Özkan ARSLAN/İSTANBUL,() VENEDİK Bienali 14. Uluslararası Mimarlık Sergisi’nde bu yıl ilk kez yer alacak olan Türkiye Pavyonu’nun küratörlüğünü üstlenen mimar Murat Tabanlıoğlu, İstanbul Modern’de, bienalde sergilenecek olan İstanbul’un tarihi mekanları üzerine söyleşiye katıldı.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın girişimi ve 21 destekçinin katkılarıyla Türkiye, dünyanın en önemli güncel sanat ve mimarlık etkinlikleri arasında sayılan Venedik Bienali’nde uzun süreli bir mekana sahip oldu. Projenin küratörlüğünü üstlenen mimar Murat Tabanlıoğlu, İstanbul Modern Direktörü Levent Çalıkoğlu ile bienalin ana temasını bireysel algı ve deneyimler üzerinden ele alacak olan Places of Memory (Hafıza Mekanları) başlıklı proje üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi. Söyleşide Venedik Bienali sürecini ve mimarlık ve küratörlük pratikleri arasındaki etkileşimi anlatan Murat Tabanlıoğlu, kişisel birikimlerini ve İstanbul’da imza attığı mekanların kişisel gelişimi üzerindeki etkilerini de dinleyenlerle paylaştı.
SÜREÇ İKSV İLE BAŞLADI

Söyleşide İstanbul Modern Direktörü Levent Çalıkoğlu’un sorularını yanıtlayan ve bienale katılma sürecini anlatan Murat Tabanlıoğlu, “Bu süreç İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) ile başladı. Daha önce bazı sergilerin bir parçası olmuştuk ama mimarlar olarak Türkiye adına orada değildik. İKSV’nin bunu gerçekleştirmesi ve tamamıyla mimari ve sanatseverleri buluşturarak bunu yapması Türkiye için bir ilk. Büyük bir para toplanıyor ve 20 sene garantiye alınıyor. Sadece mimarlık için değil sanat bienalleri için de. O yüzden bence bunun başlangıç noktasını İKSV kabul ediyoruz. Daha sonda İKSV bir danışma kurulu kuruyor ve o kurulun çalışmalarından sonra da benim küratör olamama karar veriliyor” dedi.
BİENALDE 45 ÜLKE YER ALACAK

45 ülkenin yer alacağı bienalin ana teması olan bireysel algı ve deneyimler üzerinden Places of Memory (Hafıza Mekanları) başlıklı projeyi hakkında konuşan Tabanlıoğlu, “1915-2015 arası yüz senelik tarihimizde neler oldu. Ve bunu Türkiye ve İstanbul bazında düşünmeye başlayınca bir takım şeyler oluşmaya başladı. Bu yüz senenin ben 50 yılını yaşadım. Bu 50 senelik süreci başkalarıyla paylaştığım zaman bildiğim mekanların hayatımın önemli parçaları olduğunu anladım” dedi.
Venedik’i hissetmeden orada bir sergi açmanın doğru olmadığını belirten Tabanlıoğlu, “O yüzden ilk önce oraya gidiyorsun ve orayı tekrar hissediyorsun. Buradan, İstanbul’dan oraya birtakım anıların gitmesiyle olabilecek bir sergi ama o sergi mekanının bile tasarlanması orayı hissetmeden olamaz” dedi.
Hayatının bir parçası olan üniversiteyi ve öğrencilerinin bir kısmını da Venedik Bienali’ne taşımayı istediğini belirten Tabanlıoğlu, Venedik’te yer alacak İstanbul’un mekanlarının tarihi ve yapılan çalışmalarla geldikleri nokta hakkında bilgi verdi.
Mimarlık alanında yaptıkları çalışmaların sergi üzerine etkilerini de değerlendiren Tabanlıoğlu, Venedik Bienali 14. Uluslararası Mimarlık Sergisi küratörlüğünü yapan Rem Koolhaas’ın çalışmalarını da izleyicilerle paylaştı.

ÖA (FOTOĞRAF)