CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, TBMM'de basın toplantısında düzenledi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Başbakan'ın 'Ekonomide B ve C planlarından' birinin 'Büyük Türkiye Fonu' olduğu yönündeki iddialara ilişkin, "Tapeler doğruysa, basını ele geçirmek için bir fon kurduğu görülüyor. Belki o fonu Türkiye'yi kurtarmak için kullanır" dedi. Gerek yanlış ekonomi politikaları gerekse Başbakan'ın yarattığı siyasi istikrarsızlıklar nedeniyle Türkiye'yi yeniden 'hasta adam haline gelmeye başladığını' söyleyen Öztrak, "Başbakan istikrarın önündeki en büyük tehdittir. Başbakan durdurulamazsa ne faiz ne dolar durdurulabilir, Türkiye kur-faiz sarmalına sıkışıp kalır" diye konuştu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak TCMB'nin faiz artırımı kararını değerlendirdi. Ekonomide istikrarı temsil etiğini söyleyen AKP yönetiminde, faizlerin yüzde 100'ün üstünde artırılmak zorunda kalındığını söyleyen Öztrak, bugüne kadar uygulanan yanlış ekonomi politikaları, Gezi olaylarındaki tavrı, 17 Aralık sürecindeki hukuk tanımazlığı ve Merkez Bankası'na uyguladığı baskı nedeniyle istikrarsızlıkları yaratanın bizzat Başbakan olduğunu söyledi. Öztrak, "Merkez Bankası TL'yi; AKP Türkiye'yi yönetemez oldu" diye konuştu. Merkez Bankası'nın 28 Ocak gece yarısı yaptığı faiz artırımının ardından Başbakan'ın Merkez Bankası'nı 'Faizlerdeki artış döviz kurunu indirmez, borsayı artırmaz ise Merkez Bankası sonucuna katlanır' diye tehdit ettiğini söyleyen Öztrak, "11 yıllık Başbakan TCMB'yi kullandığı araçlar nedeniyle sorgulamaması gerektiğini, bunun TCMB'nin araç bağımsızlığına müdahale olarak anlaşılacağını öğrenemediö ifadelerini kullandı. Öztrak, Başbakan ve Merkez Bankası'nın birlikte oynadığı oyunun Türkiye'de faizlerin yüzde 100 artmasına neden olduğunu söyledi ve "Böyle giderse bu faiz artışı da piyasaların ateşini söndürmeye yetmeyecek" dedi. BAŞBAKAN BOŞ KONUŞMAYI SÜRDÜRÜRSE CİDDİ BİR FELAKETİ TETİKLEYEBİLİR Başbakan'ın “B ve C planlarımız var, alışılmamış tedbirler uygulayacağızö ifadelerini de değerlendiren Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Başbakan bu sözlerle piyasadaki risk algısını artırmaktadır. Dünyada likidite azalırken devleti yönetenler ağızlarından çıkan her lafa dikkat etmeli, boş konuşmamalıdır. B ve C planınız varsa ne olduğunu söyleyeceksiniz. Böyle tehditvari açıklamalar sadece işi kötüleştirir. Küresel likiditenin hızla azaldığı ve döviz ihtiyacının bu kadar yüksek olduğu bir ortamda sermaye hareketleri ile ilgili oyun kurallarının değiştirileceğine dair müphem ifadeler bir daha tekrarlanırsa ciddi bir felaketi tetikleyebilir. Başbakan yarattığı tehlikenin hala farkında değil. 2000'Lİ YILLARDAKİ SENDROMLARI YAŞAMAYA BAŞLADIK Öztrak, şunları söyledi; "Türkiye 2000'li yıllarda benzer şeyleri yaşamıştı. O dönem Başbakan merdivende tökezlese piyasa etkileniyordu. Şimdi de Başbakan her konuştuğunda, İstanbul'da her operasyon yapıldığında aynı sendromu yaşamaya başladık. Bugün istikrarın önündeki en büyük tehdit Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dır. Başbakan durdurulamazsa ne faiz, ne dolar durdurulabilir, Türkiye kur-faiz sarmalına sıkışıp kalır." FAİZ ARTIRIMININ FATURASI NE OLACAK? Öztrak, "Hükümetin