Cem TURSUN / İSTANBUL, ()  YARGITAY tarafından 2 yıl 1 ay hapis cezası onanan ve 19 Mayıs'ta cezaevine girecek olan ikizler Lorin ve Özgür'ün annesi Mülkiye Demir Kılınç hastaneye sevk edildiğine ilişkin yazıyı savcılıktan aldı. 
Mülkiye Demir Kılınç, İnfaz Savcılığı'na başvurarak cezanın ikinci kez ertelenmesini talep etmişti. Savcılıkta bu talebi değerlendirerek Mülkiye Demir Kılınç'ın sağlık raporu alınması için hastaneye sevk edilmesine karar vermişti. Kılınç ve eşi bugün savcılığa gelerek Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk yazısını aldı.

Savcılığın sevk yazısında, "Hükümlünün cezasının infazına ceza infaz kurumunda devam edilmesinin mahkumun sağlığına olumsuz yönde etki edip etmeyeceği, Olumsuz etki ediyorsa, mahkumun cezasının infazına resmi sağlık kuruluşlarının mahkumlara ayrılan bölümünde devam edilip edilmeyeceği, Bu durumda bile cezanın infazı hayati tehlike teşkil ediyorsa infazın ertelenmesi gerekip gerekmediği ertelenecekse ne kadar erteleneceği, hükümlü rahatsızlığının Anayasanın 104/2-b maddesinde yazılı sürekli hastalık, sakatlık ve kocama hali niteliğinde olup olmadığına dair sağlık kurulu raporunun Başsavcılığımıza gönderilmesi rica olunur" denildi.

"TALEBİM CİDDİYE ALINMADI"
Mülkiye Demir Kılınç (31) adliye çıkışında gazetecilerin soruları üzerine şunları söyledi:

"Biz birkaç maddeden erteleme talep etmiştik. Bir madde de çocuğu 6 ayını geçmemiş annelere geri bırakılır, periyotlarla erteleme yapılabilir maddesinden de erteleme talep etmiştik. Bir erteleme talebi de engelli olduğumuza dair bir rapor sunmuştuk, oradan da erteleme talep etmiştik ama savcı beyin takdiri. Savcı bey çocukları dikkate almayarak beni tam teşekkülü bir hastaneye gönderip oradan bir heyet raporu alıp ordan da Adli Tıp'a göndereceklerini, Adli Tıp'tan çıkacak rapora göre ceza ertelemenin olup olmayacağına karar vereceklerini söyledi. Adli Tıp'tan çıkacak sonuca göre değerlendireceklerini söylediler. Ama şu noktada bir sıkıntı var. Ben kendi sağlığım üzerinden değil çocukların sağlığı üzerinden talep etmiştim. Çocuklar çok küçük olduğundan, daha bebek olduğundan ve koşullar uygun olmadığından ben talep etmiştim. Bu talebim ciddiye alınmadı. Bu konuda şu an çok kaygılıyım açıkçası. Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildim. Adli Tıp'tan ne zaman rapor gelirse ona göre değerlendireceğiz, dediler."

"ADLİ TIP'TAN OLUMLU BİR RAPOR ÇIKMAZSA..."
"Sol bacağımda kalça çıkıklığından kaynaklı yüzde 43 gibi bir raporum var" diyen Kılınç, şöyle devam etti:

 "Bu da tam teşekkülü bir hastaneden aldığım bir rapordu, Şişli Etfal'den almıştım. Bu rapor üzerinden bana 'cezaevinden kalamaz, sağlığını olumsuz etkiler diyebilir mi' o konuda kaygılarım var. Bebeklerim şu an 5.5 aylık. İnfazım gerçekleşene kadar 6 aylık olacaklar. Maalesef 6 aylıkken benimle cezaevine girecekler. Onları da yanıma almak zorundayım. Çok çok uzun tartışmalardan sonra aldığımız bir karar. Çok çok ciddi bir sağlık sorunu olmadıkça bebeklerin 6 yaşına kadar annenin yanında kalması gerektiğini söylüyor uzmanlarımız. Aslında dışarıda çok bırakma koşulum olmadığından kaynaklı da. Bunların hepsi bir araya gelince maalesef yanımda götürmem gerektiği ortaya çıkıyor. Maalesef bebeklerle birlikte cezaevi yolu görünecek bana, eğer Adli Tıp'tan olumlu bir rapor çıkmazsa."

"İNSANLARIN, KAMUOYUNUN VİCDANINA BIRAKIYORUZ"
Mülkiye Demir Kılınç'ın eşi Ahmet Kılınç da, şunları söyledi:

"Ruhsal bir çöküntünün geriye dönüşü yok yani annesini kaybetme korkusu var. Bebeklerin anneyi kaybetme korkusı bilimsel bir şey. Cezaevinde herhangi bir sağlık sorunu yaşamadıktan sonra bütün uzmanların söylediği şu; annesinin yanında olması gerekir. Bizim sanki kendiliğimizden yapmış olduğumuz bir işmiş gibi, bizi çok rencide ediyor. Çünkü 2 sene bir ay ceza neden verilmiş kitap satması yüzünden verilmiş. Bundan kim etkilenecek eşim mülkiye etkilenecek, ben etkileneceğim, bebekler etkilenecek. Böyle bir durum hukuk terazisine bırakıyoruz bunu insanların, kamuoyunun vicdanına bırakıyoruz. Bizim erteleme talebimiz ilk başta sadece eşimin sağlık sorunlarından kaynaklı değildi. Çocukların aile bütünlüğünün çocukların sağlığının değerlendirilmesi üzerineydi. Bu konu yanlış anlaşılmasın sadece eşim rahatsızdır diye cezaevinde kalamaz, diye bizim ilk başta bir talebimiz olmadı, bu yönde yani oldu ama sadece bu değildi. İlk başta bebekler ikiz bebeklerimiz 'Özgür ve Lorin cezaevinde büyümesin' diye biz ertelemeyi talep etmiştik. Ama savc,ı çocuklar 6 aylık olduktan sonra artık bunları düşünmeye gerek yok, diye yorumlamış yasaları ve bu da bize Türk Ceza Kanunu'nun ne kadar eksik olduğunu da göstermektedir.  İkiz bebekler diye ikiz bebek, yada üçüz bebek ya da dördüz bebek diye herhangi bir şey yok. Herhangi bir yasal düzenleme yok."

CT (MK) (FOTOĞRAF)