“SİNEMA ATOM BOMBASI GÜCÜNE SAHİP”
Türk sinemasının usta ismi Kadir İnanır, sinemanın gerçek anlamda bir atom bombasının ortaya koyacağı güce sahip noktada olduğunu belirterek, “Sinema isterse bir ülkeyi bir baştan bir uca batırır, istenirse refaha ulaştırır”dedi.
Nevşehir Valiliği ile Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Avrupa Birliği Projeler ve Dış İlişkiler Koordinasyon Merkezi ortaklığında hazırlanan ve Ahiler Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen ‘Kapadokya Doğal Film Platosu’ kitabının tanıtım toplantısına katılmak için kente gelen Kadir İnanır, Türkiye’nin bir cennet, Kapadokya bölgesinin ise o cennetin baş köşelerinden biri olduğunu söyledi. İnanır “Yılda yaklaşık 35-40 milyar dolar gelir getiren bu denli önemli turizm sektörünü neden 150-200 milyar dolar seviyesine çıkan bir sektör haline getirmeyelim. Bu konuda hükümetin de etkin çabanın içerisinde olmadığını görüyorum. Geleceğimiz turizmin üzerine kurulmalı.Tanıtım en temel etkili araç, bu yönde de sinema ciddi bir potansiyel güç oluşturuyor. Bugün sinema, bir atom bombasının etkisine sahip. Halen Türkiye yıllar önce çekilen ‘Gece Yarısı Ekspresi’ filminin bıraktığı rezilliği, izi silici sinema yapımına imza atamadı” diye konuştu.
Kapadokya’yı ilk olarak 44 yıl önce Ayhan Işık ile birlikte ‘Dağların Kartalı’ film için geldiğinde yakından görme fırsatı bulduğunu vurgulayan İnanır şöyle devam etti: “ Kapadokya sinema sektörü açısından tüm doğallığı ile ciddi bir kaynak. Gerçekte dünya sinemacıları da Kapadokya’yı çok iyi biliyor ama yoğunlukla yapımcılar, ilgiyi Kapadokya bölgesine yönlendirecek çalışmalar yapılmalı. Bunlardan biri de uluslararası düzeyde festivaller. Bugün Antalya, Adana, Erzurum, Kars, Malatya’da film festivali var. Ama Kapadokya’nın etkinlik yok. Buradaki dostlarımızla da görüştüm. El birliği ile Kapadokya bölgesinde uluslararası düzeyde bir film festivali organizasyonuna imza atacağız. Böylelikle tüm dünya sinemasının güzünü bir kez daha Kapadokya bölgesine çekebileceğimize inanıyorum.”
Geçmişte filmlerin büyük zorluklar içerisinde çekildiğini anlatan İnanır şöyle devam etti: “Bundan 10 yıl öncesine kadar kameradaki görüntüyü monitör ile izleme imkanımız yoktu. Filmi çeker İstanbul’a banyoya gönderir, onlardan gelecek cevap üzerine sahnelerimizi yeniden çekip çekmeyeceğimiz belli olurdu. Bu da elbette ciddi bir zaman ve maliyet artışını beraberinde getirirdi ama bugün öyle değil. Çekilen görüntü anında izlenebiliyor artık. Genç sinemacılar fırtına gibi geliyorlar ancak bizim yaptığımız gibi büyük film yapma gücüne henüz ulaşamadılar.”
Kapadokya Doğal Film Platosu kitabının tanıtım töreninde konuşan Nevşehir Hacıbektaş Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Filiz Kılıç da güzel sanatlar içerisinde sinemanın çok önemli bir dal olduğunu belirterek, “Eşi benzeri olmayan Kapadokya bölgesini plato haline getirip daha fazla turisti bölgemize nasıl çekebiliriz sorusuna cevap aramak için böyle bir çalışmanın içerisindeyiz. Bu noktada bugüne kadar bölgemizde çekilen filmlerin bir kitapta toplanmış olması da Kapadokya filmlerinin belgelenmesi adına örnek bir çabanın eseri oldu.“ diye konuştu.