51 VAR DA, 49 NE OLACAK? Bahçeli, Orta ve Çerkes ilçelerinde partisinin ilçe seçim bürolarının açılışı yaptı, Başbakan Erdoğan'ın artık dikkatinin çekilmesi gerektiğini belirtirken, "Sayın başbakan nerede bir konuşma yapsa, 'Biz 51'le geldik. Herşeyi biz yaparız, bizim dediğimiz olacaktır.' Peki 49 ne olacak. 51 var da 49 nerede? Bu sualin cevabını hatırlatmak lazım. 49 da bu milletin evladıdır. Bugün 49 muhalefettir, 51 de iktidardır. Yarın siz 51'den aşağı inerseniz, yeniden iktidar olacak bir parti, size de destek verecek insanları yok mu farzedecek. Bu nasıl bir anlayıştır" dedi. CUMHURİYETİ DÜRÜYOR BİR KENARA BIRAKIYOR Başbakan Erdoğan'ın her şeyi 2002 yılından başlattığını, o günden bugüne 12 yıla yaklaşıldığını belirten Bahçeli, "90 yıllık Türkiye Cumhuriyetinde ne varsa, 2002 yılından başladığını iddia etmektedir. Recep Tayyip Erdoğan'a göre Atatürk yoktur, İnönü, Celal Bayar, Menderes, Turgut Özal, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan yoktur. Nereye baksan Recep Tayyip Erdoğan. Televizyonu açsan sabahın 6.30'undan ertesi sabahın 6.30'una kadar Recep Tayyip Erdoğan. Böyle bir kibir olabilir mi, böyle bir grurur ve kendini sevme olabilir mi? Diğerleri ne yapmıştır 2023 yılıyla (1923 yılını kasdetti, dili sürçtü) 2013 yılı arasına baktığınızda birçok şey olmuştur bu ülkede. Ama bunların hiçbirisini yok farz ediyor. Cumhuriyet'i dürüyor bir kenara bırakıyor, 2002 yılından bu yana bir zihniyetle ülkeyi dönüştürmeye çalışıyor" dedi. BİR ÇİZGİ ÇEKMİŞ, BUNLARLA BERABERİZ DİYOR Başbakan Erdoğan'ın herşeyi dönüştürdüğünü, en sonunda da Türkiye'yi değiştireyim, derken, bir felaketin eşiğine getirdiğini belirten Bahçeli şunları söyledi: "Yeri geldiğinde de bir tabloyu getiriyor. Bir tarafta rahmetli Adnan Menderes, yanı tarafında rahmetli Turgut Özal, yanında da kendisi. Bir çizgi çizmiş bunlarla beraberiz biz, diyor. Sıkıştığında Adnan Menderes için ağlıyor, sıkıştı mı Turgut Özal'ı anlatıyor, fakat Cumuhuriyet'i tamamen inkar ediyor. Bu anlayış gide gide gide bir yere geldi. Bu geliş 17 Aralık'tır. Bu 17 Aralık kendi kendine patlayan bir gün değildir. Bu 17 Aralık kibirin, gururun, kendisinden başkasından başka hiç kimseyi tanımayanın, 'herşeyi ben yaptım' iddiasında olanın, bazı konularda kendi milletvekilleri, parti yöneticilerinin dahi haberi olmayan, 2 tane danışman, bir Recep Tayyip Erdoğan, bir de medyadaki şimdi adı belli olan alo Fatihlerle memleketi yönetiyor. 11 yıl az bir zaman değil. Başka şeyler yapılmamış mıdır, yapılmıştır. Bu yapılanları da bize 17 Aralık gösterdi. Bugün 17 Aralık'tan bugüne 57 gün geçti. 57 gündür Türkiye'de ortaya çıkan rüşvet ve yolsuzluktan başka bir şey konuşulmuyor. Türkiye'nin sosyal ve ekonomik yönden sorunları birikerek duruyor. 17 Aralık da bir savcının harekete geçmesiyle o sabah 6.30 ile 7.30 arasında kamu ihalelerine fesat karıştırma, rüşvet, kara para aklama, altın kaçakçılığı ve buna benzer olaylarla birlikte bir rüşvet ve yolsuzluk Türkiye'nin gündemine geldi." NASIL AK PARTİ DİYELİM, KAP KARA OLMUŞ Başbakanın konuşurken bazen herkese hakaret ettiğini belirten Bahçeli, "MHP'ye yavru, diyor. 