TÜRKİYE İktisadi Kalkınma Vakfı Başkanı Ömer Cihad Vardan, bir yılı aşkın süreden beri devam eden çözüm sürecinin, AB üyeliği sürecinden daha hızlı ilerlediğini söyledi. Avrupa Birliği'ne üye ülkelerin, Türkiye'nin AB'ye üyeliğine engel olan 23 ve 24'ncü fasılların ortadan kaldırılması yönünde fikir beyan ettiğini söyleyen Vardan, "O zaman biz de diyoruz ki, söylem de kalmasın. Gelin ortak olarak çalışmayı başlatalım ve bu fasılları ortadan kaldıralım, fiiliyata dökelim" dedi.

İktisadi Kalkınma Vakfı ve Diyarbakır Ticaret Sanayi Odası tarafından, 'Türkiye-AB ilişkilerinde yeni gündem' konulu panel düzenlendi. Panele, İktisadi Kalkınma Vakfı Başkanı Ömer Cihad Vardan, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Fırat Anlı, TSO Başkanı Ahmet Sayar, Karacadağ Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri İlhan Karakoyunlu, Diyarbakır'da faaliyet gösteren sanayici ve işadamları dernekleri temsilcileri ile çok sayıda işadamı ve işkadını katıldı.

Panelin açılış konuşmasını yapan TSO Başkanı Ahmet Sayar, küresel rekabetin göz önünde bulundurulması durumunda, Türkiye'nin AB dışında kalmaması gerektiğini belirterek, şöyle dedi:

"Bireyselden çok icracı kurumlar olarak atılması gereken yasal adımların biran önce atılması gerekir. Ülkenin sadece tek unsurdan ve tek inançtan olmadığını ortaya koyan yasa ve anayasanın biran önce ortaya konulması gerekiyor. Bu çalışmanın dışında kalan siyasi partilerin de elini taşın altına koyması gerekiyor. Barış sürecinin kalıcı bir barışa ilerlemesi konusunda üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekiyor. 81 kentine baktığımız zaman en son sırada bulunan 10-15 kentin bölgede olduğunu görüyoruz. Bunun kaynak yetersizliğinden değil, burada yaşanan bir takım üzücü sorunlardan olduğunu biliyoruz. Tabi AB süreciyle de alakalı olduğu için AB konseyi yerel yönetimler üzerindeki şartıyla ilgili, çünkü bir yerde kaynak varsa o kaynakları politikaları belirlemede yerel aktörlerin devrede olması gerekiyor. Merkezde coğrafyası büyük olan bir ülkenin, merkezden politika belirlemesi çok sağlıklı olmuyor doğrusu. AB konseyi yerel yönetimler özerklik şartının özellikle buradaki ekonomik politikanın belirlenmesi konusunda yerel aktörlere danışılması, tamamı olmasa da kısmen yetkilendirilmesi ve buradaki ekonomik gelişmişliğe göre yine de tamamı olmasa bile bir kısmının burada kalkınma için kullanılması gerektiğine inanıyoruz. Özellikle AB konseyi yerel yönetimler özerklik şartıyla ilgili bazı konulardaki Türkiye'nin çekingenliklerinden kaldırılması yönündeki adımların atılması, buradaki sosyo ekonomik gelişmişlik farkının Batı'yla aradaki farkın kaldırılması çok daha kolaylaşacaktır."

Türkiye İktisadi Kalkınma Vakfı Başkanı Ömer Cihad Vardan, bölgeyi önemsediklerini ve İstanbul dışındaki ilk toplantılarını Diyarbakır'da yaptıklarını söyledi. Çözüm sürecinde hayli önemli bir mesafenin atıldığını ve bölgenin gelişmişliğinin sağlanması gerektiğini belirten Vardan, "Yeni fabrikalar kurarak istihdam yaratabiliriz. Ciddi anlamda teşvikler verildi. Burada teşviğin yeterli olması anlam kazanması için bizim de bu çözüm sürecine başlamamız lazım geliyor dedik. İnsanların huzur ve güven içerisinde geleceğe ümitle bakabileceği bir ortamı oluşması gerekiyor idi ki, yatırımlarla birlikte istihdam ortaya çıkabilirsin. İnşallah bu süreç başladı. Bu bizim için, bölge için, Türkiye ve ilişkide bulunduğumuz AB ve bölge ülkeleri için de çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ama şunu da söyleyeyim, inanın bu çözüm sürecinin ilerlemesi, AB sürecinden daha hızlı oldu, bu da bizi sevindiriyor. İnşallah önümüzdeki günlerde bunu daha hızlı bir şekilde neticeleneceğini düşünüyorum" dedi.

Doğu ve Güneydoğu'da yaşayanların AB sürecine katılım noktasındaki iştirakinin batıdan daha fazla olduğunu söyleyen Vardan, "Bunlar arasında Diyarbakır yine ortalamaya yakın gibi gözüküyor. Yüzde 57 civarında ama Hakkari'ye baktığımızda, yüzde 78 civarında. İşte bu da bize bu bölge insanın nasıl demokratik bir yaşam talebi içerisinde olduğunu, nasıl sosyal bir kalkınma arzusu içerisinde olduğun gösteren bir başka gösterge oluyor" dedi.

ANLI: POZİTİF AYRIMCILIK İSTİYORUZ

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Fırat Anlı, davetlileri Türkçe, Kürtçe, Zazaca ve Arapça hoş geldin diye selamladı. Anlı, şunları söyledi:

"Barış süreci tabi hiç birimizin değinmeden geçemeyeceği bir süreç, çok şükür ki tek bir gencimizin tırnağı dahi incinmiyor. Böyle bir süreçtir onun için en kötü barış, savaştan ve çatışmadan daha iyidir. Diyarbakırlılar olarak, bunu en yakından bileni ve en çok sahip çıkanıyız. İnsanlar kötü günlerinden uzaklaşmak istiyor. Hepimiz elimizde bir civciv yavrusu taşıyoruz. Ne sıkabiliyoruz, ne bırakabiliyoruz. Öyle hassas bir süreç. Söyleyeceğimiz her şey bizim kastımızı aşan politik gündemlere yada manşetlere konu olabilir. Ama bundan kaygı duyup konuşmamayı tercih etmek, yanlış olur eksik olur. O açıdan hangi siyasi partiden olursa olsun, Diyarbakır'da çok net bir şekilde pozitif ayrımcılık istiyoruz. Bunu ısrarla istiyoruz, bunu hükümetten istiyoruz, bunu Türkiye'deki yatırımcılardan istiyoruz. Özellikle biz bu verileri hak etmiyoruz. Özellikle tek tek başlıklara baktığımızda Türkiye'nin en gelişmişlik sıralamasındaki son 20 ilin bölgemizde olmasını, bunun sonlanmasını istiyoruz."

"ENERJİDEN DİYARBAKIR'A PAY VERİLMESİ LAZIM"

Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak'ın bölge çıkan petrolden pay istedikleri açıklamasını gündeme getiren Anlı, "Petrol bir örnekti. Teşbihte hata olmaz. Aslında enerji politikalarını tartışmak lazım. Enerjiden Diyarbakır'a güçlü bir payın verilmesi lazım. Çünkü enerjiye çok büyük bir katkımız var" dedi.

MT(GG/SSA) (FOTOĞRAFLI)