BALIKESİR’in Sındırgı İlçesi’nde halka seslenen CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Türkiye'nin devlet krizi ile karşı karşıya olduğunu, siyasetin kilitlendiğini öne sürerken, anahtarın halkta olduğunu söyledi. Baykal, "30 Mart'ta anahtarı çevirin. ’Yetti gari’ diyiverin şöyle" dedi. CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Balıkesir'in Sındırgı İlçesi’nde bir salça fabrikasının temel atma törenine katıldı. 2009'da belediye başkan adayı olarak belirlediği ve seçim kazandırdığı Özgür Ertuğrul için oy isteyen Baykal’a Balıkesir İl Başkanı Muzaffer Mavuk, Balıkesir Milletvekili Haluk Ahmet Gümüş, eski genel başkan yardımcısı Yılmaz Ateş, CHP Aydın Milletvekili Metin Lütfü Baydar, Antalya milletvekili Yıldıray Sapan ile çok sayıda eski parti yöneticisi ve partili eşlik etti. Sındırgı'da büyük sevgi gösterileri ve konvoylarla karşılanan Baykal Cumhuriyet Meydanı'da binlerce kişiye seslendi. Partililer, Baykal ve CHP bayraklarının iç içe geçtiği meydanda, 'Ülkeyi soydurmayacağız, devleti böldürmeyeceğiz, milleti ezdirmeyeceğiz’ sözlerinin yer aldığı pankartlar açtı. Bir partilinin de ’Senin yerin Çankaya köşkü’ yazılı pankartı dikkat çekti. Başkan Özgür Ertuğrul Baykal'a şans getirmesi için ’yemeni kenarı’ diye bilinen kırmızı pullu su taşı hediye etti. Partililere konuşma yapan Deniz Baykal, 17 Aralık operasyonu ve 4 bakanın istifasından sonra büyük bir kriz olduğunu belirterek, şöyle dedi: "Her ülkede yolsuzluk olabilir. Ama yolsuzluk yapan hakkında gereken yapılmalıdır. Eğer gereken yapılırsa işte o ülke hukuk devletidir. Sütü bozuk insanlar başbakanlıkta bile olabilir. Önemli olan bu ortaya çıktığında hesabının sorulmasıdır. Hesap sorulamıyorsa, hesap sorma mekanizmaları tıkandıysa, hesap sormak isteyenler oradan oraya sürülüyorsa, kurallar çiğneniyor, siyaset yargıya emir veriyorsa, emniyet savcının çağırdığı insanı gidip getiremiyorsa, hukuk işlemiyorsa, yolsuzluktan devlet hesap soramıyorsa işte asıl vahim olay budur. Bu bir devlet krizidir. Türkiye bugün bir devlet kriziyle karşı karşıyadır. Acı olan yolsuzluğun hesabının sorulamamasıdır. Bizim başımızı önümüze eğdiren budur. Bizi utandıran budur" "ADALET VE YOLSUZLUK YAN YANA DURAMAZ" Hükümetteki 4 bakanın istifa ettiğini ve haklarında fezleke hazırlandığını anımsatan Baykal, "Fezleke suç dosyası demektir. 4 bakanın arkasında suç dosyası var. Memlekete adalet dağıtacak bakanın arkasında da 2 fezleke, 2 suç dosyası var. Fezlekeli Adalet Bakanı'nın adalet dağıttığı bir ülkede adaletin geleceğine güvenmek mümkün müdür? Adalet ve yolsuzluk yan yana duramaz. Adaleti yolsuzluk virüsü durduğu yerden çevirir, bitirir, imha eder, ortadan kaldırır. Adalet ortadan kalkmaya başlayınca demokrasi de ortadan kalkar. Demokrasi diyoruz, ileri demokrasi diyoruz, demokraside hamleler yapıyoruz diyoruz. Sen bunları bırak. Sen yolsuzluğun hesabını soramazsan ne adaletten ne demokrasiden sözetmeye hakkın kalmaz. Yolsuzluk yapanların himaye edildiği rejime demokrasi denebilir mi?” diye konuştu. Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Efelenmesine', konuşmalarına rağmen, yüreğine korku girdiğini iddia ederken, "Onun altında bir telaş görüyorum, bir kaygı ve korku görüyorum. Başbakan şimdi ’2009 seçimlerinde aldığımız oy bizim ölçümüzdür' diyor. 17 Aralık süreci sonrası o oy oranını tutturması da zor görünüyor. Olmaması halinde elinde bir takım imkanlar oluşturmak için MİT kanunu çıkarıyor, yolsuzluklar ortaya saçılmasın diye internette düzenlemeler yapıyor” dedi. TEK DAYANAK MİLLET Rejimdeki yanlışların önüne geçecek mekanizmaların çalışmadığını söyleyen Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yargı iptal edildi, siyasi denetim altına alındı. Cumhurbaşkanlığı beklenen etkinliği sergileyemiyor. Meclis durumu seyrediyor, gereken girişimleri yapamıyor, medya yol gösterici bir noktada değil. Bu tablo karşısında görev siyasete düşüyor. Bu sorunların çözüm yolu siyasettir. Ancak mekanizmalar çalışsaydı, bu mümkün olurdu. Olaylara karışanlar yargıya teslim edilirdi. Türkiye huzura kavuşurdu. Bu gidiş karşısında çıkış yolu millettir, halktır. Türkiye'nin önünü açacak tek dayanak millettir. Milletimiz önümüzdeki seçimde bu iktidara bir tepki gösterirse işte o zaman Türkiye'de tüm mekanizmalar değişmeye başlar, siyaset canlanmaya başlar. Siyaseti teslimiyetten kurtarın sevgili Sındırgılılar. Siyaset kilitlendi. Açın o kilidi, anahtar sizde. O geçen seçimde sizin verdiğiniz yetkiyle birileri siyaseti kilitledi. İşin asıl sahibi sizsiniz. 30 Mart'ta anahtarı çevirin, siyaseti açın. Artık 12 yıllık dönem iyisiyle kötüsüyle bitiyor. “Yetti gari' diyiverin şöyle. Onları şöyle yüzde 30'ların altına doğru çekin ve ondan sonrasını bize bırakın. Demokrasinin güvencesi yasalar, anayasa, hakimler ya da basın değildir, demokrasinin güvencesi demokrasiye inanan dürüst, onurlu seçmendir, vatandaştır, Sındırgılıdır." Baykal belediye ziyaretinin ardından Gökhan Yurduseven'e ait salça fabirkasının temelini attı. Ardından Bigadi İlçesi'ne geçti.