İZMİR'in Karabağlar İlçesi'nde kalp krizi geçiren hasta Hüseyin Yavuz'u hastaneye yetiştirmek isterken tezgah şemsiyesine çarptığı gerekçesiyle, ambulanstaki sağlık görevlisi Korkmaz Hangün'e yumruk atarak burnunu kırdığı ve küferettiği iddiasıyla tutuklanan manav A.B., 'Kamu görevi nedeniyle vücutta kemik kırığı oluşturacak şekilde kasten yaralama' suçundan 2 ila 5 yıl arasında hapis cezası istemiyle yargılandığı davada tahliye edildi.
Olay, Eskiçamlık semti 5003 Sokak'ta, geçen 19 Mayıs'ta meydana geldi. Bir kişinin kalp krizi geçirdiği ihbarı üzerine bildirilen adrese giden Karabağlar 25 No'lu Acil Yardım İstasyonu görevlileri, 35 ZT 112 plakalı ambulansla hastanın bulunduğu sokağa ulaştı. Sağlık ekipleri, 45 yaşındaki Hüseyin Yavuz'a müdahale etti. Hastanın kalbi tekrar çalıştırılarak sedyeyle ambulansa alınıp hastaneye götürülmek için yola çıkıldı. Bu sırada araç geri manevra yaparken sokağın köşesinde bulunan bir manavın şemsiye ve tentesine çarptı. Bu yüzden çıkan tartışmada, iddiaya göre A.B. küfür edip, sağlık çalışanlarına saldırdı. Sağlık memuru Korkmaz Hangün'ün burnunu, ambulansın da camını kırdı. Duran kalbi tekrar çalıştırılan Yavuz ise götürüldüğü hastanede yapılan müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi. Polis tarafından gözaltına alınan A.B., tutuklandı.
İzmir 19'uncu Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın ilk duruşmasına, 'kamu görevi nedeniyle vücutta kemik kırığı oluşturacak şekilde kasten yaralama' suçundan 2 ila 5 yıl arasında hapis cezası istemiyle tutuklu yargılanan A.B, davacı Korkmaz Hangün ile tarafların avukatları katıldı. A.B., ifadesinde, asıl kendisinin mağdur olduğunu, sağlık görevlilerin kendisine küfredip, sert bir cisimle koluna vurup, kırdıklarını öne sürdü. A.B., "Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Bir bayana meyve veriyordum. Bu sırada bir başka bayan seslenip, bir kişinin bayıldığını söyledi. Ben de bunun üzerine ambulans çağırdım. 20 dakika sonra ambulans geldi. Bayılan kişiyi ambulansa koydular. Daha sonra ambulans geri manevra yaparken, 4 bin lira değerindeki tente ve şemsiyeye vurdu. Ben 'Hop görmüyor musun' diye bağırdım. Ambulansın arkasında duran görevlilerden birisi gelerek bana küfür etti. Susmamı isteyerek parmağını bana doğru salladı. Ben de buradan gitmelerini söyledim. Ambulans tekrar giderken bir kez daha çarptı. Durmaları için uyardım. Şoför ve görevli inip bana saldırdı. Kavga ettik. İkisi de bana yumruk attı. Birinin elinde sert bir cisim vardı. Sert alet ile koluma vurunca kolum kırıldı. Ben mağdura vurmadım. Asıl ben dayak yedim" dedi.
Sağlık memuru Korkmaz Hangün ise hastayı ambulansa koyduklarını, geri manevra yaparken de ambulansın şemsiyeye çarptığını, araçtan inerek herhangi bir hasarın olmadığını, sakin olması gerektiğini ve araçta hasta bulunduğunu söyleğini belirtti. Korkmaz Hangün, "Ancak buna rağmen kendisi yumruk attı. Eline aldığı döner bıçağıyla bizleri kovaladı. Ambulansa binip oradan gitmeye çalıştık. A.B. ambulansa taş atarak aracın arka camını kırdı, taş da içeri düştü. Kalp krizi geçiren Hüseyin Yavuz'a müdahale ederek hastaneye götürdük. Hüseyin Yavuz'un yolda duran kalbini ambulansta müdahaleyle çalıştırdık. Sanık, bizi çok zor durumda bıraktı. Eğer oradan kaçıp gitmeseydik, daha kötü sonuçlar doğacaktı. Burnumu kırdığı için uzun süre çalışamadım. Sanıktan şikayetçiyim" dedi.
Hakim, sanığın tutuklu kaldığı süreyi de gözönüne alarak A.B'nin tahliyesine karar verip duruşmayı erteledi.

FOTOĞRAFLI