ekonomide çıkardığı yangını söndürmek için yüzde 100'ün üzerinde faiz artırılmak zorunda kalındı. Bu faiz artırımının faturası önce Türkiye'nin en büyük borçlusu olan devlete çıkacak, sonra Hazine'nin üstüne binecek faiz yükü karşılığında millete yeniden vergiler salınacak. Daha az yatırım, daha düşük büyüme ve daha fazla işsizlik olarak millete ayrı bir fatura daha kesilecek. Tüketici kredileri ve ticari kredilerde faizler yükselecek" dedi. "BAŞBAKAN MÜTEAHHİTLERE HARAÇ HAVUZU YAPTIRMIŞ" "Türkiye yatırımları çekecek faktörlerini artırmak zorundadır" diyen Öztrak, "Yapısal reformların mutlaka gerçekleştirilmesi gerekiyor. Saydamlık, hesap verebilirlik, bağımsız Merkez Bankası ve bağımsız kurulların varlığı… Hükümetin sosyal tansiyonu düşürme becerisinin olması da sermayeyi ve yatırımları çekecek faktörler olacaktır. Bu hükümet bunu yapabilir mi? açıkça söyleyeyim bu Başbakan'ın bu ülkeyi yönetme kabiliyeti artık kalmamıştır. Başbakan enerjisini "yolsuzluk ve rüşvet" iddialarından kurtulmaya harcamaktadır. Her gün yeni ses kayıtları ve tapeler internete düşmektedir. Sızan bilgiler doğruysa Başbakan kendi medyasını oluşturmak için müteahhitlere haraç havuzu yaptırmış; kesilen bu haraçlar karşılığında kamu ihaleleri müteahhitlere paylaştırılmış. Bu korkunç iddialara muhatap olan Başbakan'ın yapması gereken kenara çekilip yapılan soruşturmaların önünü açmaktır. Bunlar Yüce Divanlık suçlardır. Başbakan'ın kendine duyulan güvenin tamamen bittiğini, ekonomik ve sosyal yaşamı derin bir istikrarsızlığa sürüklediğini görmesi lazım. Ülke yeniden hasta adam haline geliyor. Başbakan'ın milleti dinleme ve sentez yapma kabiliyeti kalmamıştır ve sürekli tansiyonu yükseltmektedir. Başbakan artık kendisini değil ülkesini düşünmelidir, kenara çekilmelidir" diye konuştu. "BUNU SÖYLEYENİN SONU HÜSRAN OLUR" CHP'li Öztrak, Merkez Bankası'nın faiz artırımında zamanlama hatası yaptığı eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Öztrak, kendisinin de faiz artırımını sevmediğini fakat ekonomide bir sıkıntı varsa “acı da olsa ilacın içilmesi gerektiğiniö anlattı. Öztrak, “Başbakan faiz enflasyonu artırır diyor. Ben bürokratik hayatımda bunu söyleyen çok Başbakan ve Bakanla çalıştım. Hepsinin sonu hüsran oldu. Ekonomi teorisinde olmayan şeylerle konuyu geçiştirmek sorunu çözmezö dedi. Başbakan'ın Merkez Bankası üzerinde kurduğu vesayetin ve Merkez Bankası'nın Başbakan'dan tebrik almak için bu vesayeti kabul etmesinin bugün bu olağanüstü faiz artırımına neden olduğunu söyleyen Öztrak, "Piyasalar bu yüksek faiz artırımıyla biraz sakinleştirilmiştir ama bunun böyle kalacağına dair bir emare de yoktur. Başbakan her konuştuğunda faiz ve döviz sıçramakta, rezervler erimektedir" dedi. "YENİ FON HAZIR: KESTİĞİ HARAÇLARI AKTARABİLİR" Başbakan Erdoğan'ın 'ekonomide alışılmadık B ve C planları' ile ilgili açıklamasının sorulması ve 'Büyük Türkiye Fonu' oluşturulacağı yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine Öztrak şunları söyledi: "Tapeler doğru ise zaten bir fon kurulduğu görülüyor. Belki o fonu basında hakimiyet sağlamak için değil Türkiye'yi kurtarmakta kullanırlar. O fonu oluşturan iş adamları için sürecin çok acılı olduğu konuşmalardan anlaşılıyor" ifadesini kullandı.