DEMİRTAŞ, LİCE OLAYLARINI DEĞERLENDİRDİ Demirtaş, belediye binası önünde yaptığı konuşmanın ardından Mezopotamya Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Meya-Der) geçti. Demirtaş burada Lice'deki olayı edğerlendirdi. BDP'nin hiçbir parti veya adayın seçim çalışmasını engelleme gibi bir düşüncesinin bulunmadığını belirten Demirtaş şöyle konuştu: "Hüda-Par denen parti neredeyse hiç bir tane bile üyesi olmayan bir ilçede Lice’ye gidip esnafa bildiri dağıtılıyor. Esnafın kendisi tepki gösteriyor. Burada bu bildiriyi dağıtmayın diyen esnaf, ne partimizin yöneticisidir ne de partimizin üyesidir. Halk kendi tepkisini ortaya koyarak, ben BDP’liyim bana bu bildiriyi vermeyin diyor. Hüda-Par gittiği her yerde bu tepki ile karşılaşınca, bu sefer de esnaflara hakaret ediyorlar. Oradaki insanlara tehditler yağdırdıkları için bir gerilim ortaya çıkıyor. Ardında araçlarının bagajlarından çıkardıkları sopa ve kasaturalarla esnafa saldırıyorlar. Her seferinde bunu yaptıktan sonra çıkıp BDP bizim seçim çalışmalarımızı engelliyor, bize saldırıyor deyip, veryansın ederek duyurmaya çalışıyorlar." LİCELİNİN TEPKİSİ Demirtaş, yaşananların halk tepkisi olduğunu de belirterek, "Geçmişte bunların kime hizmet ettikleri belli olmuştu şimdi de belli. Halk bunu bildiği için bunlara tepki gösteriyor. Onların elini sıkmıyor, ilan ve afişlerini geri atıyor" dedi. Hüda-Par'ın provokasyon yapmadan seçim çalışmalarını sördürmesini isteyen Demirtaş, "Lice de tek bir üyeniz yok. Orada bildiri dağıtmak provokasyondur. Esnafa zorla bildiri verilmez, almıyorsa saygı duyacaksın. Partimize karşı kullandıkları üslup bırakın bir müslümanı, bir insanın bile ağzına almayacağı üsluptur" diye konuştu. SİYASET YAPIN, PROVOKASYON YAPMAYIN Demirtaş, 30 Mart'ta herkesin cevabını alacağını da belirterek şöyle devam etti: "30 Mart akşamı sizde ağababalarınız da sizi besleyip paranızı verenler de hepiniz cevabınızı alacaksınız. BDP- Hüda-Par çatışması deniliyor. Asla böyle bir şey yoktur. Geçmişte de PKK Hizbullah çatışması deniliyordu. Öyle bir şey de yoktu. Hizbullah’ın halkı katletmesi vardı. Hizbullah bir tek PKK kadrosu öldürmemiştir. Esnaf, imam, gazeteci üniversite lise öğrencisi öldürmüştür. Hizbullah’ın Kürt halkına saldırısı vardı. Şimdi de bunlar bu şekilde kendilerini gündeme taşımak istiyorlar. Açıklamalarına bir bakın AKP’ye karşı, ne devlete karşı bir eleştirileri var. Varsa yoksa BDP. Hedeflerine göre Kürdistan’dan BDP’yi sileceklermiş. Valla elinizden geliyorsa ardınıza koymayın. Ama unutmayın ki ağababalarınız da katliamları da kullanarak BDP’yi silemedi buralardan. BDP’yi buralara binlerce şehidi olan bir halk hareketi yarattı. Sizin para ve silah vererek buralardan Rojava’ya yollayıp oradaki halkı silmek istediğinizde bunu beceremedi. Herkes gerekli cevabı aldı ve alacaktır da. Siyasi parti olarak siyaset yapmak istiyorsanız siyaset yapın. Gezip provokasyon yapmayın. Herkes bilsin ki esnafımız da halkımızda sahipsiz değildir. Devleti, çeteleri arkanıza alıp halkı sindiremezsiniz. Bizler bu topraklarda barış ve huzurdan yanayız. Sizler sağduyulu olun. Saldırı kimden gelirse gelsin, elbette ki kendini savunmak haktır. Ama provokasyonlara karşı da dikkatli olun. Bizlere karşı sadece Hüda-Par değil, AKP, MHP, CHP hepsi onunla aynı yerdedirler. Özellikle parti gençliğimiz çok dikkatli olsun onların amacı gerilim çıkarmak. Birileri sağlanan ateşkesten rahatsız."