Özgür ALTUNCU -Taner YENER/İSTANBUL,() Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul'da yabancı medya temsilcileriyle buluşmasının ardından habercilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
17 Aralık soruşturmasındaki takipsizlik kararlarıyla ilgili soruya yanıt veren Kılıçdaroğlu, " Toplumun beklediği şekilde sonuçlanmayacak. Bunu hepimiz biliyoruz, tanığı olduk. Soruşturmayı yapan savcılar görevden alındı. Yargıçlar değiştirildi. Takipsizlik kararı vermelerini çok olağanüstü bir durum olarak görmüyorum" dedi. Toplumun vicdanının bu kararı kabul etmeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, " Hangi gerekçeyle takipsizlik kararı verildiğini bizim bilmemiz gerekir. Deniz Fener'i olayında yolsuzluk yapanlar değil, olayı soruşturanlar yargılandı. Aynı süreci yeniden yaşıyoruz" diye konuştu.

HÜKÜMET DEMOKRASİYE İNSAN HAKLARINA SAYGILI DEĞİL
Balyoz tutuklusu Albay Murat Özenalp'ın ölümüyle ilgili bir soruya da yanıt veren Kılıçdaroğlu, "Bir kişi cezaevine girdikten sonra onun yaşam sorumluluğu devlete aittir. Eğer bir kişi hastalandığı halde ona sağlık hizmeti verilmiyor, ölüme terk ediliyorsa, bunu kabul etmemiz mümkün değildir" şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, "Elbette ki bu konuda ne yapmamız gerekiyorsa o da yapılacak. Sadece o değil, pek çok kişi hapiste yaşamını yitirdi. Şuanda hastanelerde çok sayıda hasta var. Onunla ilgili bir ekip oluşturduk. Bütün hasta tutuklu ve hükümlüleri gezdik. Onlarla ilgili raporlarımızı yazdık. Hükümete sunduk. 'Bunların önlemini alın dedik. Ama hükümet insan haklarına saygı gösteren bir hükümet değil" ifadesini kullandı.

1 MAYIS OLAYLARI GÖSTERGESİ
Konuşmasının devamında 1 Mayıs'ta yaşanan olaylara atıfta bulunan Kılıçdaroğlu "Dün yaşanan olaylar bunun göstergesidir. Biz kaygı duyuyoruz bu olaydan. Tüm dünya da duyuyor" diye konuştu.

BÜTÜN DÜNYA KAYGILI
Uluslararası basın özgürlüğü sıralamasında Türkiye'nin 134'üncü ülke olmasını, kısmen özgür ülkelerden özgür olmayan ülkeler sınıfına alınmasını değerlendiren Kemal Kılıçdaroğlu, "Medya konusunda büyük baskıların olduğunu biliyoruz. İktidarın kendisi için bir havuz medyası oluşturduğunu da biliyoruz. 100'in üzerinde gazetecinin görevlerine son verildiğini biliyoruz. 44 gazetecinin hapiste olduğunu biliyoruz. Bütün çağdaş dünya Türkiye'deki gelişmeleri kaygıyla izliyor. Biz de kaygıyla izliyoruz. Bir demokraside olmaması gereken bir süreci yaşıyoruz. İnsanların bilgi edinme hakları elinden alınıyor. Havuz medyasına baktığınızda aynı manşetlerin atıldığını ve tek merkezden yönetildiğini görüyorsunuz. Böyle bir demokrasi olmaz. Elbette uluslararası kuruluşlar medyanın özgür olmadığını biliyorlar ve yayınlıyorlar. Önemli olan onların yayınlanması değil, önemli olan Türkiye'de üniversitelerin suskunluğu. Eğer bir ülkede, özgürlük medyanın elinden alınıyorsa, o toplum özgür değildir demektir. O zaman onlar sessizliklerini koruyorsa, o zaman bu ülkede çok ciddi bir sorunumuz var demektir" diye konuştu.

CUMHURBAŞKANLIĞI TARTIŞMALARI
Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve aday seçimine ilişkin tartışmalara da değinen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Yanlış şeyleri tartışıyoruz. Toplum belli bir noktaya koşullandırıldı. Tartışmamız gereken şu; Türkiye Cumhuriyetinin nasıl bir Cumhurbaşkanına ihtiyacı var. Nasıl bir Cumhurbaşkanı olmalı. Bunu tartışmıyoruz. Efendim ' Abdullah Gül mü Cumhurbaşkanı olacak; Recep Tayyip Erdoğan mı Cumhurbaşkanı olacak'. Hayatımda duyduğum en saçma tartışmalardan birisi. Bu ülkede başka bir insan yok mu ? İnsanları kucaklayan, temiz aydınlık. Dünyayı iyi okuyan, hiç kimse için öteki ayrımı yapmayan bir Cumhurbaşkanı çıkmayacak mı ? Nasıl bir Cumhurbaşkanı istiyoruz ? Bunu tartışmıyoruz. 'Putin modeli' diyoruz. Hani Türkiye ileri demokrasi olan bir ülkeydi. Demokraside ileride olan bir ülkeydi. Burada medyanın da sorumluluğu var. Medya toplumu koşullandırıyor. Özellikle, gazeteci arkadaşlarımdan rica ediyorum. Nasıl bir Türkiye'ye, nasıl bir Cumhurbaşkanına bizim ihtiyacımız var.

REJİM DEĞİŞTİRİLMEK İSTENİYOR
Kendisini ifadeye çağıran savcının son değerlendirmesine ilişkin açıklamayı Salı günü grup konuşmasında yapacağını söyleyen Kılıçdaroğlu 1 Mayıs ve Taksim tartışmalarıyla ilgili de, " Hiç kimse yılgınlığa ve umutsuzluğa kapılmasın, böyle bir şey yok. Demokrasi ve toplumlar ağır bedeller ödemişlerdir. Ödemeye de devam ederler. Her mücadele değerlidir. Her mücadele eden değerlidir. Demokrasiyi ve özgürlüğü bu ülkeye getirmek hepimizin ortak değeri olmalıdır. Öncelikle bu ülkenin aydınlarına büyük görevler düşüyor. Rejim değiştirilmek isteniyor. Totaliter bir rejime doğru Türkiye sürükleniyor. Bunun için mücadele etmek hepimizin ortak görevidir" ifadelerini kullandı.

SIKI KORUMAYA DEVAM
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun meclisteki yumruklu saldırının ardından arttırılan koruma sayısının ve alınan sıkı güvenlik tedbirlerinin İstanbul'da da devam ettiği görüldü.

ŞAFAK PAYEV OTOPARKTAN ÇIKTI
Dünkü 1 Mayıs kutlamaları sırasında gözaltına alınmak istenen CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Şafak Pafey, Kılıçdaroğlu'nun yabancı medya temsilcileriyle yaptığı buluşmaya eşlik etti. Kendisine soru sormak isteyen gazetecileri atlatan Pafey, Kılıçdaroğlu konuşurken otel lobisinde bekledi. Pafey daha sonra gazetecileri atlatarak otelin otoparktan ayrıldı.

TY(FOTOĞRAF)