ANTALYA L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu bünyesinde oluşturulan işyurtlarında çalışan hükümlü ve tutuklular, meslek öğrenirken hem kendilerine hem de ülke ekonomisine katkı sağlıyor. 5 işkolunda özel siparişler dışında süs eşyaları, mobilya ve tekstil malzemeleri hükümlülerce üretiliyor.
Adalet Bakanlığı'na bağlı Antalya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu İşyurdu Müdürlüğü bünyesinde kurulan 'erkek terzi', 'kadın terzi', 'çini işleme', 'marangoz' ve 'plastik paketleme' atölyeleri şirket gibi faaliyet gösteriyor. İşyurtları atölyeleri sayesinde hükümlü ve tutuklular meslek ve sanatlarını geliştirirken, meslek sahibi olmayanlar meslek öğreniyor ve atıl durumdaki insan gücü ülke ekonomisine kazandırılıyor. 1300 hükümlü ve tutuklunun bulunduğu Antalya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndaki onlarca hükümlü ve tutuklu işe gider gibi atölyelerde çalışıyor.
ÖZEL ÜRETİM YAPILIYOR
Atölyelerde çalışanların sigortası yatırılırken, günlük 5 ile 8 lira arasında yevmiye ödeniyor. Atölyelerde havlu, nevresim, tahta işlemeli süs eşyaları, mobilya, çini işlemeli tabak ve türevleri, yastık kılıfı, minder gibi ürünler üretiliyor. Ürünler hem cezaevinde hem de dışarıda satıldığı gibi özel sipariş ve fason üretimler de yapılabiliyor. Cezaevi bünyesindeki kadın terzi ve plastik paketleme atölyelerinde kadınlar; erkek terzi, çini işleme ve marangoz atölyelerinde ise erkekler çalışıyor.
İNSAN OLDUĞUMUZ UNUTULMAMALI
2011 yılından beri cezaevinde olan 23 yaşındaki Özge Özbektaş yaklaşık bir yıldır plastik paketleme atölyesinde çalışıyor. Dünya çapında faaliyet gösteren bir Türk firmaya fason üretimin yapıldığı atölye sayesinde hükümlü ve tutuklulara yeni iş sahaları açıldığını söyleyen Özbektaş, "Maddi manevi açıdan büyük bir destek bizim için. Bir iki atölyemiz var, çalışıyoruz. Ama çalışmak isteyen birçok hükümlü arkadaşlarımız var. Onlar için iş sahaları çoğaltılabilir. Biz yatırım bekliyoruz" dedi. Cezaevinde olsalar da hükümlülerin insan olduğunun unutulmaması gerektiğini ifade eden Özbektaş, "İnsan gibi yaşamak istiyoruz. Hayata tutunup dışarıda topluma kazandırılmak, insan gibi yaşamak yaşatılmak istiyoruz" diye konuştu.
CEZAEVİNDE MESLEK SAHİBİ OLDU
Ceza İnfaz Kurumu'nda kadınların çalıştığı bir diğer yer ise terzi atölyesi. Burada öğretmenlerinin öncülüğünde havlu ve nevresim gibi ürünler üreten hükümlüler de plastik paketlemede olduğu gibi başta oteller olmak üzere pek çok firmaya fason üretim yapıyor. 6 yıldır cezaevinde olan 38 yaşındaki Mesure Urcu, bir yıldan fazladır bu atölyede çalışıyor. Atölyeleri kendilerini rahatlatabilecekleri ortamlar olarak gördüklerini aktaran Urcu, "Hem maaşımızı alıyoruz hem sıkıntımız gidiyor. Gün boyunca koğuşlarda yatmıyoruz. Cezaevlerinde ne kadar çok atölye varsa o kadar rahatlık demek" dedi.
Sabah 9'da atölyeye gelip akşam 5'te çıktıklarını aktaran Mesure Urcu, "Bizim için çok büyük bir nimet. Havlu dikiyoruz, nevresim dikmeyi öğrendik. Ben makineyi bilmiyordum, burada öğrendim. Çıkınca da bu bana bir meslek oldu. Hiçbir iş yapamazsam tekstilde makineci olarak çalışırım. Biz bu atölyelerin daha fazlalaştırılmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.
SİVİL HAYATA DAHA YAKIN GÖRÜYORUZ
Antalya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda kalan erkek hükümlü ve tutukluların çalıştığı marangoz atölyesinde her türlü mobilya işi yapılabiliyor. Kurumca sağlanan tezgahlarda çalışarak işlemeli ürünlerin yanı sıra özel sipariş ürünler ortaya çıkaran hükümlü ve tutuklular hem meslek öğreniyor hem de sahip oldukları mesleklerini unutmuyor.
45 yaşındaki Vasıf Sipahi 2005 yılından beri kaldığı cezaevinde 2 yılı aşkın süredir mobilya atölyesinde çalışıyor. Hem kuruma hem de kendisine katkı sağlamak amacıyla atölyede çalıştığını söyleyen Sipahi, şöyle konuştu:
"Ağaç üzerine her türlü şeyi yapabiliyoruz. Mobilya tasarımı, süs eşyaları, masa isimlikleri, kafes gibi her türlü şeyi yapabiliyoruz."
SANATLA KENDİMİ BULDUM
Erkek hükümlü ve tutukluların en fazla rağbet gösterdiği atölyeler arasında çini işleme atölyesi gelirken, burada gün boyunca tabak, vazo gibi ürünler üretiliyor. 10 yıldır cezaevinde olan ve buraya geldiği günden beri çini işleme atölyesinde çalışan 40 yaşındaki Fikret Asutay, atölyede kendini tanıdığını anlattı. Asutay, "Dışarıda ben sanatla uğraşmazdım ama burası bana bir imkan tanıdı. Sanatla birlikte kendimi keşfetmeye çalıştım, kendimi de buldum. Bir tabağı elime aldığımda gelecekte neler yapmak istediğimin muhasebesini yapabiliyorum" diye konuştu.
MADDİ VE MANEVİ RAHATLIYORUZ
Erkek terzi atölyesinde ise cezaevi içi ve dışında satılmak üzere yastık kılıfı ve nevresim gibi ürünler üretiliyor. 3.5 yıldır cezaevinde olan 27 yaşındaki Fikri Ertürk, kader arkadaşları gibi bu atölyede çalışıyor. Yaklaşık 1.5 yıldır bu atölyede çalışarak hem maddi hem de manevi anlamda rahatladığını aktaran Fikri Ertürk, şunları söyledi:
"Koğuştan çıkıyoruz, burada çalışıp rahatlıyoruz. Düzgün bir ortamımız var. Cezaevinde kapalı bir yerde kalmaktansa burada çalışmak daha iyi. Hem maddi getirisi de var, sigortalı olarak çalışıyoruz."