ERZURUM Damızlık Koyun, Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Emrullah Akpunar, her işte olduğu gibi hayvan besiciliğinin de profesyonelce yapılması gerektiğini söyledi. Başkan Emrullah Akpunar, "Öncelikle Et ve Balık Kurumu Kombinası'nın rastgele kişilerden hayvan alımlarına son verip bir an evvel sözleşmeli besiciliğe geçmesi gerek. Böylece et üretimi ve fiyatlar dengede tutulur" dedi. Erzurum'da olduğu gibi Türkiye'deki tüm Et Balık Kurumlarının modern kesimhaneler açması ve bunlara özel teşebbüslerin de eklenmesi gerektiğini ifade eden Başkan Emrullah Akpunar, bu tesislerde her yıl yaklaşık 1 milyon kuzunun kesilebileceğini söyledi. Erzurum'un eskiden olduğu gibi şimdi de Doğu'nun et ambarı olduğunu vurgulayan Damızlık Koyun-Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Emrullah Akpunar, "Erzurum'un 20 ilçesinde damızlık üretim işletmesi olan 11 bin üyemiz var. Bunun yüzde 50'si işini profesyonelce yapıyor. Ama profesyonelce besicilik yapan bir tek kişi yok. Çünkü kimse önünü göremiyor. Eğer EBK'lar besicilerle sözleşme imzalar ve her yıl hayvan alacağını taahhüt ederse o zaman besicilik profesyonelce yapılır. Ülkemizde maalesef hayvanın para ettiği dönemlerde kuyumcusundan, müteahhidine kadar parası olan herkes bu işe giriyor. Bir günde binlerce küçükbaş hayvan alıyor. Ama mesleğinde olduğu gibi kısa sürede kar edemeyince bu işi bırakıyor ve gerçek besicinin dengesini altüst ediyor. Hayvancılıkta kar uzun soluk ister" diye konuştu. Özellikle güney ilçelerinden Erzurum'a gelen göçerlerin bir yaz boyunca hayvanını burada besleyip elde ettiği yaklaşık 500 bin kuzuyu da giderken yanlarında götürdüğünü sözlerine ekleyen Emrullah Akpunar, "Erzurumlu besici de her yıl yaklaşık 500 bin kuzuyu Batı'ya götürüyor. Bunlar Erzurum ekonomisine yaklaşık 300 milyon liralık bir zarar veriyor. Göçerler ve bizim besiciler bu kuzuları götürürken kendilerine gelen külfeti kuzunun üzerine koyup satıyor. Bu da ister istemez et fiyatı yükseltiyor. Ama bunları Erzurum'da kestirecek bir tesis olsa yaklaşık 300 milyon lira gibi bir para şehirde kalacak ve şehrin ekonomisine büyük bir canlılık getirecektir. Ayrıca et fiyatlarında yükselmeyi tetikleyen nedenlerden biri de besicilik genelde sezonluk yapılmakta. Yani yılın her ayında kesimlik hayvan bulmak oldukça zor. Bu durum ülke genelinde de aşağı yukarı aynı. Her dönemde piyasaya arz olmayınca talep karşılanmıyor. Bu doğan olarak fiyatların dönem dönem yükselmesine neden olmaktadır. Dediğimiz gibi işletmelerimizin ve besicilik yapan üreticilerimizin daha profesyonel olması ve yılın her döneminde piyasaya et arz edecek üretim modeline geçmesi gerekiyor" dedi. HAYVANCILIK İÇİN KALICI ÇÖZÜM ÜRETİLMELİ Bu ülkede hayvancılığın geliştirilmesi isteniyorsa ithalatçıyı ve ithal ürünü değil yerli üreticinin desteklenmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Damızlık Koyun-Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Emrullah Akpunar, şunları söyledi: "Geçmiş yıllarda yapılan ithalatta kim kazançlı çıktı? 3-5 tane aracı kuruluş. Çiftçimize ya da tüketicimize yansıyan bir kazanç olmadı. Vergileri indirmek ya da ithalat yapmak kalıcı bir çözüm değil. Ülkemizde hayvancılık için kalıcı çözümler üretmek gerekir, bunun yolu da üreticiyi desteklemektir. Hükumet gümrük vergilerinin yüzde 15 indirmek yerine besiciyi, üreticiyi mevcut destekler üzerinde yüzde 15 daha desteklesin. Bakın o zaman üretici işine sarılacak ve ülkede üretim artacaktır. Doğal olarak herkes para kazanabileceği işi yapar. Bizim üreticimiz para kazansa neden büyükşehirlere göç etsin. Neden üretimi ve ata topraklarını terk etsin. Köylere dönüşten söz ediliyor. Köylere dönüşün yolu köyde duranların kazançlarıyla alakalıdır. Eğer bir adam köyde durunca daha çok kazanacağını bilse, hayvanı veya hayvansal ürünlerinde kar marjı artsa köyünü terk eder mi ? Tabii ki hayır. İthalat acil bir hastaya serum vermek gibidir. Oysa önemli olan hastaya doğru tedaviyi uygulayıp eski sağlığına kavuşmaktır."