Erhan TEKTEN / İSTANBUL, () HALİÇ Kongre Merkezi'nde 5-7 Mayıs tarihleri arasında Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenecek olan 7. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı'nın açılışı gerçekleştirildi. Açılışa, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, sendika ve konfederasyonların genel başkanları ve temsilcileri ile çeşitli ülkelerden akademisyenler, uzmanlar, kuruluşlar, üniversiteler ve meslek odaları temsilcileri katıldı.

"BUGÜN BÖYLESİ BİR BAKANLIK VARSA, 1 MAYIS'LARI YARATANLAR SAYESİNDEDİR"
Açılışta bir konuşma yapan DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Çelik'in 1 Mayıs'la ilgili açıklamalarına tepki gösterdi. 1 Mayıs'ın işçi sınıfının uluslararası, birlik, mücadele ve dayanışma günü ilan edildiğinin altını çizen Beko, şunları söyledi:
"Bugün dünyanın dört bir yanında, hatta Afganistan'da bile barış içinde kutlanırken, bir Kamboçya'da, bir de Türkiye'de devlet işçilere, emekçilere adeta savaş açmıştır. Tüm dünya bu 1 Mayıs'ta hukuku, adaleti, tarihi, vicdanı ayaklar altına alan bir devlet terörüne tanıklık etti. İstanbul'da belli bölgelerde adeta sokağa çıkma yasağı uygulandı. 2010, 2011 ve 2012'de bayram gibi 1 Mayıs'ı kutladığımız meydan sadece 'iktidar partisinin canı öyle istedi' diye yasaklanmak istendi. Bir gerekçe bile sunmadan, akıldışı, hukuk dışı bir yasak uygulandı. Bunun için insanlık dışı yöntemler hayata geçirildi. 'Taksim'de 1 Mayıs olmaz, çünkü trafik sıkışır' dediler, ulaşım hakkını gasp edip tüm İstanbul'u evlerine hapsettiler. İşlerine, evlerine gitmek isteyen insanlara bile şiddet uyguladılar. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, 1 Mayıs'tan sonra kimi açıklamalarda bulundu. 'Sendikacılık Taksim değildir' dedi. Ancak unutulmamalı ki, hukuk dışı, akıl dışı, vicdansız, insanlık dışı baskılara biat ederek emek mücadelesi yürütülseydi, bugün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bile olmazdı. Unutmayalım ki çalışma yaşamının belirli standartlara kavuşması için devletin sorumlu olması, emek hareketinin bağımsız mücadelesi ile sağlanmıştır. Yani bugün böylesi bir bakanlık varsa, 1 Mayıs'ları yaratanlar sayesindedir."

"1 MAYIS'TA YAŞANAN ŞİDDETİ KINIYORUM"
KESK Genel Başkanı Lami Özgen de, yaptığı konuşmada, şunları söyledi:

 "1 Mayıs'ta yaşananlara bakıldığında, hükümet işçi sağlığı ve güvenliği konusunda da ne kadar samimi olduğunu gözler önüne sermiştir. AİHM kararına rağmen İstanbul, adeta yasak bir kent haline çevrilmiştir. 1 Mayıs'ta yaşanan şiddeti kınıyorum. Bakan'ın 3 gün önce sarf ettiği suçlayıcı ifadelere yanıt vermek zorundayım. Bakan '1 Mayıs'ta işçilerden almış oldukları aidatın ne kadarını işçilerin hayatını kaybetmemesi için harcıyor, bunun hesabını versinler. Sendikacılık demek, ücret sendikacılığı değil' demiştir. 1 Mayıs 1977'de katledilen arkadaşlarımızı anarak, 1980'li yıllarda kalmış sendikacılık anlayışını savunmakla eleştirmiştir. Gerçekleri çarpıtan sayın Bakan'a bizim de sorularımız var. Hükümetiniz bakanlığını bizim refahımız için kullanıyor. Halktan, emekçilerden aldığı vergilerin ne kadarını çelik duvarlar, iş cinayetlerinin önlenmesine harcıyor? Her 100 işyerinden sadece 3'ünü denetleyebilen bakanlığınız, iş cinayetlerinin önüne geçmek için ne kadar bütçe ayırmıştır? İşsizlik Fonu'nun ne kadarını işsizler için kullanıyorsunuz? Deprem vergilerini bile amacı dışında duble yol için kullandık diyen sizin hükümetiniz değil mi? 1 Mayıs'ta yüzlerce insanın olduğu hastanelerin bahçesine kadar atılan gaz bombalarını neyle açıklıyorsunuz? 5 milyondan fazla insanın eline geçen aylık 846 liradan ne kadar vergi kesiyorsunuz? Sendikalar Taksim'de kutlama yaparsa halkın seyahat özgürlüğü engellenir... Köprüleri kapatan sizin hükümetiniz değil mi? 10 Şubat 2011'de 10 işçiden 9'unun bedeninin toprak altında olmasının utancı sendikalara mı, hükümetinize mi aittir?"

