MHP Iğdır milletvekili Sinan Oğan, kullanılan "soykırım" kelimesine Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu'nun yaptıkları açıklamalarla kapı araladığını söyledi. “Kimler geldi kimler geçti felekten, un elerken deve geçti elekten” atasözünü hatırlatan Oğan, "Şimdi Türkiye’nin araladığı bu kapıdan önce Papa geçerken Putin ve Joachim Gauck onu izledi…" dedi.
Oğan'ın internethaber'den Nesrin Yılmaz'a yaptığı açıklamalar şöyle:


FIRSATI ERDOĞAN VE DAVUTOĞLU VERDİ

Geçtiğimiz 23 Nisan’da dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Taziye” mesajı ve bu yıl da Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun geçtiğimiz yılki mesaja da atıfta bulunarak yayınladığı mesaj Ermeni Diasporası ve Ermeni Dostları için beklenen fırsatı vermiştir. Zira bir “fare deliği” kadar da olsa bu çevreler için kapının aralanması beklenen fırsatı vermiştir. Türkiye’nin 98 yıldır sergilediği dik duruşun son iki yılda kırılması ve bir kapı aralanmasıyla beraber bu tarihi fırsatı bekleyen ülkeler birer birer bu kapıdan geçmeye başlamışlardır. Önce Vatikan, Ardından Avusturya ve şimdi de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, sonrasında Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck…

PUTİN'İN BU KADAR İLERİ GİDECEĞİ TAHMİN EDİLMİYORDU 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in klasik Ermenistan yanlısı tutumu biliniyordu ama bu kadar ileri gideceği tahmin edilmiyordu. Kırım’ı ilhakı ve Ukrayna topraklarında ayrılıkçıları desteklemesi karşısında Türkiye’nin sessiz kalmasına rağmen Avrupa’dan dışlanırken sadece Türkiye’nin yanında yer aldığı, daha iki gün önce büyük bir Nükleer Santral yapımına başlayan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsi dostum dediği Putin’in bu kadar ileri gitmesi de Türkiye’nin bu kapı aralama siyasetinin bir sonucudur.

UN ELERKEN DEVE GEÇTİ ELEKTEN

Hani bir söz vardır benim de çok sevdiğim ; “Kimler geldi kimler geçti felekten, un elerken deve geçti elekten” diye… Şimdi Türkiye’nin araladığı bu kapıdan önce Papa geçerken Putin ve Joachim Gauck onu izledi… Siz bir defa kapıyı fare deliği kadar bile olsun aralarsanız sonra o kapıdan kimlerin geçeceğini kestiremezsiniz… Türkiye Dışişleri Bakanlığı, "hukukun katli" olarak nitelediği Avusturya Parlamentosu'nun 1915 olaylarına ilişkin bildirisinin, büyük infial yarattığını belirterek, Viyana Büyükelçisi Hasan Göğüş'ün Türkiye'ye çağrılması kararını almıştı. Vatikan ve Viyana’dan sonra ne olacak, sırada Moskova ve Berlin Büyükelçisi mi var. Böyle giderse başkentlerde Büyükelçi kalmayacak…

ESNETİRSENİZ SİLKELERLER

Cumhurbaşkanının taziye sunduğu, Başbakanının bunu tekrarladığı, Başbakan Baş Danışmanının “Soykırım” dediğine amiyane tabir ile “Elin adamı” “soykırım” demesi çok mu diyeceksiniz. Bizimkilerin anlamadığı dış politika böyle bir şeydir. Siz duruşunuzu biraz esnetirseniz sizi silkelerler. Taa ki, düşürünceye kadar. Bugün Türkiye için de yapılan budur. Dış politika deneme yanılma yöntemi ile sonuç alınacak, element uydurularak mesafe katedilecek bir alan değil. En ufak bir açığınızın bile anında karşı tarafça fırsata çevrileceği bir alandır. Maalesef ki, Türkiye son 12 yıldır her alanda olduğu gibi Ermeni sorunu konusunda da duvara toslamıştır…

KONU DİNSEL BOYUT KAZANDI 

Vatikan Papası’nın “soykırım” topuna girmesiyle aslında hadise başka bir evreye geçmiştir. Zira artık bu konu dinsel bir boyut da kazanmıştır. Öte yandan Çanakkale Zafer’inin 100. Yıldönümü kutlamalarına ise hastalandığı ileri sürülen Kardinal yerine, sanki Vatikan’da Kardinal kıtlığı varmış gibi yenisinin de gönderilmesine ihtiyaç duyulmamıştır. 

