Ramazan ÇELİK/SAMANDAĞ (Hatay), () - SURİYE'nin Keseb Bölgesi'nden muhaliflerin yardımıyla Hatay'ın Yayladağı İlçesi'ndeki sınır kapısından Türkiye'ye giriş yapan 18 Ermeniden 79 yaşındaki Zaven Hofsetyan, yaşlı oldukları için kendilerini götürmeye gelen muhaliflere, "Biz ne yürüyebiliriz, ne gidebiliriz. Birer tane kurşun vurun bize" dediklerini, fakat onların bunu kabul etmeyip kendilerini alarak Türkiye'ye getirdiklerini söyledi.
Keseb'teki muhalifler ve rejim askerleri arasında çıkan çatışma sonrası muhalifler tarafından Yayladağı Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye teslim edilen Ermeniler, Samandağ İlçesi'nde sadece Ermeni kökenlilerinin yaşadığı Vakıflı Mahallesi'ndeki Hatay Valiliği'nin misafirhanesi ve pansiyonuna yerleştirildi. Burada her türlü ihtiyaçları karşılanan Ermenilere ise mahallede yaşayan soydaşları sahip çıktı. Günün her saati misafirhaneye gelenler, soydaşlarıyla sohbet ediyor, bir ihtiyaçları olup olmadığını soruyor. Misafirhanede kalan Ermeniler, kendilerine çok iyi bakıldığını belirtip, Türk halkına teşekkür ederken, konu Suriye'den açıldığı zaman gözyaşlarını tutamıyor.
'ÖLMEYİ BEKLİYORDUK'
Zaven Hofsetyan, 6 ay Keseb'te, 6 ay Halep'te yaşadıklarını, savaş olduğu için bu yıl Halep'e gidemediklerini belirterek şunları söyledi:
"Herkes bize çok iyi bakıyor. Muhalifler çıkardılar bizi Keseb'ten. Aldılar bizi Keseb'e, oradan da başka bir yere götürdüler, 10 gün orada kaldık. Oradan alıp buraya getirdiler bizi. Yayladağı'ndan giriş yaptık. Burada rahatız, bize çok iyi bakıyorlar, sağ olsunlar bugün ilaçları getirecekler. Doktor ne yapacak; zaten hastayız, bizim neyimiz kalmış. Kendilerine söyledik, 'Bizi götürmeyin, biz yürüyemeyiz, kalkamayız, vurun birer tane kurşun' dedik, vurmadılar. Kucaklayıp çıkardılar bizi. Ev mi kaldı ki geri dönelim, evlerin hepsini cephe yaptılar. Herkes birbirini vurdu, biz de her gün ölümümüzü bekledik ama ölmedik. Sonra bunlar gelip aldılar bizi. 'Götürmeyin bizi, biz ne yürüyebiliriz, ne gidebiliriz, birer tane kurşun vurun bize' dedik ama vurmadılar 'Biz sizi götüreceğiz, koruyacağız' dediler. Aldılar getirdiler. Kımıldayamıyoruz yerimizden. Bizden başka orada kimse kalmadı, zaten herkes gitmişti en son bizler kalmıştık. 'Birkaç kişi daha var' diyorlar ama ben tanımam pek Keseblileri."
'GÜL GİBİ EVİM VARDI'
Zaven Hofsetyan'ın 81 yaşındaki eşi Vahan Hofsetyan ise Suriye'deki savaşı ve yaşadıklarını anlatarak, "Keseb'te evleri Suriye askerleri harap etti. Ne yatak kaldı, ne çamaşırım ne kunduram kaldı. Ne kahve, ne av tüfeğim kaldı. Her yeri harap ettiler. Gül gibi evim vardı Keseb'te" diye konuştu.
DIŞİŞLERİ: TÜM İHTİYAÇLARI KARŞILANIYOR
Öte yandan, Dışişleri Bakanlığı'ndan Türkiye'ye sığınan Ermenilerin durumlarıyla ilgili bir açıklama yapıldı. Bakanlığın internet sitesinden yapılan açıklamada şu bilgilere yer verildi:
"Suriye'de 3 yıldır rejimin halkın meşru taleplerini bastırma çabasıyla uyguladığı benzersiz şiddet ve vahşetten kurtulmaya çalışan Suriye halkına hiçbir ayrım gözetmeksizin kapılarını açan Türkiye, son olarak Keseb ve civarındaki çatışmalardan etkilenen tüm sivillere yardımcı olmaya çalışmaktadır. Keseb bölgesindeki gelişmeleri en başından beri insani mülahazalarla yakından takip eden ülkemiz, sivil halkın zarar görmemesi için gereken tedbirleri süratle almış, bu yönde Birleşmiş Milletler'e de bilgi verilmiştir. Ülkemize gelmeyi arzu edebilecek Keseb bölgesinde yaşayan Ermenilerin rahat edebilmesini teminen de Türkiye Ermenileri Patrikliği ve Ermeni Cemaati'yle sürecin başından bu yana yakın işbirliği yürütülmektedir. Bu çerçevede, geçtiğimiz haftadan beri ülkemize gelenlere ilaveten, 18 Suriye Ermenisi daha 5 Nisan akşamı itibariyle Yayladağı Sınır Kapısı'ndan giriş yapmış, yerel makamlarımızın gözetiminde ve Türkiye Ermenileri Patrikliği'nin bilgisi dahilinde Hatay Vakıflı Mahallesi'ndeki soydaşlarının yanına yerleştirilmişlerdir. Konuklarımızın tüm temel ihtiyaçlarının karşılanması için önlemler alınmıştır."

RÇ(BK/CK) (FOTOĞRAFLI)