İZMİR merkezli olarak 13 ilde yasadışı dinleme yaptıkları ileri sürülen polislere yönelik düzenlenen operasyonda, gözaltı sayısı 29'a çıktı. Avukatıyla teslim olan emniyet müdürlerinden Taner Aydın, “Mahkeme kararları, emniyet müfettişlerine değerlendirttiriliyor. Hukuk ayaklar altına alınıyor. Mahkeme kararı olmayan dinleme yasadışıdır" dedi.
Yasadışı dinlemelere yönelik İzmir merkezli olarak dün (salı) başlatılan operasyonda, 29 kişi gözaltına alındı. Son olarak İzmir Emniyeti'nde İstihbarat Şube Müdür Yardımcılığı görevini yürüten, ardından Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne atanan, bu görevi sırasında da Liman İşletmelerine yönelik soruşturmada görev yeri değiştirilip, açığa alınan Emniyet Müdürü Taner Aydın, Bozyaka semtindeki Emniyet Müdürlüğü binasına gelerek teslim oldu. Emniyet binasına girmeden önce basın mensuplarına açıklama yapan Aydın, "2013 yılında İstihbahattan ayrılarak Kaçakçılık birimine verildim. 17 Aralık'tan sonra müdürlerimiz görevden alındı. 7 Ocak günü liman yolsuzluk operasyonu yapıldıktan sonra öğle saatlerinde görevden alındım. Müdüriyet emrine çektiler, 2 ay herhangi bir görev vermediler, oradan polis okuluna sürgün olarak gönderdiler. Ben bunu sürgün olarak görmüyorum, bu görevdir orada bir ay çalıştım daha sonra çok basit mevzudan açığa alındım, 4 aydır açıktayım" dedi.
Yasadışı dinlemeyle ilgili olarak ise, hakkında yakalama kararı bulunduğu öğrenince gelip teslim olduğunu dile getiren Aydın, “Son operasyon kapsamında hakkımızda yakalama kararı çıkarılmış, öğrendik geldik. Kaçmamızı gerektiren bir durum yok, yaptığımız her şey Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına uygun. Mahkemelerin vermiş olduğu kararlara uygun hareket ettik. O yüzden burada suç oluşacak bir durum olmadığını bildiğimizden, hatta ola ki bir suç işlesek bile biz bu devletten kaçmayız, her zaman gelir devletimize teslim oluruz. Çünkü biz devletimize, hukuka güveniyoruz. Her ne kadar şu anda yaşanan süreç hukuki olmasa da yine de devletimize güveniyoruz. Hukuk topal da kör de olabilir ama sonuçta doğruyu bulacaktır" diye konuştu.
OPERASYONU DEĞERLENDİRDİ
Yapılan operasyonu anlatmak istediğini belirterek değerlendirmelerde bulunan Aydın şunları söyledi:
"Mart ayında Star Gazetesi'nde bir telefon dinleme listesi yayınlandı. Bu liste gazetecilik açısından başarıdır, gazetecilere diyecek bir şey yok. Herkes bunu haber yapabilir. Ancak bir liste İstihbarat Daire Başkanlığı'nın yaptığı çalışmalarda denetleme raporlarından çıkmış bir listedir, birebir kopyasıdır. Bunun basında başka bir yerde çıkması TCK 258'inci maddeye göre suçtur. Bu konuda defalarca suç duyusunda bulunmamıza, müfettişlere belirtmemize rağmen, her ne hikmetse buradaki her şey doğru kabul edilerek birçok polis suçlu ilan edilmesine rağmen, bu belgeden yayınlaşmış olmasından dolayı henüz bir dava açılmış değil, kimse suçlanmıyor. Müfettişlerimize ben bu konuda bu evrakların yayınlanmasıyla ilgili kimlerin yapabileceğiyle ilgili bilgiler verdim. Bir kurumun başındaki başında ki insan, bu belgeleri korumakla görevli insan istihbarat daire başkanımızdır. Eğer o belgeyi korumuyorsa, istihbarat belgeleri devletin namusudur, biz namusumuzu korumak zorundayız. Bu belgeler yayınlandıktan sonra haberler yapıldı, son bir aydır twitter adreslerinde internet adreslerinde gözaltına alınacağım, tutuklanacağım yazıldı. Bunların hepsi bir algı operasyonu olduğunun göstergesidir. Bu operasyon olmadan önce yine bir gazetede, operasyon olacağı üçüncü dalgada gözaltına alınacakların olacağı yazıldı. Görülüyor ki bir algı operasyonu yapılmak isteniyor ki başından haber yapılıyor. Siz hiç polis operasyonlarını bir iki ay önceden medyada dinlediniz mi? Bunlar örnek operasyonlardır, polis akademisi, hukuk fakültelerinde önümüzdeki dönemde bir operasyon nasıl yapılmaz, hukuk nasıl ayaklar altına alınmaz bunları insanlar ileride buradan göreceklerdir. Bu operasyonda çok çarpık durumlar vardır. Mesela o listelerde, görev almış personelin listesi çıkartılıyor, bunlardan benim de içinde olduğum bir kısmı örgüt kurmak, örgüte üye olmak, yönetmekle suçlanırken bir kısmına hiçbir işlem yapılmıyor. Burada bir çarpıklık var, işlediğimizin suç olmadığını biliyorum, suç olsaydı diğerlerini de kayıramazlardı. Oradaki listeden isimler çıkartılabiliyorsa demek ki ortada suç yok. İsimlerimizin önceden belirlendiğini ben bariz bir şekilde görüyorum. 2013 yılının yaz aylarından itibaren kimlerin görevden alınacağı, yerlerine kimlerin geleceği belirmişti, 17 Aralık'ı, 7 Ocak'ı fırsat bilip bu değişiklikleri yapıyorlar. Haklarıdır yapsınlar, sonuçta devletin görevlisiyiz, nerede görev verirlerde orada görev yapacağız. Ancak şu yanlış insanları suçlamak için özel bir gayret gösterip onun yaptığı tüm operasyonları inceleyip hiç birşey bulamamalarına rağmen çok basit idari mevzulardan insanları casuslukla örgütle suçlamak çok ayıp şeydir, hukuka sığmaz. Geçen hafta TEM'de (Terörle Mücadele Şubesi) savcımız Okan Batu bey, terör müdürü Fatih Çankaya, istihbarat müdürü Kudret Dikmen bir toplantı yaptılar. Bu toplantıda, normalde Kudret Dikmen, benim ve arkadaşlarımızın pozisyonu aynıyken, akşam Kudret Dikmen izne ayrılıp ilimizden ayrıldı, benimle aynı işlemi yapmış olan birisine savcı bey ne dedi de bu insan izne ayrıldı. Ben hukuka nasıl güveneceğim? Böyle bir şeyin olmaması lazım, eğer bir suç varsa hep beraber yapmışsak o da buraya gelsin, ya da biz de gelmeyelim" dedi.
