BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, "Silah demokrasinin yolu değildir. Şiddet demokrasinin yolu değil. Molotof kokteylleri demokrasinin yolu değildir. Esnafımızın, vatandaşımızın kepenklerini indirmek özgürlük mücadelesi değildir" dedi. Çözüm sürecine destek isteyen Erdoğan, "Huzurdan, barıştan, kardeşlikten rahatsız olanlar, kandan beslenmeyi alışkanlık edinenler var. Düşmanları değil dostları sevindireceğiz. Teröre fırsat vermeyeceğiz" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, Van gezisini ikinci günüde Özalp İlçesi'nde halka hitap etti. Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı ilçeye Erdoğan, helikopterle geldi. Başbakan Erdoğan'ın konuşacağı miting alanının yakınında bulunan tüm çöp kutuları kaldırıldı. Ayrıca alanın üzerinden Van'daki toplu açılışta olduğu gibi yine insansız hava araçlarının uçtuğu gözlendi. AFAD ekipleri de miting alanı ve Başbakan Erdoğan'ın konuşacağı platformda radyoaktif madde ölçümü yaptı. Başbakan Erdoğan, Özalp İlçesi'nde çözüm sürecine destek istedi.
'BİZDE UZAK KAVRAMI YOKTUR'
Özalp'te coşkuyla karşılanan Erdoğan, bu ilçeye 'muhabbet için geldiğini' söyledi. Özalp'in kendisi için özel bir yerinin olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, şunları anlatarak konuşmasına başladı:
"Çok güzel anlamlı bir söz vardır. 'Gönül ne kahve ister ne kahvehane. Gönül sohbet ister kahve bahane.' Özalp'in benim gönül dünyamda böyle bir yeri var. 80 öncesinde İstanbul'da bir partinin gençlik kolları başkanıydım. Van'da görevlendirildim. Van'ın Özalp İlçesine geldim, geceyi burada geçirdim. Çaybağı Köyü'ne gittim. Kerpiç evde tezek yakıyorlardı. Misafir oldum. Yer yataklarında yattık. Gönülden ikramlarla o geceyi orada geçirdik. O benim dünyamda çok anlamlı bir geceydi. Şimdi açılışlar yaptık. Muhabbet için geldik. Açılışlar bahane. Hasret gidermek için geldik, gönül sohbetinize mazhar olmak için geldik. Bu ilimizin halini sormak, istişare etmek için geldik. İran sınırındaki kardeşlerimize hasret gidermeye geldik. Bizde uzak kavramı yoktur. Nerede nefes alan bir vatandaşımız varsa bizim gönlümüz ordadır. Biz gidemezsek bakanlarımız, yatırımlarımız gidiyor. Bugün burada 22 eserin açılışını yapacağız 15 trilyonluk eseri hizmete sokuyoruz. Van, Cumhuriyet tarihinde bu kadar yatırım almadı. Çünkü bizim kitabımızda ayrımcılık yoktur. Biz milletin efendisi değil hizmetkarıyız. Biriz, beraberiz, hep birlikte Türkiye'yiz."
'HUZURUN OLMADIĞI YERDE KALKINMA OLMAZ'
Huzurun olmadığı bir yerde, kalkınmanın olamayacağını belirten Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"Biz gerilim siyaseti istemiyoruz. Fikrimiz, zikrimiz, ideolojimiz hizmettir. Biz bir etnik unsurun, partisi değiliz. Bir bölgenin değil, tüm Türkiye'nin partisiyiz. 76 milyonun hizmetkarıyız. Kalkınma ile huzur birbiriyle paraleldirler. Huzurun olmadığı yerde kalkınma, ilerleme olmaz. Kalkınmanın olmadığı yerde huzur, refah olmaz. 11 yıl boyunca huzuru pekiştirmenin, kalkınmanın mücadelesini verdik. 'Ekonomi ve demokrasi' dedik. 'Bu ülke hem ekonomik olarak hem ileri demokrasi olarak dünya standartlarına ulaşacak' dedik. Tüm tehdit, kışkırtmalara, tuzaklara rağmen milletimizin desteği ve hayır dualarıyla bunları başardık. Geçmiş geride kaldı. Çok daha ileri demokrasi standartlara kavuştuk. Geçmişin tartışmaları, acılarıyla umutsuzluğa mahkum olmayacağız, ülkemizi umutsuzluğa mahkum etmeyeceğiz. Geçmişin hatalarından sakınacağız. Geleceği birlikte inşa edeceğiz."
