İSTANBUL, () İSTANBUL Barosu, Twitter erişiminin kapatılması üzerine yazılı basın açıklaması yaptı.
Baronun basın açıklamasında şöyle denildi:

"TWITTER’E GETİRİLEN YASAK İLE TÜRKİYE DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKLERDE 'AMATÖR KÜME'YE DÜŞÜRÜLMÜŞ, İTİBARI ZEDELENMİŞ, HUKUKUN 'KÖKÜ' KAZINMIŞTIR

İktidarın 'ileri demokrasi' masallarına karşın, hukuksuzluklara ve baskılara yeni bir halka eklenmiş, günümüzde ifade ve iletişim özgürlüğünün en önemli araçlarından biri olan bir sosyal medya alanı twitter’e erişim engellenmiştir. Bu uygulama, demokratik bir hukuk devletinde yeri olmayan, dayanaksız, hukuksuz, ölçüsüz bir uygulamadır ve anayasal-evrensel bir hakkın özünün ortadan kaldırılmasıdır.

Gerçekten:
1) Elbette ki, internet ve sosyal medya, suç işleme özgürlüğü olan bir alan değildir ve kişilik hakları korunmalıdır. Bununla birlikte bunun yolu, tüm yurttaşların anılan haklarını kül halinde ortadan kaldıracak şekilde bu alanlara erişimin engellenmesi değildir. Bu demokratik hukuk devleti ile orantılı ve ölçülü olmayan, hukuka ve uluslararası sözleşmelere ve anayasamıza aykırı bir uygulamadır ve kabul edilemez. Bu gibi durumlarda ancak, diğer yerlere erişim engellenmeksizin ve diğer yurttaşların özgürlükleri zedelenmeksizin sadece ilgili siteye veya twitter hesabına erişimin engellenmesi yahut kaldırılması söz konusu olabilir. Bu açıdan örneğin bir eğitim kurumunda yaşanan bir sıkıntı sebebiyle herhalde bütün okulların kapatılması yahut eğitimin ortadan kaldırılması düşünülemez. Suçla mücadele, bütün hak ve özgürlüklerin ortadan kaldırılmasını içeremez ve sonuçlayamaz.

2) Bu duruma yol açan, 5651 sayılı kanunda yapılan değişikliktir. Kanunlar sadece toplum yararı gözetilerek genel, soyut, objektif ve anayasaya uygun olabilecekken tamamen siyasi iktidarın güncel siyasi çıkar ve amaçları gözetilerek yapılan, hukuka ve anayasaya, evrensel hukuk kurallarına aykırı bu değişiklikler 'meyvesini' vermeye başlamıştır.

3) Bu uygulama ile birlikte Türkiye ne acıdır ki demokrasi ve özgürlükler açısından deyim yerindeyse 'amatör' lige düşürülmüş, adı yasakçı bir takım ülkelerle anılır olmuş, itibarı zedelenmiştir. Bunun baş sorumlusu siyasi iktidardır. Nitekim uygulamanın bizzat Başbakanın açıklamasından sonra gerçekleşmesi ve başka kişilerle ilgili olmasına karşın anılan mahkeme kararlarından öncelikle Başbakanın haberdar olması ve bunları açıklaması son günlerin yaygın ifadesi ile 'manidar'dır !

4) Sıkça sözel olarak demokrasi ve özgürlük vurgusu yapan Cumhurbaşkanı da, önüne gelen ve anayasaya, hukuka açıkça aykırı olan bu değişiklikleri içeren kanunu tereddütsüz onaylamakla gelinen bu sonuçtan bizzat ve doğrudan sorumludur.

 

5) Gerekli başvuruların, sağlam bir bilgi temelinde ve etkin olarak yapılmasının temini açısından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ile yapılan görüşme sonucunda anılan makamın bu yönde herhangi bir kararının olmadığı belirlenmiştir.

Buna karşın İstanbul Anadolu Adliyesi'nde verilen kararlar olduğu anlaşılmış ve bunlar da incelenmiştir. Bunlardan İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesince itiraz üzerine verilen kararda twitter’e erişimin engellenmesi yönünde bir içerik veya karar bulunmayıp karar, bir kişi adına sahte olarak oluşturulmuş bir hesabın kapatılmasına ilişkindir. İkinci kararda ise İstanbul (Anadolu) 5. Sulh Ceza Mahkemesi başvuru üzerine, bir twitter hesabı ile bir internet sitesine erişimin engellenmesine karar vermiştir. Ancak bu karar, sadece ilgili hesap ve siteye erişimin engellenmesi ile ilgili olup, genel bir erişimin engellenmesini kapsamamaktadır. Dolayısıyla Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB), böyle bir genel erişim yasağı içermemesine karşın mahkeme kararını bu şekilde kabul edip buna göre uygulama yapması bir yetki gaspıdır, dayanaksız ve hukuksuzdur, bu nedenlerle yok hükmündedir. Üstelik TİB bu şekilde ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’nı ve mahkemeleri de zan altında ve haksız ithamlara maruz bırakmıştır. Yapılan değişikliklerle siyasi iktidarın etkisine açık hale gelen TİB’in bu hukuksuz işlem ve uygulaması ile ilgili olarak idari yargıya başvurulacağı gibi, gerekli inceleme ve değerlendirme sonucunda suç duyurusunda bulunulması da değerlendirilecektir. Gerçekten TİB bu şekilde esasen var olmayan bir mahkeme kararını var gibi göstererek işlem yapmıştır ve bu da, hukuki ve cezai sorumluluk gerektirmektedir. Diğer yandan anılan iki mahkeme kararı ile ilgili olarak gerekli itiraz ve tavzih (düzeltme, açıklığa kavuşturma) başvuruları Baromuzca yapılmıştır ve süreç dikkatle takip edilecektir.

İstanbul Barosu olarak her zaman olduğu gibi, yurttaşlarımızın hak ve hukukunu, özgürlükleri korumaya, bu yöndeki hukuku mücadelemize, gerekli başvurularda bulunmaya kararlılıkla devam edeceğiz."

 TT(HE)