"DAYATMA DA, ISRAR DA YANLIŞ"
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu da, hükümetin 'Taksim'e girilemez' dayatması içerisinde olduğunu söyleyerek, "Bu yanlıştı. 'Taksim olmazsa Emek ve Dayanışma Günü kutlanmaz' demek, 'Sözümüzü haykıramayız' demek de ona benzer bir yanlış. Ama ben burada buna girmeyeceğim. 2010 yılında TÜRK-İŞ'in davetiyle, Kamu-Sen, Hak-İş, Memur-Sen, DİSK, KESK, 6 konfederasyon bir araya geldik. Bu birlikteliğimizde Taksim'i emek ve dayanışma gününe açtık. Ancak sözcümüz konuşturulmadı. Kürsüye çıkamadık. Yardımcımın kolu kırıldı" dedi.

"HİÇBİR SENDİKAYA NE BİR ADIM UZAĞIZ, NE DE BİR ADIM YAKINIZ"
Eleştirileri yanıtlayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ise, "Arkadaşlarımız iş sağlığı, güvenliği ile ilgili bana buradaki konuşma listesini getirdikleri zaman, 'Bütün arkadaşlar konuşacak' dedim. Bizim olaya bakışımız böyledir arkadaşlar. Şu konuşsun, yok en büyük sendika konuşsun, şu konfederasyon olsun diye bir yaklaşımı kabul etmedik. Dedik ki, herkes çıksın, bu kürsüden özgürce çalışma hayatıyla ilgili ve özellikle iş sağlığı, güvenliği ile ilgili önerilerini, değerlendirmelerini burada dile getirsin, dedik. Bunun bir kere bilinmesinde fayda var. Sendikalara ve sendikacılığa bakışımızı en iyi burada oturan sendika ve konfederasyon başkanlarımız bilir. Biz yüzümüzü kızartacak, biz mahcup olacağımız bu kürsüden konuşamayacağımız hiçbir şeyi ne söyleriz, ne de yaparız. Her şey şeffaf bir şekilde cereyan ediyor. Hiçbir sendikaya ne bir adım uzağız, ne de bir adım yakınız" diye konuştu.

"77'Yİ UNUTTURALIM DÜŞÜNCESİNDE DEĞİLİZ"
Bakan Çelik, şöyle devam etti:

"Ben 1 Mayıs'la ilgili basın toplantısı yapmadım. Ama Çalışma Bakanı'yım. 1 Mayıs bayramının ertesinde İstanbul'daydım. Bu toplantının tanıtımı için İstanbul'daydım. Sorulan bir soru üzerine cevap verdim. 1 Mayıs Taksim'den ibaret değil. Taksim anlamlıdır. Sembolik çok önemi vardır. 77 olaylarının unutturulmaması gerekiyor. Faillerinin yakalanması gerekiyor. Bunu meydanlarda haykırmak gerekiyor. Taksim'de de bu sembolik anmayı yapabilirsiniz diye idarenin almış olduğu karara diyorum ki sendikalar saygı duymalı. Gelecek yıl da, bakın söylüyorum, Kadıköy'de de bu iş olmayacak. Kızılay'da bu iş olmayacak. Neden, gelişen şehir şartları... Şehir de hayatı felç ediyor. AİHM ne diyor? AİHM bu konuda, idarenin güvenlik açısından neresi uygun ise belirlediği yerlerde bu toplantıların yapılmasını... Binlerce, yüzbinlerce insanın Kızılay'a, Kadıköy'e ve Taksim'e toplanması konusunda idare bir karar alıyorsa, saygı duyalım diyorum ben. Benim dediğim bu. '1 Mayıs'ı kutlamayın' demiyoruz ki. Yenikapı'da açılmış, Maltepe'de açılmış, Kazlıçeşme açılmış. Toplantı Gösteri Yürüyüşü'ne aykırı bir duruş yok ki. Bu ısrar, emeğin sorunlarını konuşmayı engelliyor. Ben geldim, ikinci günü gördüm. Tüm kamu binalarının camları çerçeveleri aşağıya indirilmiş. İşçi mi indirdi? Hayır. Bunu bir işçi yapmaz. Ama her defasında da birlikte yapalım denildiğinde, konfederasyon başkanları konuşturulmadı. Bir problem var demek ki. Bu problemi aranızda aşılabiliyorsanız, aşacaksınız. Alana endeksli hale getirmektense, bence emek için ne söylerseniz söyleyin. Bakın eleştirilerinizin tümünü saygıyla karşılıyorum. Onları çözmek bizim görevimiz. Gelin, bunların çözümüne endekslenelim. Ben açık konuşuyorum. 77'yi unutturalım düşüncesinde değiliz."

ET (MK) (FOTOĞRAF)