmesi için kendi tarzını oluşturması gerektiğini  vurgulayan İşler sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ege Bölgesi’nin turizmde lokomotifi İzmir olacaktır. Ama İzmir, İstanbul ve Antalya’yı taklit etmemelidir. İkisinin de tarzı bellidir. Ama İzmir kendi dokusuna uyan bir yapıda turizmini geliştirmelidir. Çünkü ülkemiz ikinci bir İstanbul veya Antalya’ya ihtiyaç duymamaktadır. Bu yüzden İzmir ve Ege Bölgesi gastronomi, kültür, inanç ve termal bileşenleriyle birlikte turizm alanında yer almalıdır. Bu metaryellerin hepsini en iyi şekilde birlikte kullanmayı iyi bilmeliyiz. İzmir de Barselona gibi neden olmasın. Aynı zamanda sağlık turizminde öne çıkmayı ihmal etmemeliyiz. Herşey dahil konsepti yerine, kişiye özel bir sistemin önü açılmalıdır."
YATIRIM DAHA FAZLA OLMALI
Ege Bölgesi’nde kurvaziyer turizmine daha fazla ağırlık verilmesi gerekiğini söyleyen İşler, kruvaziyer turizminden beklenen artışın yaşanmadığını, ancak Ekim ve Kasım ayı itibariyle kurvaziyer ile gelen turist sayında artış beklediklerini belirtti. Turizm sektöründe önümüzdeki yıllarda artışın devam etmesini beklediklerini anlatan İşler, en çok istihdam yaratan turizm sektörüne yatırımın daha fazla olmasının önemli olduğunu dile getirdi.