SİVAS Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Prof.Dr.Nagehan Talat Arslan çoğulcu demokrasilerde, yasama, yargı ve yürütme ayrılığının önemine dikkat çekerek, "Yargı tuzdur, tuz kokmamalıdır" diye konuştu.

Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Prof.Dr. Nagehan Talat Arslan katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin değerlendirmeler yaptı. Programda Suriye'de yaşanan kargaşa ile ilgili tespitlerde bulunan Prof.Dr. Arslan, buradaki sorunun Türkiye başta olmak üzere Rusya, Çin, ABD, İran, Avrupa'yı da yakından ilgilendirdiğine dikkat çekti. Türkiye'nin Suriye ile 877 kilometre gibi uzun bir sınırı olduğunu hatırlatan Arslan, ülkemizdeki insanlarla oradaki insanların kan bağları ve akrabalık ilişkilerinin bulunduğunu belirterek, soruna kayıtsız kalınmasının mümkün olamayacağını vurguladı.

Kürt Meselesi ve demokratik çözüm çalışmaları konusunda da değerlendirmelerde bulunan Prof.Dr. Nagehat Talat Arslan, ülkemizde 15 milyon civarında Kürt kökenli vatandaşın bulunduğunu belirtti. PKK'nın en güçlü olduğu dönemde militan sayısının 5 bini geçmediğine işaret eden Arslan, "Hiç bir zaman Kürt halkı bölücü olmamıştır. Bu sorun da belirli güçlerce oluşturulmuş bir sorun. Bu, tohumları 50-60 yıl önce atılan ve problem çıkarmak için hazır tutulan konudur. Türkiye üzerinde çıkarları olan küresel güçler var. 80 öncesi kardeşler birbirini öldürdü. Alevi-Sünni bağlamında olaylar çıkarıldı. Kürt-Türk sorunu çıkarıldı. Bütün bunları küresel güçlerin operasyonu olarak görmek gerekir. Kürt halkı da buna ciddi prim vermedi. Terörle mücadele, teröristle mücadele ve terörizmle mücadele kavramlarının birbirinden ayrılması gerekir. Bataklığın kurutulması gerekir. " dedi. 'YARGI TUZDUR, KOKMAMALI'

Anayasa'nın ülke için en önemli belge olduğunu belirten Prof.Dr. Arslan, ülkemizde halen sivil bir Anayasa'nın yapılamadığını dile getirdi. Tüm ülke haklarının sivil Anayasa ile güvence altında olması gerektiğini belirten Arslan, bu ülkede devlet ile vatandaşın kucaklaşması gerektiğini, vatandaşın devletinin kendi çıkarlarını gözetmek için var olduğunu hissetmesinin önemli olduğunu söyledi. Parlamenter sistemlerde Cumhurbaşkanı'nın aslında sembolik bir müessese olduğun belirten Arslan, ülkemizde ise 80 darbesi sonrası Anayasa oluşturulurken Kenan Evren'in Cumhurbaşkanı olduğunu ve bununla birlikte yetkilerinin artırıldığını belirterek, bunun yanlışlığına dikkat çekti.

Çoğulcu demokrasilerde kuvvetler ayrılığı ilkesi kapsamında yasama, yürütme ve yargının ayrıldığına işaret eden Arslan, "Bu organların birbirinin görev alnına dokunmaması gerekir. Yargı tuzdur, tuz kokmamalıdır. Bir problemimiz olduğunda, haklı haksızın kim olduğuna kim karar verecek. Yargı tarafsız olmalı. Bağımsız ve tarafsız. Bugünlerde yargının bağımsızlık bölümü konuşuluyor ama tarafsızlık bölümü göz ardı ediliyor. " diye konuştu.