İZMİR’de nükleer atıklar ile gündeme gelen, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 5.7 milyon TL ceza kestiği Gaziemir ilçesindeki kurşun fabrikasının 6 yöneticisi hakkında “Çevreyi kasten kirletmek” iddiasıyla açılan dava Ağır Ceza Mahkemesi’nde 13 Mart perşembe günü başlayacak. Fabrika sahip ve yöneticileri 5 yıldan az olmamak üzere hapis cezası istemiyle yargılanacak.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi eş Başkanları Osman Doğan, Avukat Arif Ali Cangı ve Halk Sağlığı uzmanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa yaptıkları basın toplantısıyla nükleer atık barındıran Gaziemir’deki kurşun fabrikasının 6 yöneticisi hakkında açılan davayla ilgili bilgiler verdi. Şikayet üzerine Cumhuriyet Savcısı Kadir Karaca’nın hazırladığı iddianame İzmir 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. 13 Mart’ta ilk duruşması yapılacak davanın iddianamesinde fabrikanın sahip ve yönecileri Hasan Y., Ayşe Gül Y.B., Aynur E., Öznur K., Yıldırım Mustafa I., Şennur Y. hakkında “çevreyi kasten kirletmek” suçundan çevre suçlarını düzeleyen TCK’nın ilgili maddesi gereğince beş yıldan az olmamak üzere hapis, bin gün karşılığı adli para cezası istemiyle dava açtı. Savcı iddianamesinde altı şüphelinin radyoaktif kirlilik depolanan Aslan Avcı Döküm Sanayi ve Tic. A.Ş.’nin yönetim kurulu üyeleri ve sorumlu müdürü oldukları, şirketin faaliyetini 1940 yıllardan bu yana hurda akü ve diğer malzemelerden kurşun elde etme faaliyetinde bulunduğu, 2010 yılında şirketin faaliyetlerini durdurduğu, 2003 yılında İzmir Valiliğinde alınan izinle, fabrika arazisi içinde atık depolama alanı kurulduğu belirtildi. İdianamede 2005 yılında yürürlüğe giren Tehlike Atıkların Kontrolü Yönetmeliğine göre, İzmit'te bulunan İZELBAŞ atık bertaraf merkezine atıkların zaman zaman gönderildiği, 16 Nisan 2007 yılında İzmit İZEYBAŞ tesisinde tesislerinde cürüf atımının getirildiği sırada, tesis girişinde bulunan sabit radyasyon ölçüm cihazının alarm vermesi üzerine durumun Türkiye Atom Enerjisi Kurumuna (TAEK) bildirildiği analiz sonuçlarına göre, EUROPİUM elementinin tespit edildiği hatırlatıldı. Şüphelilerin savcılıktaki ifadelerinde, suçlamaları kabul etmedikleri, söz konusu atıkların çok eski zamanlarda kalma olduğunun, söz konusu işletmeyi ölen babalarının fiilen işlettiğini, kendilerinin fiili olarak yönetime katılmadıklarını belirtti.
BİR SORUŞTURMA DAHA VAR
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi eş Başkanı Osman Doğan, cezai başvuruları üzerine İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından birisi şirket yetkilileri, bir diğeri de kamu görevlileri hakkında olmak üzere iki ayrı soruşturma başlatıldığını, kamu görevlileriyle ilgili İçişleri Bakanlığı’nın işlem yapılmaması kararının Danıştay tarafından bozulduğunu söyledi. Bu nedenle Çevre İl Müdürlüğü ile Afet İşleri Müdürlüğü görevlileri hakkında İzmir Valiliği, İzmir Büyükşehir Belediyesi’yle ilgili ise İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin sürdürdüğünü bunun sonucunda dava açılıp açılmayacağına karar verileceğini belirtti. Doğan, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’yle ilgili bir kararın henüz çıkmadığını söyledi.
İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde fabrikanın sahibi olan şirketin 6 yöneticisi hakkında “çevreye kasten kirletmek” suçlamasıyla kamu davası açıldığını belirten Osman Doğan, iddianamenin hem 2007’den bu yana yapılan tespitlere hem de 2013 yılında İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nden Prof. Dr. Alper Baba’nın hazırladığı rapora göre hazırlandığını söyledi. Bugüne kadar raporun gizlendiğini belirten Doğan “Radyoaktivite bulaşığı tespit edilen cüruf malzamede Türkiye’de üretilmeyen EUROPİUM 152 atığı tespit edilmiştir. Bu atığın bertarafının yanısıra uluslararası nükleer atık ticaretine engel olabilmek de bizim görevimizdir” dedi.
TOPRAK VE SU KİRLİLİĞİ RAPORDA TESPİT EDİLDİ
Prof. Dr Ali Osman Karababa, raporun kapsamlı ve ciddi bir rapor olduğunu ancak su analizisini konuyla ilgili ihmal suçlaması yapılan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bur kurumuna yaptırılmış olmasına dikkat çekti. Bölgedeki çukurlarda yapılan derin toprak analizlerinin raporda yeraldığını beirten Karababa, “Sonuçta toprak ağır metaller açısından kirlenmiş. Suyla ilgili yapılan tespitlerde 8 kuyudan 6'sında arsenik, dördünde kurşun, birinde selenyum, ikisinde demir, ikisinde mangan, üçünde aliminyum oranları yüksek çıkmış. Yağmurlu bir dönemde ölçüm yapılmış olması durumunda oralar daha da yüksak çıkabilirdi” dedi.
SAĞLIKLARI RİSK ALTINDA
Karababa, bölgede yaşayan insanların sağlıklarının risk altında olduğunu söyledi. Ağır metallerin kansızlık yapabileceğini, düşüklere neden olabileceğini dile getiren Karababa “Uzun erimde kansere kadar giden pek çok sağlık soruruna neden olabilecek düzeydeler. Rapordaki örneklerde radyoaktiviteye dair kuşku duyduğum sonuçlar var. Su örneklerinde radyoaktiviteye rastlanmadı. Europium 152 yüzeyde bulunmuştu. Su kaynaklarına radyoaktivie ulaşması olasıdır. Bu nedenle yağmurlu bir dönemde örnek alınmasının daha iyi sonuç verebileceğini düşünüyorum” dedi. Fabrika yakın çevresinden başlamak üzere sağlık taramasının başlamasanı, aynı kapsamda fabrikasının eski çalışanlarının da taranmasının gerektiğini belirten Karababa, “Daha da önemlisi burada tonlarca atık halen duruyur. Uzaklaştırılması ve bertaraf edilmesi için adım atılmadı” dedi.
ÜLKEYE NASIL GİRDİĞİ TESPİT EDİLMELİ
Avukat Arif Ali Cangı ise ihbarcısı oldukları davanın, fabrikaya 2007’de açılan ve halen süren davayla birleştirilebileceğini söyledi. Amaçlarının kirlilik gerçeğini ortaya çıkarmak, Europium 152 elementinin hangi yollarla nasıl girdiğinin tespitin sağlamak olduğunu belirten Cangı, “Hükümet, idare, bu konuda sessiz kalmayı terchi ediyor. Kaçak yollarya nükleer atık geliyorsa, Türkiye’de başka yerlerde de benzer atıklar vardır. Uluslararası nükleer atık ticaretini çökertmek için katkıda bulunmak için elimizden geleni yapacağız” dedi.