DENİZLİ’de 16 yaşındaki H.İ.’ye tecavüz iddiasıyla yargılanan akrabası Ahmet Ç. hakkında savcının dosyaya ilişkin esas hakkındaki görüşünü açıklarken genç kızın rızasıyla ilişkiye girdiğini iddia edip, buna gerekçe olarak da bira içmelerini ve kızın vücuduna büyük zarar verilmemesini gerekçe göstermesi baba Ahmet İ.’nin tepkisine neden oldu. Savcının görüşünü hayretle karşıladığını belirten Ahmet İ., "Bize, tazminat davası açarlarsa şaşırmam” dedi. Avukat Jülide Keleş ise, bira içmenin rıza gerekçesi olarak gösterilmemesi gerektiğini söyledi. Sarayköy’de oturan Ahmet İ. 18 yıllık eşinden 2 yıl önce boşanıp, çalışmak için Muğla’nın Bodrum İlçesi’ne gitti. Bir süre Bodrum’da çalışan Ahmet.İ., geçen yılın şubat ayı sonunda Denizli’ye dönerek, 3 çocuğunun en büyüğü 16 yaşındaki H.İ. ile kalmak için ev aramaya başladı. Ahmet İ., kızı H.İ.’yi, ev ararkan rastladığı evli akrabası 31 yaşındaki Ahmet Ç.’ye emanet etti. Bir süre kızı ve Ahmet Ç.’den haber alamayan Ahmet İ., polise kayıp başvurusunda bulundu. Polisin aradığı genç kız, birkaç gün sonra annesinin yanına dönerken Ahmet Ç.’nin tecavüzüne uğradığını iddia etti. Bunun üzerine Ahmet Ç., tutuklandı, 9 gün sonra da serbest bırakıldı. Baba Ahmet İ. ise, "Kızım için adalet istiyorum" çağrısıyla 62 bin imza toplayıp, Ahmet Ç.’nin tekrar tutuklanmasını istedi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da bu girişim üzerine davaya müdahil oldu. Davanın beşinci duruşması geçen 23 Ocak’ta Denizli 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada, savcı Mehmet Başaran dosyaya ilişkin esas hakkındaki görüşünü açıkladı. Savcı, H.İ.’nin 15 yaşından büyük olduğunu, ilişkinin tamamen rızayla gerçekleştiğini, bu nedenle 8 yıla kadar hapis cezasını gerektiren madde kapsamına girmediğini belirtti. Savcı, sanığın reşit olmayanla ilişkiyi düzenleyen ve 2 yıla kadar hapis öngören madde kapsamında cezalandırılmasını isterken H.İ.’nin kendi rızasıyla ilişkiye girmesine gerekçe olarak, şöyle dedi: "Bizzat araçta sanık bira aldığında mağdurenin hal ve hareketleri, bira içmeye zorlanmaması, duruşmada gözlendiği üzere mağdurun yapısı, sanığın yapısı arasında anormal bir güç farkı söz konusu değildir. Mağdurenin sadece boyun ve dudak bölgesinde ekimoz söz konusudur. Bunlar da mağdurenin kabulü olduğu üzere öpüşmeden ileri gelmiştir. Cinsel ilişkinin gerçekleştiği ileri sürülen araç içindeki konum gözönüne alındığında, burada eşyalar parçalanmadan, insan vücuduna büyük bir zarar vermeden, rıza dışında ilişki zordur." "BİRA İÇMEK RIZA SAYILMAMALI" Davanın henüz bitmediğine, sadece savcının görüşünü açıkladığına dikkati çeken H.İ.’nin avukatı Jülide Keleş, "Mahkemenin kararını merakla bekliyoruz. Bu davada cinsel ilişki mahkeme tarafından kabul ediliyor. Ancak, bu ilişkinin hile ve zorlamayla olduğuna dair algı yok. Tecavüze uğradığını iddia eden genç kızın bira içmesi, cinsel ilişki için rıza gösterdiği anlamına gelmemelidir. Bu davadaki mağdur, erkek çocuk olsa, mütalaa bu şekilde hazırlanmazdı. Kız çocuğu olduğu için 'Bira içmesi sonrası başına gelecekleri kabul etmiş olur' değerlendirilmesi yapıldı. Mahkemenin sonucunu merakla bekliyoruz. Bira içmek gönül rızasıyla ilişkiye girildiği şeklinde yorumlanmamalıdır" dedi. Baba Ahmet İ. de savcının görüşüne tepki gösterirken şunları söyledi: "Ne yazık ki büyük bir umutla çıktığımız yolda mağduriyete mağduriyet eklendi. Bize, tazminat davası açarlarsa şaşırmam. Bu dava sadece benim ve kızımın davası değildir. 'Kızım için adalet istiyorum' kampanyasını başlattığımda Türkiye’nin her yerinden, hatta yurt dışından bile beni arayanlar oldu, desteklediklerini söylediler. Hatta kızım gibi cinsel istismar mağduru olup ailelerine anlatamayan kızlar bile beni aradı. Adalet arayışıma verilen bu destek beni çok mutlu etti. Kızımın yaşadığı travmaya neden olan kişinin gereken cezayı alması için mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim. Sadece adalet istiyorum. Kızım gibi başka fidanlar solmasın. Savcının mütalasını hayretle karşıladım."