Cem TURSUN / İSTANBUL, () GEZİ  Parkı'nın İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu tarafından açıldığı 8 Temmuz 2013'de meydana gelen olaylarda gözaltına alınan
Mimarlar Odası Çevre Etki Değerlendirme Kurulu 2. Başkanı Mücella Yapıcı ve İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu'nun da aralarında bulunduğu 26 sanık ilk kez hakim karşısına çıktı. İstanbul Adalet Sarayı'nda bulunan İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Mücella Yapıcı ve Ali Çerkezoğlu'nun da aralarında bulunduğu 26 tutuksuz sanık katıldı.
Duruşmada Mücella Yapıcı'nın ardından Ali Çerkezoğlu savunmasını yaptı.

'PARKA GİTMEK SUÇUNDAN' GÖZALTINA ALINMIŞ OLMAMIZIN AKILLA BİR İZAHI OLABİLİR Mİ?
Gezi Parkı'nın 'yeniden halkın hizmetine' açıldığı Vali tarafından ilan edildiği gün parka giderken gözaltına alındığını belirten Ali Çerkezoğlu, savunmasında, "Bizlerin 'açılışı yapılan parka gitmek suçundan' gözaltına alınmış olmamızın akılla bir izahı olabilir mi? Burada yalan söyleyerek bizleri kandırmaya çalışmış olmuyorlar mı? Sonrasında daha büyükleri çok daha büyük yetkilere sahip kişiler tarafından söylenip doğallaştırılan ve toplumda ciddi ahlaki deformasyona yol açan 'yalanları' nereye koyacağız. Topçu Kışlası projesini savunurken konuşulanlara, 'Kabataş'ta taciz, Dolmabahçe Camii'nde içki' gibi üzerinden bir yıl geçmesine rağmen doğrulanamayan sözlere yalan dışında bir tanım getirilebilir mi? Yalanı ülkenin geçerli normu haline getirmek bu ülkeye yapılan kötülüklerin başında geliyor" dedi.

"ÖLÜMCÜL SALDIRILARI YAPANLAR..."
Kendisiyle beraber 5 kişinin “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlamasıyla diğerlerinini de "izinsiz toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılmak" iddiasıyla yargılandığını ifade eden Ali Çerkezoğlu, şöyle konuştu:

"Hem de kameralar önünde silahını doğrudan ateşleyerek Ethem'i öldüren polis memuru tutuksuz yargılanırken, Abdocan'ı, Ahmet Atakan'ı öldüren biber gazı fişeğini kimin ateşlediği bulunmamış, Mehmet Ayvalıtaş'ın ölümü basit bir trafik kazası gibi devam ettirilirken, Medeni'yi öldüren jandarma, Hasan Ferit'i öldüren mafya mermisinin asıl failleri, azmettiricileri bulunmaz, Berkin'i vuranlar yargılanmazken. Ali İsmail'in 'fırıncısı, polisi, amiriyle, gerçek bir suç şebekesi' tarafından sopalarla dövülerek öldürüldüğü görüntüler gözümüzün önünden ayrılmazken, Bu ölümcül saldırıları yapanlar, bunlara emir verenler, sırtlarını sıvazlayanlar, destan yazdınız diyenler, ölen çocukların annelerini mitinglerde yuhalatanlar sırça köşklerinde otururken, onların yerine bizlerin, bu ülkenin binlerce genci ile birlikte yargılanıyor olmamız nasıl bir ülkede yaşadığımızın en somut göstergesidir."

"KENDİMİZİ ŞANSLI ADDEDİYORUZ"
"Gezi'yi ve Haziran Direnişini, Taksim'i buraya taşımaya çalışacağım" diyen Çerkezoğlu, "Kimsenin kuşkusu olmasın, yüzbinlerce insanın 'ben de oradaydım' diyerek gururla anacağı bir tarihsel kesitin ve ülkemizde geriye dönüşsüz demokratik birikim bırakan bu direnişin savunulmasını, sahiplenilmesi onurunu taşıyan ben ve burada yargılanmaya çalışılan arkadaşlarım, bu tarihsel süreci yansıtma ve savunma olanağına kavuştuğumuz için aslında kendimizi şanslı addediyoruz" dedi.

Bu davayla Türkiye'nin 80 ilindeki muhteşem demokratik tepkisinin yargılanmak istendiğini belirten Çerkezoğlu, "Parkta direnen 'kırmızılı kadınlar', Taksim Meydanında sabaha kadar piyano çalan sanatçılar, duran adamlar, TOMA suyu karşısında bedenini siper edenler, ağaçlara sarılan gençler, kararlı duran milletvekilleri, çocuklarını almaya değil yanında olmaya gelip zincir kuran anneler, duvar yazılarıyla, yaratıcı zekalarıyla dostu düşmanı hayran bırakan ve yeniden geleceğe umut aşılayan liseliler, Penguen kanallarının önünden ayrılmayan plaza çalışanları, meydanlarda kandil kutlayan, yeryüzü sofraları kuranlar, paranın geçmediği, dayanışmanın esas alındığı komünleri, yemekhaneleri, kütüphaneleri, emzirme çadırlarını, dilek ağaçlarını yapanlar ve gecenin üçünde bunları korumak için barikat kuranlar yargılanmak isteniyor" diye konuştu.

"BU DAHA BAŞLANGIÇ MÜCADELEYE DEVAM"
"Gezi ve Haziran direnişi bu ülkenin aydınlık geleceği için umuttur" diyen Ali Çerkezoğlu savunmasını şu sözlerle bitirdi:

"Savcılık makamı Tabip Odamızın birçok meslek odası, sendika, dernek ve siyasi parti ile birlikte oluşturduğu ve genişletilmiş sekreteryasında yer aldığı Taksim Dayanışması'nı 'suç örgütü' olarak göstermek istiyorsa, meşhur tabirle yanıt vereyim: 'Hiç kusura bakmasınlar ama' buradan suçluluk duyulacak bir örgüt değil tarihe kazınmış, gururla taşınacak bir mücadele örgütü çıkar. TOMA'nın üzerine çıkarak suyun yönünü değiştirebilen meşruluk duygusu ve cesaretle, Gökçek'in fışkıyesini kıran ve 'Mustafa Keser'in askerleriyiz' diyebilen ironiyi içeren zekayla, Taksim'le Lice'yi, laik teyzelerle, anti-kapitalist ya da değil direnen 'Başörtülü bacılarımızı' yan yana getirebilen bu kapsayıcılıkla ve hukuki haklılığını fiili mücadelesiyle savunmaya kararlı milyonların inadıyla baş etmenin zor, hatta imkansız olduğunu herkesin bilmesinde yarar var. Bu Daha Başlangıç Mücadeleye Devam"
Çerkezoğlu'nun savunmasını bitirmesinin ardından salonda alkış sesleri yükseldi. Hakim duruşmaya öğle arası verdi.