"AİLELERDEN ÖZÜR DİLERİM"
Terör kurbanlarının ve uyuşturucudan hayatını kaybeden gençlerin ailelerinden özür dilediğini söyleyen Taner Aydın, “Biraz dosyayı inceledim, emniyet teşkilatında olmaktan her zaman gurur duydum, ancak ilk defa dün akşam emniyet teşkilatımdan utandım. Niye utandım? Mahkeme kararı alarak uyuşturucu kaçakcılarını, terör örgütlerini dinledik. Niye? Bir çocuk sokakta uyuşturucudan ölmesin diye dinledik. Biz teröre operasyon yaptık, bir bomba yüklü aracı patlamasın diye çalıştık, bulduk, patlamasını önledik. Belki bunlar bilinmiyor. Benim arkadaşlarım 2 sene dağ başında yattı terörist geçecek diye, bunları yakalamaya çalıştı. Uyuşturucu için günlerce Afyon-Yalova yollarında yattılar, buradan bir çocuk zehirlenmesin diye çalıştılar. İçerideki kahramanlar bunlardır, yaptıkları hiçbir hukuksuzluk yoktur. İllegal dinleme diyorlar. İllegal dinleme mahkeme kararı olmadan yapılan dinlemedir. Emniyet teşkilatında şu anki sistemde kimse illegal dinleme yapamaz, TİB denen bir kuruluş var, bu kuruluşa mahkemeden aldığımız kararı göndeririz, onlar hukuka uygunsa işleme koyarlar. Bugün Türkiye'de yargı bağımsızlığı ayaklar altına alınmıştır. Neden? Mahkemenin verdiği kararı polis müfettişi sorgulayabiliyor. Bu çok vahim bir durumdur. Polis müfettişleri bir hakimle ilgili, HSYK'nın görevi olmasına rağmen, 10 tane hakimi çağırıp ifadesini alabiliyor, böyle bir hukuk devleti olabilir mi? Biz bugün hakimleri, görevini yapmış polisleri sorguluyoruz. Burada söylemek istediğim, 17 Aralık'ta öyle ya da böyle insanımızın, milletimizin ceplerimizden cüzdanlarımızdan paraları çalındı, ancak daha vahimi 17 Aralık'tan sonra insanların inançları, imanları, vicdanları çalınmıştır. Geldiğimiz noktada dün Van'da bir teğmenimiz, Lice'de bir uzman çavuşumuz şehit oldu, niye şehit oldu bu insanlar. Bir sürü mayınlama eylemleri var, bunları niye görmüyoruz. Bir heykel dikiliyor bir teröristin, sonrada yıkılıyor olaylar oluyor. İstihbarat bu işe yarar. Bu heykel bir günde gelip dikilmedi, belki aylarca alt yapı çalışması vardır. İstihbarat önleme çalışması yapar bu heykelin oraya dileceğini bulur o heykeli oraya diktirmez, bayrağımızın indirileceğini tahmin eder bununla ilgili çalışma yapar o bayrağı indirtmez. Bayrak indikten sonra, devletin yolu kapandıktan sonra, oraya heykel dikildikten sonra, sizin devlet olma vasfınız sorgulanmaya başlanır. Şehitlerimize allahtan rahbet, ailelerine sabır diliyorum. Ben sadece şehit ailelerinden özür dilmiyorum, biz daha fazla çalışıp bu insanların şehit olmasını engelleyebilirdik. Sokakta bonzaiden ölenlerin ailelerinden özür diliyorum, daha fazla çalışıp bunu önleyebilirdik. Onun dışında hırsızlardan, polisler hiçbir zaman özür dilemezler. Bugün polise, hırsızdan özür diletmek isteyen mantık yarın teröristten de özür diletecektir. Ben yaptığım hiçbir işten pişman değilim. Edirde'den çıktığım kadar temizim" dedi. Taner Aydın, açıklamasının ardından emniyet binasına girip meslektaşlarına teslim oldu.
Bu arada operasyonun ikinci gününde de, aileler emniyet binasının önünde toplanıp gözaltındaki polislere destek verdi. Avukatlardan operasyonla ilgili bilgi aldı.

 

FOTOĞRAF