Ömer PINAR/ŞANLIURFA, () - DEMOKRATİK İlerleme Enstitüsü tarafından Şanlıurfa'da, 'Çatışma Çözümünde Sivil Toplumun Rolü' konulu toplantı yapıldı. Toplantıda, Türkiye’deki çözüm sürecinin işleyişi, Suriye, Kuzey İrlanda ve Ukrayna ülkelerinde yaşanan çatışmalar ele alındı.
Demokratik İlerleme Enstitüsü tarafından Şanlıurfa’da gerçekleştirilen toplantıya DPI Direktör Yardımcısı Catriona Vine, İngiltere Büyükelçiliği Müsteşarı Peter Spoor, Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Radikal Gazetesi Yazarı Prof. Dr. Ahmet İnsel, Kuzey İrlanda Ankara Büyükelçisi Ken Thompson, İstanbul Şehir Üniversitesi Siyaset Bilimi uzmanı Doç. Dr. Talha Köse, KA-MER Vakfı Başkanı Nebahat Akkoç, SETA Hukuk ve İnsan Hakları Direktörü ve Akil İnsanlar Heyeti Güneydoğu Anadolu Bölgesi Grup Başkanı Yılmaz Ensaroğlu, Şanlıurfa Baro Başkanı Ali Fuat Bucak, akademisyenler ve STK temsilcileri katıldı.
Yılmaz Ensaroğlu, dünya ülkelerinde yaşanan çatışmaların sonlandırılmasında ve çözümünde sivil toplum kuruluşlarının ne gibi görevler üstelenebileceği ile ilgili görüş alışverişin yapılacağı bir toplantıya katıldığını belirterek, "Demokratik Gelişim Enstitüsü tarafından gerçekleştirdiğimiz bu toplantıda sadece Türkiye’de değil, farklı ülkelerdeki çeşitli çatışmalı sorunların çözümü ile ilgili çalışmalar yapıyor. Bu toplantıların bir kısmı akademik, bir kısmı ise pratik olarak yapılıyor. Çözüm süreçlerine doğrudan, ya da dolaylı nasıl bir katkı yapabiliriz diye bir araya geldik. Türkiye’de barış kültürünü, çözüm kültürünü, çözüm terminolojisinden, çözüm kavramlarının birazcık yerleşmesini sağlaması için fikir alışverişinde bulunacağız. Türkiye’deki ve yabancı ülkelerden gelen konuşmacılar deneyimlerini gözlemlerini katılımcılarla paylaşacak" dedi.
Türkiye’deki barış ve çözüm sürecinin son günlerde zora girdiği yönündeki yayınlara değinen Ensaroğlu, "Bu konularda kesin ifadeler konuşmak yanlış olur. Çözüm süreçlerinde, çözüme yönelik, sürecin tarafını oluşturan aktörleri yıpratmaya dönük çalışmalar, aslında çözüm süreçleri, barış süreçlerini zora sokmak, sabote etmek isteyen, bütün aktörlerin yaptığı bilinen bir şeydir. O yüzden çatışma çözümü konusunda çalışanlar için bu tür yayınlar çok sürpriz değil. Ben bu tür yayınlarla sürecin çok sekteye uğrayacağını düşünmüyorum. Bu çalışmalarla hedeflenen daha çok o aktörlerin kapasitesini etkinliklerini kırmaktır. Abdullah Öcalan’ın Kürt kesimi üzerindeki ağırlığını, itibarını, sözünün geçerliliğini ciddi ölçüde kaybetmesine yol açıyorsa işte bu bizim çözüm süreci açısından dikkate almamız gereken bir operasyondur diyebiliriz" diye konuştu.
Toplantıda daha sonra çözüm süreci ve farklı ülkelerdeki çatışmalara ilişkin akademisyenler tarafından değerlendirmeler yapıldı.

ÖP(HK/AK) (FOTOĞRAFLI)