Dikkat edilirse ne Vatikan Papa’sı, ne Putin, ne Alman Meclisi, ne Avusturya Meclisi ne de diğerleri, hiç birisi ASALA Terör Örgütü tarafından katledilen diplomatlarımızdan tek kelime bile etmeyerek adeta bu terörü haklı bulmuş ve terörü desteklemişlerdir. Hiç birisi Anadolu’da, Ermenistan’da, Azerbaycan’da ve en son da Hocalı’da Müslüman Türklere karşı yapılan soykırım akıllarına bile gelmedi…

100 yıl önce değil yetmişli yılların başından itibaren 42 diplomatımızı şehit eden ASALA Terör Örgütü katilleri bugün Ermenistan’da “Kahraman” olarak kabul edilmekte ve ayrıcalıklı bir konumda bulunmaktadırlar.

ÜST AKIL DEVREDE

Türkiye’de aslında bu yüz yıllık sorun noktasında yeni bir dönemin açıldığını da ifade etmemiz gerekir. Bu yeni dönemde anlaşılan o ki, bir “Üst Akıl” “eli devrededir. 3 siyasi parti “Soykırım” vardır demekten çekinmeyen 3 Ermeni kökenli vatandaşımızı seçilebilecek yerlerden aday gösterip meclise taşırken Hocalı, Karabağ ve Ermeni Sorunu konusunda hassasiyet gösteren mevcut milletvekillerini liste liste dışı bırakmışlardır. Düşünün Avrupa Parlamentolarında Türk adaylar “Soykırım” yoktur dedikleri için adaylıkları iptal edilip listeden atılırken Türkiye’de “Soykırım” vardır diyenler elini kolunu sallaya sallaya Gazi Meclisimize gireceklerdir. Buna rağmen bu konudaki hassasiyet gösterenler ise liste dışı kalacaktır. Korkarım ki, Avrupa Ülkeleri Parlamentolarında yaşananlar yakında Gazi meclisimizde de tekrarlanacaktır.

HDP HOCALI İÇİN TEK KELİME ETMİYOR 

Gazi Meclisimiz çatısı altında bulunan 3 siyasi partiden HDP ise konuyu birkaç adım değil, birkaç km öteye götürerek Ermenistan’da faaliyet gösteren herhangi bir partiden farksız olarak Ermenistan’dan özür dilemeyi seçim programına koyarken yanı başındaki Hocalı’da yaşananlar hakkında tek kelime etmeyi akıllarına dahi getirmiyor.

BÜYÜK FELAKET DENMESİNE SEVİNİYORLAR 

Papa, Putin ve şimdi de gözler Obama’da… ABD Başkanı’nın bu yıl her yıl tekrarladığı “Mets Yeğern” sözü yerine “Soykırım” kelimesini kullanıp kullanmayacağı merakla bekleniyordu. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamaya göre obama bu yıl da geçtiğimiz yıllarda kullandığı “Mets Yeğern” yani Büyük Felaket sözcüğünü kullanacaktır. Bu sözcüğün ne anlama geldiğini bilmeyenlerin buna sevindiğine bile şahit olmaktayız. Obama ilk defa 2010 tarihinde bu kelimeyi kullanmaya başladığında dönemin başbakanı RT Erdoğan “Sayın Obama bizim hassasiyetimizi anladı, Soykırım kelimesini kullanmadı” demiştir. Basınımızda ise "korkulan olmadı, bu sene de soykırım demedi” başlıkları atılmıştır.

