Taner YENER/İSTANBUL, () SABANCI Vakfı’nın kuruluşunun 40’ıncı yılı nedeniyle düzenlenen basın toplantısında konuşan Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, ”Bizim serbest piyasa anlayışımıza göre; günümüzde ekonomik gelişmenin lokomotif gücü nasıl özel sektörse, sosyal gelişmenin çekici gücü de sivil toplum kuruluşlarıdır. Ancak her iki alanda da hızlı, dengeli ve sağlıklı gelişme, ancak demokrasinin iyi işlemesiyle, ileri toplumlarda geçerli olan hukukun üstünlüğünün, özgürlüklerin, eşitliğin ve çoğulculuğun gözetilmesiyle mümkün olabilir” dedi.
BU TOPRAKLARDAN KAZANDIKLARIMIZI BU TOPRAKLARIN İNSANLARIYLA PAYLAŞMAK
Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Sabancı Center Sıdıka Ana Salon 1’de Sabancı Vakfı’nın kuruluşunun 40’ıncı yılı nedeniyle düzenlenen basın toplantısında konuştu. Sabancı, 1920 yılında dedesi Hacı Ömer Sabancı’nın henüz 14 yaşındayken Kayseri’nin Akçakaya köyünden Adana’ya yürüyerek gittiğini ve Çukurova’nın bereketli topraklarında çalışmaya başladığını belirterek, “Çok çalışılması ve herkesin üretime katılması gereken o yıllarda, ülkesini seven bir birey olarak çok çalışmış, başarılı olmuş, para kazanmış, Adana’da sevilen bir insan olmuş. Adana’da para kazanmaya başladığından itibaren, öncelikle Kayseri’deki köyüne ve daha sonra Adana’daki çevresine katkıda bulunmaya başlamış. Her zaman zekatını veren, inancı ve paylaşma duygusu kuvvetli, toplumun ihtiyaçlarına duyarlı birisi olarak grubumuzun temellerini atmış. Vakfımızın misyon kabul ettiği 'Bu Topraklardan Kazandıklarımızı Bu Toprakların İnsanlarıyla Paylaşmak' onun sözleriydi” dedi.
OKULLAR YAPTIRMAK, İHTİYAÇ SAHİPLERİNE YARDIMLARDA BULUNMAK BİR AİLE GELENEĞİYDİ


Dedesinin ardından babaannesi Sadıka Sabancı’nın onun paylaşmacı misyonunu oğullarının güçlü desteğiyle aynen devam ettirdiğini ifade eden Sabancı, şöyle konuştu:

“Okullar yaptırmak, gençlere burslar vermek, ihtiyaç sahiplerine yardımlarda bulunmak bir aile geleneğiydi. Yani aslında Sabancı Ailesinin hayırseverlik geleneği, Vakfımızın kuruluşundan da önceye, dayanıyor. 1940’larda ilk olarak köye yol-su getirme, zekat dağıtma, sonra köye okul yaptırmak. 1950’lerden itibaren, daha yoğun olarak bu tip faaliyetlerin devamını görüyoruz. 1967 yılında önce Sabancı Holding, sonrasında Sadıka Sabancı’nın tüm malvarlığını bağışlamasıyla Vakfımız kuruluyor. 1974 yılında Vakfımızın kuruluşuyla, yardımlar düzenli bir zemine oturtuluyor, Sabancı Ailesinin hayırseverlik yolculuğunun 2’inci dönemi, kurumsal dönem başlıyor. Dolayısıyla bugün ben öncelikle, Vakfımıza büyük emekleri geçen, Sabancı Ailesinin büyükleri ile Vakfımızın uzun süre başkanlığını yapan Hacı Sabancı’yı ve daha sonra bayrağı devralan Sakıp Sabancı’yı rahmetle anmak istiyorum. Ve tabii ayrıca, Vakfımıza bugüne kadar emeği geçen tüm profesyonel arkadaşlara, geçmişten bugüne genel müdürlük görevini üstlenen kuruluşundan bu yana Sabancı Topluluğu’nda çalışan tüm arkadaşlarıma teşekkürlerim var. “

BU ÇALIŞMALARIMIZ SIRASINDA BİRTAKIM TEMEL MESELELERLE KARŞILAŞTIK

Çıktıkları yeni yolda hibe verdikleri sivil toplum kuruluşları olsun, fark yaratanlar olsun kendilerine cesaret veren örnekler karşılaştıklarını belirten Sabancı, şöyle devam etti:

