İNSAN Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, 2013 yılına ait hazırladığı hak ihlalleri raporunu açıklarken, Genel Başkan Yardımcısı Serdar Çelebi, 2013 yılında hak ihlallerinde görülen azalmanın barış umudu ile sağlanan çatışmasızlık ortamından kaynaklandığını söyledi.
İHD Diyarbakır Şubesi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde 2013 yılında meydana gelen hak ihlalleri ile ilgili hazırladığı raporunu basın toplantısı ile açıkladı. İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici'nin de katıldığı toplantıda konuşan İHD Genel Başkan Yardımcısı Serdar Çelebi, başlatılan çözüm süreci ve sağlanan çatışmasızlık nedeniyle 2013 yılında hak ihlalleri konusunda önceki yıllara oranla düşüşler görüldüğünü söyledi. Temel sorunların çözülmesi konusunda gerekli adımların atılmamasından kaynaklı bazı hak ihlallerinde artışlar yaşandığını ifade eden Çelebi şöyle konuştu:
"2013 yılının başında silahlı çatışmalardan kaynaklı yaşamını yitiren 29 kişi dışında çatışmalardan kaynaklı yaşam hakkı ihlali yok. Bu gelişme 21 Mart nevruzuyla birlikte başlayan çatışmasızlık sürecinin bir ürünüdür. Ancak, çatışmasızlık sürecinin sürekli barışa evrilebilmesi konusunda hükümetin ciddi bir çaba içinde olduğunu söyleyemiyoruz. Çatışmalar nedeniyle yaşam hakkı ihlalleri yaşanmasa da, güvenlik güçlerinin toplumsal olaylara müdahalesi ve halka yönelik saldırıları sonucu yaşam hakkı ihlalleri davam etmiştir. Aralık ayı içerisinde Hakkari’nin Yüksekova İlçesi’nde yapılmak istenen bir toplumsal gösteride Reşit İşbilir, Veysel İşbilir ve Bemal Tokçu’nun polis kurşunlarıyla katledilmesi başta olmak üzere yıl içerisinde güvenlik güçleri tarafından veya faili meçhul cinayetler sonucu 28 kişi yaşamını yitirmiştir. Yine Türkiye genelinde Gezi Parkı olaylarıyla birlikte 6 kişi polisin şiddeti sonucu yaşamını yitirmiştir. Bu da, devletin Kürt sorununa, hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye yaklaşımının halen çok geride olduğunu yansıtmaktadır."
Çelebi, 2013 yılında yaşam hakkı ihlalleri dışında birçok alanda ihlallerin de görüldüğünü anlattı. Çelebi, bunlara örnek olarak işkence, adil yargılanma hakkı ihlalleri, keyfi ve uzun süren tutuklamalar, düşünce ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, cezaevlerindeki hak ihlalleri, toplanma ve gösteri hakkına yönelik müdahaleler, kadına yönelik şiddet, çocuk hakları ve din ve vicdan özgürlüğüne yönelik engelleri gösterdi. Cezaevlerindeki hak ihlallerinin de devam ettiğini, buralarda 163'ü ölüm sınırında 550 ağır hasta tutuklu ve hükümlü hasta bulunduğunu öne sürerken "Hasta mahpuslar cezaevlerinde ölüme mahkum edilmişlerdir" dedi.
Abdullah Öcalan'ın bulunduğu İmralı Cezaevi'nde de hak ihlalleri görüldüğünü ileri süren İHD Genel Başkan Yardımcısı Çelebi, şöyle konuştu:
"Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit uygulaması 2013 yılında da devam etmiştir. Sürecin başlaması ile birlikte bazı heyetler ile görüşmesi sağlanmış olsa da avukatları ile görüştürülmemiş olması hukukun ayaklar altına alınması anlamına gelmektedir. 15 yıldan bu yana ağırlaştırılmış tecrit ortamında Öcalan’ın tutulması hukuki olmayıp gayri insanidir. Kürt meselesinin çözümünde önemli bir aktör olduğu son barış süreciyle birlikte tüm kesimler tarafından kabul edilen sayın Öcalan’ın barış sürecindeki rolünü oynayabilmesi için üzerindeki tecride son verilmesi gerekmektedir."