'SİLAH DEMOKRASİNİN YOLU DEĞİLDİR'
Hayal bile edilemeyen taleplerin gerçekleştirildiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, Muğlalı Kışlası'nın isminin hükümetleri tarafından değiştirildiğini hatırlattı. Erdoğan, şöyle konuştu:
"Silah demokrasinin yolu değildir. Şiddet demokrasinin yolu değil. Molotof kokteylleri demokrasinin yolu değildir. Esnafımızın, vatandaşımızın kepenklerini indirmek özgürlük mücadelesi değildir. Bunları masada konuşalım. 4 yılda bir genel, 5 yılda bir yerel seçimlerde sandık gelecek. Özgür irademizle sandıkta kararımızı verelim. Herkes saygı duysun. Hayal olan talepler gerçeğe dönüştü. Muğlalı Kışlası artık var mı? Yok. Biz kaldırdık. Niye? Talep buydu. Doğru adım attık. İşte Türkiye'de iki kişiden birisi 'Ak Parti' diyorsa sebebi budur. Özgürlükçü olmak tüm milleti temsil etmektir. Bir etnik unsuru savunmak, Türk- Kürt fark etmez, bu milleti sevmek anlamına gelmez. Millet içinde herkes vardır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı adı altında toplandık. Bir olduk, diri olduk, iri olduk, Türkiye olduk. Hedeflerimizi tek tek gerçeğe dönüştüreceğiz."
'BAHARI KIŞA ÇEVİRMEK İSTEYENLER VAR'
Çözüm sürecine değinen ve destek isteyen Başbakan Erdoğan, "Çözüm süreci ile birlikte çok güzel bir bahar iklimine kavuştuk. Şimdi bu baharı kışa çevirmek isteyenler var. Aydınlıktan rahatsız olanlar var. Karakışı karanlığı özleyenler var. Huzurdan, barıştan, kardeşlikten rahtsız olanlar, kandan beslenmeyi alışkanlık edinenler var. Düşmanları değil, dostları sevindireceğiz. Teröre fırsat vermeyeceğiz" dedi.
Silah ve şiddetin hiçbir meseleyi çözmediğini ve çözemeyeceğini, acıdan başka bir şey getirmeyeceğini belirterek, "Öyle ise silahın şiddetin aramıza girmesine izin vermeyeceğiz. Bu bahar iklimi bozulmasın. Silahların konuşmasına izin vermeyeceğiz. Önce Allah'ın sonra sizlerin sayesinde bu günlere kavuştuk. Sizin desteğiniz ile çok daha güzel günlere ulaşacağız" diye konuştu.
BAHÇELİ'YE CAMİ CEVABI
Devlet Bahçeli'nin, Samsun mitinginde kendisinin cami yıkmasıyla ilgili eleştirisine isim vermeden cevap veren Erdoğan, "Ben bu muhalefetin genel başkanlarının ismini ağzıma almayacağım, onlar varsın hakaret etsin. Birisi Samsun'da diyor ki 'Cami yıkacakmış. Öbür taraftan milletin vergileriyle Akdamar Kilisesi'ni yapıyor' diyor. Biz bir ifadeyi kullanırken itikadi noktayı değerleri bilerek yaşayarak kullanırız. Cami yıkmak, 'gerekirse' ifadesiyle kullanılmıştır. 'Onu yıkarken daha güzelini yaparız' ifadesi vardı. Cami yapmanın yanında biz bu işi yaşarız. Bunu yaşamayanların bize eleştiri göndermesine halkım inanmaz" dedi.
Milletin kendilerini iyi bildiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Benim milletim, Erdoğan ve arkadaşlarının ne olduğunu bilir. Bizim topraklarımızda Ermeni, Ortodoks var mı? Bunlar vergi veriyor mu? O zaman onların inancının gereğini yerine getirmesini, ibadet imkanı sağlamak benim görevimdir. Bunu insani, vicdani ve hukuki görev olarak yerine getiriyorum. Bu iş cahil cühela ile yapılacak işler değil. Bakın şair Ziya Paşa ne demiş; 'İdraki meali bu küçük akla gerekmez, zira bu terazi o kadar sıkleti çekmez.' Bu ülkede kim varsa onun iktidarıyız. Müslüman, Hıristiyan, Musevi'ye hizmet etmek zorundayız. Almanya'da 5 bin mescit var. 'Onlar müsaade ediyor sen neden etmiyorsun' demezler mi? Bunlar dünyadan da bihaber. Biz el ele, omuz omuza ülkemizde asli, unsurlar azınlıklar hepsinin hukukunu koruyoruz, koruyacağız. Ateistin de hukukunu koruyacağız. Biz etnik, bölgesel, dinsel milliyetçilik yapmayacağız."
Başbakan Erdoğan daha sonra toplu açılış kurdelesini yanındaki bakanlarla birlikte kesti. Ardından esnafı ziyaret eden Başbakan Erdoğan, daha sonra Ak Parti ilçe binasının açılışını yaptı. Açılış sonrası Başbakan Erdoğan, 1980 öncesi Özalp'te çay içtiği Recep Ateş'in evini ziyaret etti, burada yine çay içip, aşure yedi. Ev sahibi Ateş büyük bir mutluluk yaşadıklarını ifade etti.