“ Bunlar bizi umutlandırıyor, motive ediyor. Örneğin; yeniden okula kazandırılan kız çocukları, cinsiyet eşitliğine önem veren yerel yönetimler. Engellilerin sosyal yaşama katılımında artan duyarlılık, Gençlerin çözümün parçası olmaları, aktif vatandaşlığa artan ilgileri, Biz, sorunlara etkili ve uzun soluklu çözümler üretmek için yola çıktık. Bu çalışmalarımız sırasında birtakım temel meselelerle karşılaştık: Kadınların ve kız çocuklarının, eğitimden istihdama kadar yoksun oldukları 'hak' sorunları vardı. Engellilerin 'temel hak ve özgürlükleri' için mücadeleleri vardı. Gençler 'toplumsal hayata yeterince katılamıyordu'. Tüm bu ihtiyaçlara çözüm getirebilmek için, ülkemizin gençleri, kadınları, kız çocukları ve engellilerine eşit haklar tanıyacak şekilde kalkınmaya katkıda bulunmak için çalıştık ve çalışmaya devam edeceğiz. “

“KÜÇÜK GELİNLER’İN GÜNDEME GELMESİNDE ÇOK ÖNEMLİ ROLÜMÜZ OLDU”
Konuşmasında vakfın 40 yılını özetleyen Sabancı, şunları söyledi:

“Sabancı Vakfı’nı, uluslararası vakıfçılık standartlarını uygulayan, öncü ve örnek bir vakıf olarak konumlandırmayı başardık. Sosyal yatırımlarımızla, 1,5 milyar doların üzerinde kalıcı değer yarattık. Ancak, her zaman söylediğimiz gibi paradan daha önemli olan, yapılan işlere verilen emek, kaç kişinin hayatında fark yaratabildiğinizdir. Biz bununla motive oluyor ve şevk duyuyoruz. Birazdan Zerrin Hanım bu çalışmaların detaylarını paylaşacak. Toplumun hizmetine sunduğumuz eğitim kurumları, yurtlar, kültür tesislerinden yararlananların sayısı bugün milyonlarla ölçülüyor. Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarının projelerine hibe uygulamasını başlatan ilk vakıf olduk. Diğer vakıfların da bizi takip etmelerini bekliyoruz. Üzerine eğildiğimiz her konuda çözüm arayan, sorunların çözümü için ‘Konuşan’ ve ‘Konuşturan’ olduk. Bugün Türkiye’nin gündemindeki en önemli konulardan biri de ‘çocuk gelinler’ Bizim de Sabancı Vakfı olarak bu konunun gündeme gelmesinde, çözüme katkı verenleri cesaretlendirmede çok önemli bir rolümüz olduğunu düşünüyorum."
“SON YILLARDA YAPILAN TÜM ARAŞTIRMALARDA ‘BİLİNİRLİĞİ EN YÜKSEK ’VAKIF”
Güler Sabancı, her yıl yaptıkları ve başarılı örnekler getirdikleri Filantropi Seminerinin bu yıl, vakfın 40’ıncı yılına özel, çok daha etkileyici olmasına çalıştıklarını belirterek, şöyle konuştu:

“Topluma hizmet etme şansımız olduğu için, dezavantajlı kişilerin kamuoyunun gündemine girmesine katkıda bulunduğumuz ve insanların hayatında olumlu gelişmeler yaratma imkanına sahip olduğumuz için mutluyuz. Sakıp bey, en önemli görevlerden birinin ‘sosyal hizmet yarışı’ olduğunu ifade ederdi. Biz de sosyal hizmet yarışında hayırseverlik bayrağını elden ele, gönülden gönüle, yarınlara taşımaya devam edeceğiz. Son yıllarda yapılan tüm araştırmalarda ‘bilinirliği en yüksek’, ‘toplumun kendisine en yakın hissettiği’ ve “en beğenilen” vakıf olarak Sabancı Vakfı çıkıyor. Bu da bizi daha çok çalışmak için teşvik ediyor.”

DAHA YAPACAK ÇOK İŞİMİZ VAR

Sabancı, serbest piyasa anlayışlarına göre; günümüzde ekonomik gelişmenin lokomotif gücü nasıl özel sektörse, sosyal gelişmenin çekici gücü de sivil toplum kuruluşları olduğuna dikkat çekerek, “Ancak her iki alanda da hızlı, dengeli ve sağlıklı gelişme, ancak demokrasinin iyi işlemesiyle, ileri toplumlarda geçerli olan hukukun üstünlüğünün, özgürlüklerin, eşitliğin ve çoğulculuğun gözetilmesiyle mümkün olabilir. Biz Sabancı Topluluğu olarak, ülkemizin potansiyeline güveniyoruz. Ülkemizin her şeyin en iyisine layık olduğuna inanarak çalışmaya devam edeceğiz. Başta söyledim, sözlerimi bitirirken tekrarlamak istiyorum: ‘bu ülke hepimizin ’Daha yapacak çok işimiz var” diye konuştu.

TY (MK) (FOTOĞRAFLI)