ERMENİLER YAHUDİLERİ KOPYALIYOR

Mets Yeğern sözcüğü soykırım sözcüğünü bile aşan çok daha ağır ’Büyük Kırım, büyük soykırım’ anlamına gelir. ’Yegern’ sözcüğü tek başına “insanlık suçu” anlamına gelir. Son yıllarda Ermeniler Yahudileri yakından incelemiş ve onların yaptıklarını birebir kopyalamaktadırlar. Bugün dünyada nasıl ki, “Holocost” kelimesi kullanıldığında herkesin aklına bu kelimenin etiminolojisine bakmadan Yahudilere yapılan soykırım” anlamı akıllarına geliyorsa aslında Mets Yegern sözcüğünü de “Holocost” gibi tanıtarak bu sözcük kullanıldığında “Ermenilere yapılan soykırım”ı akıllara getirmek istiyorlar.

SOYKIRIMA UĞRAYAN MÜSLÜMAN TÜRKLER ANILACAK MI? 

Diğer yandan Başbakan Ahmet Davutoğlu İstanbul’da Patrikhane tarafından düzenlenen ayine katılacağını önceden açıklamış bulunmaktadır. Merak ediyorum Patrikhanedeki ayinde ASALA Terörsitlerinin şehit ettiği diplomatlarımız da anılacak mıdır? Erivan’da, Bakü’de, Guba’da ve en son da Hocalı’da soykırıma uğratılan Müslüman Türkler de anılacak mıdır? Ermeni çeteleri tarafında AKP’nin kiliseyi onardığı, Çan’ını taktığı ve ayine açtığı Akdamar adasına tecavüz için götürülen 150 müslüman Türk kadın da anılacak mıdır? İffetlerini korumak için Van gölüne atlayarak hayatlarına son veren bu kadınlar için Van’da aynen Kilise onarıldığı gibi bir İffet Anıtı da açılacak mıdır? Anadolu’da bir bütün olarak Ermenilerce katledilen 750 binden fazla Müslüman Türk için de dua edilecek midir?

TÜRKİYE 100. YIL İÇİN YETERLİ HAZIRLIK YAPMADI

Maalesef ki, Türkiye sözde “Soykırım” iftiralarının 100. Yılına yeterli hazırlık yapmamıştır. Sadece şu sorunun sorulması bile Ermeni tezlerinin çürütülmesine yeterlidir. 1.5 milyon ermeniyi katlettiğimiz ifade ediliyor. Peki hiç hesaplama yapılmış mıdır, 1.5 milyon insan cesedini gömmeye kalksanız kaç şehri toplu mezar haline getirmeniz gerekir? Iğdır’da, Kars’ta, Van’da, Erzurum’da onlarca Müslüman toplu mezarları varken Ermenilerin gömüldüğü iddia edilen bu mezarlar nerede? Hitler gibi cesetler yakılmadı, uzay mekiğine bindirilip Mars’a gönderilmedi. Ermenilerin şimdiye kadar sunduğu kemiklerin en erken yaşı milattan önceye dayanıyor ve tek bir toplu mezar gösterebilmiş değiller.

ERMENİLERİN İFTİRALARINA KANMAYIN DİYE HAYKIRACAĞIZ

Hükümet tarafından Ermenilerin çalışmaları hafife alınmış ve fazlaca naif davranmıştır. Devlet olarak gerekli tedbirler alınmadığı gibi Sivil Toplum Kuruluşları olarak da gerekenler yapılmamıştır. 3 milyondan fazla Türk’ün yaşadığı Almanya’da bile hükümet bu iftiraları ciddiye alıp Türkleri “Soykırımcı” olarak yaftalamaya hazırlanırken Almanya ve Avrupa Türklüğü Almanya’yı inim inim inletememişlerdir. Seçimler söz konusu olunca Avrupa’yı su yoluna çeviren AKP’li vekiller Avrupa’da ortalıkta gözükmemektedirler, bütün kesimler için geçerli olmak üzere ifade ediyorum birkaç münferit çaba dışında Türk teşkilatları büyük çaplı mitingler yapmamışlardır. Bütün bunlara rağmen biz bugün 24 Nisan 2015 tarihinde Fransa’nın Strazburg şehrinden haykıracağız. Ermenilerin iftiralarına kanmayın, Türkler tarihin hiçbir döneminde soykırımcı olmamıştır ve asıl soykırımcıların izini Hocalı’da aramak gerekir diye…