MALİYE Bakanı Mehmet Şimşek, Wow Otel'de düzenlenen 17. Avrasya Ekonomi Zirvesi kapsamında gerçekleşen "Yerelden Küresele İpek Yolu'nda Ekonomi ve Enerjinin Geleceği" konulu oturumun açılışında konuştu. Bakan Şimşek, "Kamuoyu yoklamalarına baktığınızda Türkiye'de siyasi istikrar tehlikede değil, hala milletin teveccühünün şu anki iktidarda olan partide olduğu ortaya çıkıyor" dedi. "BİZİM CEVABIMIZ DAHA ÇOK REFORM" Şimşek, Türkiye'nin gelecek 16-17 ay içerisinde 3 seçim yaşayacağını hatırlatarak, son 10 yıla bakıldığında Türkiye'nin başarısında siyasi istikrarın öneminin ortada olduğunu söyledi. Kamuoyu yoklamalarında AK Parti'ye desteğin hala güçlü bir şekilde devam ettiğini kaydeden Şimşek, şunları söyledi: "KONDA'da yüzde 47.7, GENAR'da yüzde 50 civarında, DENGE yüzde 47'nin üzerinde, ORC'de yüzde 47 civarında, SONAR'da yüzde 42'ler civarında en düşüğü. Kamuoyu yoklamalarına baktığınızda Türkiye'de siyasi istikrar tehlikede değil, hala milletin teveccühünün şu anki iktidarda olan partide olduğu ortaya çıkıyor. Önümüzdeki 3 seçimin siyasi istikrar anlamında herhangi bir kaygıya yol açmaması gerekiyor. Bu da aslında önümüzdeki dönemde reformların önünün açık olduğunu gösteriyor. Biz 17 Aralık sonrasında yaşanan süreci, ortaya çıkan problemleri daha çok reform ile aşacağız. Türkiye daha çok şeffaflaşacak. Türkiye daha çok hesap verilebilir noktada olacak ve demokratik standartları daha da güçlenecek. Son dönemdeki gelişmeleri 'siyasi kriz' olarak niteleyecekseniz, bizim cevabımız 'daha çok reform'. Türkiye bu süreci daha çok reform ile aşacaktır." Terörle Mücadele Kanunu'nun ve Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması ile birçok alanda çok önemli adımlar atılacağını aktaran Şimşek, "Türkiye, bu fırsatı kaçırmamış olacak. Hiçbir fırsatın kaçırılmaması lazım" dedi. "YÜZDE 4 BÜYÜME İLİŞKİN HENÜZ BİR REVİZYONA GİRMEDİK" Türkiye'nin son 10 yıl içerisinde ortalama yüzde 5.1 reel olarak büyüdüğünü söyleyen Şimşek, "Bu rakam belki Çin ile karşılaştırıldığında mütevazi olabilir ama Türkiye'nin 1923 ile 2002 döneminde yüzde 4.5 büyüdüğünü dikkate alırsanız son 11-12 yılda yüzde 5.1 büyümenin önemli bir başarı olduğunu göreceksiniz. Yüzde 0.6 puanlık bir farkı 100 yıla vurduğunuzda önemli farklar oluşturur" diye konuştu. Şimşek, emtia fiyatlarının eskisi gibi artmayacağını belirterek, "Emtia fiyatlarının artmaması Türkiye ekonomisinin çok güçlü bir şekilde lehinedir. Türkiye çok büyük enerji ithalatçısı, hurda, demir ithalatçısı. Son 4-5 yıla baktığınızda AB resesyondaydı, iç talebi zayıftı ama şu andaki sinyaller AB'nin bu resesyondan çıktığına ilişkin sinyallerdir. Bu da Türkiye'nin dış talebini güçlendirecek" dedi. Arap Baharı'nın Türkiye'nin dış ticaret fazlası verdiği pazarlarda ciddi sorun oluşturduğunu kaydeden Şimşek, şöyle devam etti: "Arap Baharı ile birlikte Libya ve benzeri ülkeler Türkiye'nin yatırımlarını olumsuz etkiledi. Suriye hariç olmak üzere Ortadoğu ve Afrika'da nispi bir istikrar var. Bunun da Türkiye'ye yansıması olumlu olacak. Küresel krizde çok hızlı bir çıkış yaptık. Ama şu anda daha mütevazı bir büyüme dönemine gireceğiz. Ne zamana kadar? Bu yapısal reformları tamamlayana kadar. 'Kısa vadede büyümeyi yukarı çekecek faktörler nelerdir' diye sorarsanız, tabiki dış taleptir esas itibariyle. Aşağı yönlü riskler ise, işte son dönemde yaşanan siyasi tedirginlik, bir de para politikasındaki sıkılaştırma. Bunlar büyümeyi aşağı çekecek faktörlerdir. Biz 2014 yılı için yüzde 4 büyüme öngörmüştük. Yüzde 4 büyüme ilişkin henüz bir revizyona girmedik ama aşağı yönlü riskler artmıştır. Bunu kabul etmek lazım. Daha mütevazi bir büyüme ile karşı karşıyayız." "ŞOKUN KALICI OLMAYACAĞI KANISINDAYIZ" Şimşek, Merkez Bankası'nın (MB) faiz oranlarını arttırdığını hatırlatarak, "Bunun bir miktar büyümeye yansıması olabilir. Ama şunu söyleyeyim; MB faizleri arttırmadan piyasada faziler zaten artmıştı" dedi. Dövizin yükselmesine de değinen Şimşek, "Son aylarda, özellikle Mayıs'tan sonra Türk şirketlerin döviz talebi artmıştır. Aslında net olarak yabancı çıkışı yoktur. Bütün bu tedirginliklere rağmen, yani Gezi olaylarına rağmen, son dönemdeki gelişmelere rağmen. Fakat ilginç bir şekilde Türk vatandaşlarının ve Türk şirketlerinin döviz talebi artmıştr. Tabii bu, biraz siyasi belirsizlikle ilişkilidir. Mart itibariyle bu belirsizliklerin ortadan kalkacağını, yani şu anda iktidarda olan partiye güçlü destek, bunun sayesinde siyasi istikrarın devam edeceğini dikkat alırsanız, yerli şirketlerin, vatandaşların döviz talebinin tersine dönme ihtimali bile var. Tedirginliğin azalması, bir rahatlamanın yaşanması muhtemeldir. Ve o nedenle biz bu şokun kalıcı olmayacağı kanısındayız. Hızlı bir şekilde toparlanmanın mümkün olduğu kanısındayız" diye konuştu.