KÜLTÜR Sanat ve Turizm Emekçileri Sendikası (Kültür-Sanat-Sen) tarafından Mimar Sinan Üniversitesi'nin Fındıklı Kampüsü Sedad Hakkı Eldem Oditoryumu'nda düzenlenen 'Kültür ve Sanata Siyasi ve Ekonomik Müdahalelere Karşı Alternatiflerimiz Çalıştayı sona erdi. Çalıştayda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından üzerinde çalışılan 'Türkiye Sanat Kurulu' (TÜSAK) kurulması ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı taslağı eleştirildi. Kültür-Sanat-Sen Genel Başkanı Yavuz Demirkaya'nın evsahipliğinde 3 gün süren çalıştayın son gününe Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul, Opera Solistleri Derneği Genel Başkanı Arda Aktar ile aralarından sanatçı Orhan Aydın ve yazar-yönetmen Yücel Erten'in de olduğu davetliler katıldı.

Çalıştayın bugünkü açılış konuşmasını yapan Kültür-Sanat-Sen Genel Başkanı Yavuz Demirkaya yaptı. Demirkaya, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından üzerinde çalışılan 'Türkiye Sanat Kurulu' kurulması ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı taslağı ile sanatkarları piyasaya göndererek, sendika güvencesinden mahrum etmeye,  kurulun aynı zamanda RTÜK, BDDK gibi denetleyici göreviyle sanatın tahakküm altına alınmaya çalışıldığını söyledi. Demirkaya, "Bu kurulla sayın başbakana kralın soytarısını yaratmaya çalışıyorlar. Buna izin vermeyeceğimizi uzun zamandan beri yaptıklarımızla göstermiş bulunuyoruz. Bu güç birliğiyle bu tasarıya karşı duracağımızı bir kez daha dile getirmek istiyoruz" dedi. FEYZİOĞLU: "ALT KOMİSYONLAR OLUŞTURARAK KANUN TASLAĞI ÜZERİNDE ÇALIŞACAĞIZ"
Çalıştayın 'Sanata Hukuksal Çözümler' konulu bölümünde konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Türkiye Barolar Birliği olarak önümüzdeki günlerde alt komisyonlar oluşturarak kanun taslağı üzerinde çalışacaklarını söyledi. Komisyonlarda ortaya koyacakları projeleri , sanat ve hukuk camiası ile birlikte tartışacaklarını kaydeden Feyzioğlu, "Sanatçılarımızın tek yumruk olması gerekiyor. Sanatın ve sanatçının baskıcı iktidarlar tarafından hedef alınmasının iki nedeni var. Birincisi, sanatı serbest bırakırlarsa toplumun kanatlanacağı ve özgürleşen toplumun hak talep etmeye başlayacağı düşüncesidir. İkincisi de bir sanatçının yeri geldiğinde peşinde milyonları sürükleme gücünün bulunmasıdır. Biz tarihi bir adım atarak hukuk ile sanatı buluşturduk. Bu birliktelik kayda geçecek ve aynı mücadelede yoldaş yaptık" diye konuştu. ÇALIŞTAYIN SONUÇ BİLDİRGESİ Konuşmaların ardından Opera Solistleri Derneği Genel Başkanı Arda Aktar çalıştayın sonuç bildirgesini okudu. Bildirgede,  şöyle denildi: "Devletin sanata desteği olmazsa olmazdır. Bilim ve sanat özgürdür. Sanatın özgürce üretilmesini sağlamak sosyal devletin temel görevlerinden biridir. Özellikli sanat kurumlarında yapılacak her türlü mevzuat değişiklikleri iktidarların tepeden inmeci yaklaşımlarıyla değil, en temel biçimde çalışanları temsil eden meslek örgütleri ve konuyla ilgili uzmanların katılımlarıyla gerçekleştirilmelidir. Siyasi iktidarların doğrudan sanatı ve kültürü yöneteceği ve sanatın ve kültürün ticarileştirilmesi anlamına gelen hiçbir yasa taslağını kabul etmiyoruz. Ödenekli sanat kurumlarının yasaları korunmalı ve yasaların emrettiği şekilde özel yasa ve tüzükler yapılmalıdır. Kültür ve sanat alanındaki demokratik kitle örgüteri tarafından sanat kurultayı yapılmalıdır. Siyasi iktidarların sanatı tehdit eden hegemonyası ve piyasalaştırılması politikalarına karşı kamuoyunun tepkisi örgütlenmelidir. TÜSAK yasa tasarısı taslağına karşı gerçekleştirilecek eylem ve etkinliklerin takvimi belirlenmelidir. Devlet sanatın nasıl olması gerektiğine müdahale edemez. Sanatın içeriği ve biçimi hiçbir siyasi iktidarın günlük politikalarının konusu yapılamaz. Bakanlıklarda ve yerel yönetimlerde ilgili kuruluş olarak kurulacak yeni kurulacak tüm sanat kurumlarının özerklik prensibinin anayasada açık bir şekilde güvence altına alınmalı ve uygulanmalıdır. Özellikli sanat kurumlarında iş güvencesiz istihdam kabul edilemez. Sanat kurumlarında esnek, güvencesiz, sendikasız ve angarya çalışma bizimlerine son verilmelidir. Bu konuda verilecek mücadele kültür ve sanat içinde verilen mücadelenin ayrılmaz parçasıdır. Sansür ve yasaklamalar asla kabul edilemez. Sansürle mücadele kültür ve sanat emekçilerinin en temel görevidir. Siyasi iktidarların genel ahlak kuraları sanat için bir ölçü olamaz. Özerk sanat konseyinin hazırladığı yasa tasarısı taslağı güncellenmeli ve alternatif olarak değerlendirilmelidir."