Gürkay GÜNDOĞAN- Cenk TOPCU/ZONGULDAK, () - ZONGULDAK Bülent Ecevit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölüm Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Erdoğan Kaymakçı, Soma'daki faciaya kömürün içten içe yanmasının yol açtığına ilişkin görüş ve raporları değerlendirdi. Kömürün tutuşma sıcaklığından önce ortamdaki karbonmonoksit artışının ölçümlerle gözlenebileceğini belirten Yrd. Doç. Dr. Kaymakçı, "Bir geçmişi var. Kuluçka periyodu olarak isimlendirilen bir süreç gerekiyor bu olay için. Isı artacak, o ısı birikecek. Dolayısıyla bunun izlenmesi gerekiyordu ama izlenmemiş maalesef" dedi.
'Kömürün kendiliğinden yanmaya yatkınlığının belirlenmesinde kullanılan indeksler' konulu doktora tezi hazırlayan Yrd. Doç. Dr. Erdoğan Kaymakçı, oksijenin kömürdeki karbon ile karşılaşması durumunda yanma meydana geldiğini, yanma ile de ısınmanın baş gösterdiğini söyledi. Yrd. Doç. Dr. Kaymakçı, "Yanmayla oluşan ısıyı ortamdan uzaklaştırdığınız sürece bir tehlike yoktur ama uzaklaştırmazsanız, ısı birikimiyle kömürün kendiliğinden yanması dediğimiz açık alevli yanma oluşur. Tabii peşinde veya öncesinde karbonmonoksit çıkışı da vardır ve ocak çalışanları için çok tehlikeli bir ortam yaratır. Dolayısıyla bu oluşan ısının ve oluşan karbonmonoksitin etkin bir havalandırmayla yer altından uzaklaştırılması önleyici tedbir açısından çok önemlidir" dedi.
MUTLAKA İHMAL VARDIR
Yrd. Doç. Dr. Kaymakçı, Soma'daki olayda önleyici çalışmanın yapıldığı, sensörlerle ve kişisel ölçümlerle yer altındaki karbonmonoksit miktarı ve sıcaklığın ölçüldüğünün söylenmesine rağmen, yeterli önlemin alınmadığının facia ile ortaya çıktığını vurguladı. 301 kişinin ölümünün, "Biz gereken her türlü önlemi aldık, denetimi yaptık" dinelerek açıklanamayacağını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Kaymakçı, "301 kişinin ölümünde mutlaka bir ihmal vardır. Ancak ihmalle açıklanabilecek bir durum söz konusudur" dedi.
KARBONMONOKSİTTE ARTIŞ VARSA KIZIŞMA VARDIR
Yrd. Doç. Dr. Kaymakçı, bu tür ocaklarda kömürün sürekli izlenmesi gerektiğini belirterek, "Karbonmonoksit gazı bu tür yangınların izlenmesinde birinci derecede önemlidir. Bunlara izgazları da diyebiliyoruz. Karbonmonoksit gazının seyrinin izlenmesiyle yangının olup olmadığını anlayabilirsiniz. Karbonmonoksit yayılımında gittikçe artış varsa bilin ki kendiliğinden kızışma vardır ve gereken tedbirlerin bir an önce alınması gerekir" diye konuştu.
YANMA İÇİN KULUÇKA SÜRECİ GEREKİYOR
Linyitte tutuşma sıcaklığı noktasının 120-130 santigrat derece, taşkömüründe bunun biraz daha yüksek olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Kaymakçı, şöyle dedi:
"Ama tutuşma sıcaklığına kadar gitmeye gerek yok. Daha önceki sıcaklıklarda karbonmonoksit artışı ölçümlerde gözlenebilir, ölçülebilir ve dolayısıyla bu tür kazaların önüne bir anlamda geçilebilir. Bu hemen 1-2 saat içinde olan bir şey değil. Bir geçmişi var. Kuluçka periyodu olarak isimlendirilen bir süreç gerekiyor bu olay için. Çünkü kömür oksijenle karşılaşacak. Isı artacak. O ısı birikecek. Anında olan bir olay değil. Dolayısıyla bunun izlenilmesi gerekiyordu ama izlenmemiş maalesef. Karbonmonoksit yükselişi varsa, ocaktaki emniyetçi arkadaşlarımız bu tehlikeyi hissettiklerinde ocağı tahliye edilebilirdi. Daha sonra ocak havalandırılarak veya diğer yangın söndürme yöntemleriyle bu kaza çok daha ucuz, belki can kaybı olmadan atlatılabilirdi."
Kömürün kendiliğinden ısınmasının da çeşitli çalışmalarla önlenebileceğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Kaymakçı, "Göçertmeli, dünümlü, dolgulu çalışmalar gibi yine bu sektöre ait teknik kavramlarla bunu açıklayabiliriz. Bu yanmaya yatkın bir kömür damarlarından biri. Böyle damarlarda önlem almak gerekir. Bu aslında bir facia, kaza olarak açıklanamaz bir durum" dedi.

GG,CT(EE/BT) (FOTOĞRAFLI)