İNSANİ Yardım Vakfı (İHH) Genel Başkanı Bülent Yıldırım, MİT görevlilerinin içerisinde yer aldığı TIR'ların aranmasını 'Mavi Marmara' ve ABD'li askerlerin Süleymaniye'de Türk askerlerin başına çuval geçirmesine benzetti. Yıldırım, "Bu emri verenler, mutlaka tespit edilip yargılanmalı ve bir utanç vesikası olarak da nesillerine gösterilmeli" dedi. İHH Başkanı Bülent Yıldırım, Kahramanmaraş'ta 'İHH ve İnsani Diplomasisi' konulu konferans verdi. Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi'nde düzenlenen konferans öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan İHH Başkanı Bülent Yıldırım, MİT görevlilerinin içerisinde bulunduğu TIR’ların jandarma tarafından aranmasını tepki gösterdi, arama emrini verenlerin yargılanmalarını istedi. TIR’ların aranmasını 'Mavi Marmara' ve ABD’li askerlerin Süleymaniye’de Türk askerlerin başına çuval geçirme olayına benzeten Yıldırım, "Kendi ülkemizin görevlilerine, başka görevlilerin bu tür muamele yapması gerçekten iğrenç. Birdenbire İsrail’in ‘Mavi Marmara’ya yaptığı baskını hatırladım. Aynı şekilde hiçbir şey dinlemeden, sorgu sual yapmadan saldıran İsrail askerleri gibiydi adeta bu. O nedenle gerçekten üzüldüm. Bu dış dünyada bizi cidden zor duruma soktu. Bu TIR baskın yapanların görevlileri dövebileceklerini hiç düşünemedik. Yani ‘Evet durdurmuşlardır, işte TIR’ların içerisinde neler olduğunu anlamak isteyen ve dünyaya bunu şikayet olarak sunmak isteyen bir paralel güç olabilir’ dedik. Ama kalkıp darp edeceği, şiddet kullanacağı hiç aklımıza gelmedi. Herhalde bu bir ayıp olarak Türkiye tarihine geçmiştir. Yani Amerika askerlerinin çuval geçirmesi gibi bir şey bu. Bu ne kadar iğrenç bir şey ki, o daha masum kalıyor çünkü karşıda Amerika var. Yani emperyalist bunu yapabilir, siyonist bunu yapabilir. Ama Türkiye'nin bir birimindeki görevli, başka bir birime bunu nasıl yapabilir?" dedi. Yıldırım, TIR'ların aranması emrini verenlerin tespit edilerek yargılanmaları gerektiğini ifade ederek, şöyle konuştu: "Bu askerlerin çoğu, bunu yapanların çoğu, niçin yaptıklarını bilmiyor olabilirler. Çünkü Kilis ofisine baskın yapmaya gelen polis memurlarına ‘Orada bir El Kaide operasyonu var’ diye getiriyorlar. Polis memurları gelip İHH’yı görünce bu operasyonu yapmak istemiyor bir kısmı ve bunlar tehdit ediliyor. Deniliyor ki; '3-4 gün sonra hükumet düşecek. Ya bu operasyonu yaparsınız ya da sürülürsünüz.' Bu polis memuru, bunu basınla paylaşır mı bilmiyorum, ama bize bu itirafları geldi. Muhtemelen bu askerler de nereye gittiğini bilmiyorlar, kimi dövdüğünü bilmiyorlar. Bence bu emri verenler, mutlaka tespit edilip yargılanmalı ve bir utanç vesikası olarak da nesillerine gösterilmeli." Bülent Yıldırım, bazı yardım kuruluşlarının topladıkları yardımları ihtiyaç sahiplerine ulaştırmadıkları iddiasıyla ilgili de, yardım kuruluşlarının olumsuz yansıtılmaması gerektiğini ifade ederek, şöyle konuştu: "Yardım kuruluşlarının yaptıklarını bu şekilde olumsuz yansıtmamak gerekiyor. Çünkü yardımlaşma bilincine yönelik bir darbe olarak da düşünülebilir. Fakat bazı yardım kuruluşlarının özellikle İHH ve benzeri kuruluşları bulundukları yerlerde Amerika’ya şikayet ettiklerini, bölgedeki yerel güçlere şikayet ettiklerini biliyoruz. Yani Türkiye’de bizim hakkımızda ne tür iftiralar atıyorlarsa; mesela Libya’da, Somali’de de bizim hakkımızda iftira atan bazı Türkiye'nin STK ve yardım kuruluşları olduğunu biliyoruz. Buna rağmen biz sessiz kalıyoruz. Fakat herhangi bir yardım kuruluşunun yardım götürmediği kısmına çok katılmıyorum. Biraz fazla reklamını yapıyordur. Biz o konuda her zaman söylemişiz, götürdüğünüz yardımların reklamını değil, tanıtımını yapın. Ama bu tanıtımı da bırakın halk yapsın. Çok fazla yaparsanız yarın öbür gün aleyhinize böyle kullanılır."