45 yıllık parti. Kendisi kısa pantalonla gezerken bu parti millet hizmetindeydi. Kendisi kale arkasında top toplar, antranörden torpilli olarak arada sırada sağ bek veya santrfor oynarken, Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye'nin kurtuluşu için fedakarca can veriyordu. Şimdi kalkmış bunun adına yavru muhalefet diyor. Söylerken de 'Ma Ha Pe' diyor, yani Türkçeyi de alfabeyi de sulandırıp, alfabeyi de Tayyipçe söylüyor. E peki kendisine AKP dediğiniz zaman, 'partimin adı AK Parti'dir' diyor. Dikkat edin AKP diyene kızıyor. Ak Parti diyeceksiniz. Hadi hep beraber Ak Parti dedik, 17 Aralık'daki o kir, karanın içerisinde o Ak Parti'ye nasıl Ak Parti diyelim, kap kara olmuş. Bunlara bakılınca ak diye bir şey kalmamış. 5 tane bakan istifa etmek zorunda kalmış, 4 bakanın çocukları birçok işlere karımış" dedi. KUNDURA KUTULARININ İÇİNDEKİ PARALAR Bir banka genel müdürünün evinde 4.5 milyon dolar para bulunduğunu belirten Bahçeli, "Bankanın kasasında olsa herkes inanır. Genel müdürün evinde bu para ne geziyor. Başbakana bakarsanız hayır için toplanmış o para. Evlere bakıyorsunuz kundura kutuları, şimdi yılın modası kundura kutusu oldu. Kundura kutularının içerisinden paralar çıktıkça halk şaşırıyor. Çocuğa bayram öncesinde bir ayakkabı alayım dedim, vardım ayakkabıyı aldım geldim, kutuyu da sobanın içerisinde yaktım. Hiç olmasa sobaya hayrı dokunsun diye, şimdi evinde kutu olan sağına soluna bakıyor, içinde bir şey var mı diye. Bir başkası ayakkabı almaya gidiyor, ayakkabıyı kutuda istemiyor, çünkü kutu şaibe oldu. Bunların hepsine Recep Tayyip Erdoğan, kulağını tıkıyor" diye konuştu. OĞLUN BİLALİ'İ KURTARAYIM DERKEN MEMLEKETİ YAKAMAZSIN Türkiye böyle gidemeyeceğini, gitmemesi gerektiğini belirten Devlet Bahçeli, "Aziz vatandaşlarım. Sayın başbakanın savcıları kıymasına, emniyet mensuplarını sürmesine ve yerlerini değiştirmesine, şimdi yeni bir yasayla öğretmenleri yerlerinden edecek. Bunları yapacağın yerde paralel devlet hayallerinle, dün beraber olduklarınla bugün ayrıştığın vakit her tür hakareti yapma hakkına sahip olarak Türkiye'yi tahrip edemezsin, etmemelisin Recep Tayyip Erdoğan. Aileni, oğlun Bilal'i kurtarayım derken, memleketi yakamazsın. Cumhuriyet savcılarını göreve çağırıyorum. 17 Aralık'ta ne varsa, sonuna kadar gidin. Ne varsa ortaya çıkartın. Kime uzanıyorsa oraya kadar gitsin. Oğlun Bilal'e gidiyorsa, 'elinden tutayım, en yakın karakola ben götüreyim' de. Niye diyemiyorsun, demek ki bunun içinde merkez Recep Tayyip Erdoğan. Eğer olmamış olsaydı, bu cesareti ortaya koyardı" dedi. MEHTER MARŞIYLA GELDİN, İZMİR MARŞIYLA GİDECEKSİN Başbakan'ın her gelişinde, 'milli iradeyle geldim' dediğini hatırlatan Bahçeli, "İşte şimdi milli irade 25. Dönem milletvekilliği genel seçimlerinde sana öyle bir ders veriyor ki, milli iradeyle geldin, ama milli iradeyle gideceksin. Yani mehter marşıyla geldin İzmir marşıyla gideceksin, bunu demek lazım. Bu denmediği zaman Türkiye'de sıkıntılar büyüyecek" diye konuştu.