Mehmet AKTARAN / İstanbul, () - SOMALİ'de silahlı saldırıya uğrayarak hayatını kaybeden Türk Hava Yolları Güvenlik Şefi Saadettin Doğan'ın cenazesi uçakla İstanbul'a getirilerek, GATA Haydarpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Morgu'na kaldırıldı.

Eski SAT komandosu Saadettin Doğan'ın bağlı bulunduğu Çetin Group Güvenlik Şirketi'nin Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çetin, havalimanında cenazenin gelmesini beklerken, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

"HEM SOMALİ OTORİTELERİ HEM DE HALK TARAFINDAN SEVİLEN BİRİYDİ"

Saadettin Doğan'ın yaklaşık 2 yıldır Mogadişu'da THY'nin uçuş güvenliğini sağlayan ekibin başında bulunduğunu kaydeden Çetin, “Hem Somali otoriteleri hem de halk tarafından sevilen biri, aynı zamanda benim de görev arkadaşım. Ben de emekli SAT komandosuyum. Her zaman görevini layıkıyla yapıyordu. Beklemediğimiz ve hepimizi acıya boğan bir vaka... Serbest günde, orada bulunan Türk şirketlerini ziyaret etmek için yola çıkmışlar. 20 dakika sonra bir araç önlerine kırıp yolu kapatmış. Ardından iki kişi oldukları söylenen saldırganlar ateş etmeye başlamışlar. Kalaşnikofla ateş açılmış. Hemen arkalarından gelen Türk şirketi yöneticisi olayı gördükten sonra O'nu hastaneye götürüyor ama ,zaten kalbe giren kurşun dolayısıyla orada hayatını kaybetmişti. Ama bu dalga dalga seyreden bir olaydı. Son zamanlarda birçok arkadaşımız dışarıda sivil olarak da dolaşıyordu. Elini kolunu sallayarak çarşıya pazara gider durumdaydı. Orada en çok Türklere pozitif bakılıyor. Ancak Türklerin orada fazlasıyla iş yapmaya başlamaları, bazı çevreleri rahatsız etti demek ki. Araçta iki kişilerdi, Saadettin şoför koltuğundaydı. Biz önlemler alıyoruz. Zor bir coğrafyada görev yapıyoruz" diye konuştu.

"ZIRHLI ARAÇ YOK MUYDU?"

Ahmet Çetin, "Zırhlı araç yok muydu?" sorusuna da, şu karşılığı verdi:

“Zırhlı araç var. Her istenildiğinde tahsis edilebiliyor. Ancak serbest günlerde, zaman zaman şehir içinde bırakın aracı, yaya olarak dolaşıyorduk. Zaman zaman pazar yerine gidip yemek de yiyorduk. Bize karşı herhangi bir tehdit, herhangi bir husumet yoktu. Böyle bir şey olduğunda zaten uyarıyorduk. Büyükelçiliğe böyle bir bilgi geldiğinde, onlara ulaştırıyorduk. Zaman zaman Türklere karşı tehditler oldu ve sabotajlar gerçekleşti."

"DÖRT KURŞUNLA VURULDU"

Saadettin Doğan'ın arkadaşı Birkan Öztürk de, şunları söyledi:

“Bana gelen bilgide, Büyükelçilik'te işi olduğu, öğleden sonra 1-2 gibi dışarı çıktığı, bir aracın onu takip ettiği, trafik sıkıştığında 5 el ateş edildiği... Dördü rahmetli Saadettin'e isabet ediyor. Araç zırhlı değil. O anda acil bir işi olduğu için, zırhlı olmayan bir araçla çıktılar. Normalde dışarı çıkışlar zırhlı araçlarla yapılıyor. Kendi emekliliğini doldurduğu için, emekli oldu, ancak yaş haddini doldurmadığı için bekliyordu. Yaş haddi de bu Ağustos'ta dolacaktı ve maaş bağlanacaktı. Maaşı almak nasip olmadı kendisine. Ben de emekli bir SAS komandosuyum. Kendisiyle oradan tanışıyorum. Çok sevdiğim bir kardeşim. Üzüntüden konuşamıyorum. Kendisi, bu ülke için çok önemli görevlerde bulundu. Lucky-S olsun, Avrasya botu, Kardak olsun, sayamadığım bütün görevlerde bulundu ve hocalık yaptı. Poyrazköy Davası yüzünden baskı altında kaldı ve üzülerek ayrılmak zorunda kaldı. Bu, gerçekten çok üzücü bir olay. Mecburen de çalışmak zorunda kaldı. Çünkü bir geçim derdi var, maaş alamıyorsun. Geçim derdindeydi. Bağlı bulunduğu birim içinde de sevdiği bir işe gitti. Bu durum meydana geldi. Gündemde olmayan binlerce operasyona katıldı. Özel eğitimli bir arkadaşımızdı. Bunları yetiştirmek çok zor. Bunlara sahip çıkılmıyor. Bizim en büyük derdimiz, emekli olduktan sonra sahip çıkılmıyor. Özel Tim'de yetişti. Savaşta canını verecekti. Emekli olduktan sonra niye kenara atıyorsunuz? Birileri çıksın, özlük haklarımızı iyileştirsin. Ben de emekliyim, iş arıyorum."

MA (CO)