Mehmet TÜRK- Bayram BULUT/DİYARBAKIR, () - DİYARBAKIR Sanayici ve İşadamları Derneği (DİSİAD) tarafından düzenlenen toplantıda konuşmacılar, çözüm sürecinin getirdiği çatışmasızlık ortamı, huzur ve istikrarın devam etmesi halinde turizmin gelişeceğini, bu alanda yatırım yapacak girişimcilerin kısa sürede ekonomik büyük kazançlar sağlayacağı görüşünde birleşti.
Dicle Vadisi'ne hakim Fiskaya Semti'nde yapımı tamamlanan ancak hizmete giremeyen Hilton Garden Otel'de bugün düzenlenen panelde, Diyarbakır'ın Surları ve Turizme Katkısı' tartışıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan DİSİAD Başkanı Burç Baysal, son 30 yıl içerisinde bölgede, kalkınma adına onlarca teşvik paketinin açıldığını, buna rağmen bir kaç fabrika dışında bir gelişmenin yaşanmadığını söyledi. Çatışma ortamı ve yetersiz altyapının bunun ana nedeni olduğunu belirten Baysal, "En son 2012 nisan ayında çıkan teşvik yasası bölgede yatırım yapmak isteyen yatırımcılara yeni bir takım avantajlar getirmektedir" dedi. Bunların içinde özellikle istihdam ve yatırım maliyetlerinin desteklenmesinin kıymetli olduğunu söyleyen Burç Baysal, "Bu destekler özellikle turizm alanında daha da anlam ifade ediyor. Çatışma sonrası süreçlerde insanların kafaları ve kalplerinin tamirinde ekonomik imkanlar da önemlidir. Biz bu nedenle bölgenin tahrip olan ekonominin de, barış süreci ile birlikte tekrar gündeme getirmek istiyoruz. Bu coğrafyada yaşayan herkes bu savaştan etkilendi. Binlerce insanımızı kaybettik, doğamızı, ormanlarımızı, üretim yeteneklerimizi kaybettik. Şimdi, yaraları sarmanın zamanı. Bölge ekonominin toplanmasının yanı sıra yaraların sarılmasında turizme de önemli bir rol oynayabilir" dedi.
"TURİZM İÇİN GÜVENLİK ÇOK ÖNEMLİ BİR MEVZİ"
DOGÜNSİFED Başkanı Şahismail Bedirhanoğlu kentteki nüfusun tarihsel ve kültürel birlikteliğine dikkat çekti.  Turizmde güvenliğin çok önemli olduğunu kaydeden Bedirhanoğlu, " Güvenlik ve istikrarla ilgili ciddi kaygılar varsa, ortaya bir hedef koymak da çok yeterli olmayacaktır. Bu çözüm sürecinde amaçlanan hedefe ulaşılması, gerçek atışmasızlık ve barış ortamı çok önemlidir. Bu risk, turizm gibi hemen etkilenecek bir sektörle ilgili toplantılar yapmak zorundayız. Turizmi sadece Diyarbakır ile değil, bölgeyle değerlendirmek lazım. Mardin, Hasankeyf ve Midyat'a ortak merkezinde bulunuyor" diye konuştu.
"BARIŞIN OLMADIĞI YERDE KALKINMADAN BAHSEDEMEYİZ"
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Sayar da barışın olmadığı yerde ekonomiden ve kalkınmadın yada sosyo-ekonomik kriterden bahsedilemeyeceğini ifade etti.  Son bir yıldır devam eden çatışmazsızlık ortamının kalıcı olması için herkesin üzerine düşen görevler olduğu belirten Ahmet Sayar, "Diyarbakır'da müthiş bir turizm potansiyeli var. Diyarbakır'da bu kadar tarihi esere sahip olmasına rağmen bu potansiyel ile hak ettiği yerde değil. Her bir turist Türkiye'de 800 dolar düzeyinde para bırakıyor. Diyarbakır'ın kısa sürede turizmden alacağı para 1 milyar dolardır. Havaalanımızın uluslararası uçuşlara açılması lazım. Devam eden bir proje var ama bekleyecek vaktimiz yok. En kısa sürede Diyarbakır- Erbil uçuşlarının başlatılması gerekir. THY Genel müdürü buradayken bunu da buradan iletmiş buluyoruz" dedi.
"DİYARBAKIR, ZENGİNLİKLERİYLE, DEĞİŞİMİ GECİKEN BİR KENT"
Diyarbakır Valisi Mustafa Cahit Kıraç ise, Diyarbakır'ın tarihteki yeri ve önemini anlatarak, kente gelen yerli ve yabancı turist sayıları hakkında istatistiki bilgi verdi. Çözüm sürecinin, barış ve huzuru getirdiğine işaret eden Vali Kıraç, "Çözüm sürecinin getirdiği huzur barış iklimi sayesinde geçtiğimiz yıl ilimize gelen turist sayılarında çok ciddi artışlar yaşandı. Yabancı turist sayısı yüzde 100 artarken, yerli turist sayımız yüzde 25 civarında artış gösterdi. Bu da çok ve net bir şekilde göstermektedir ki, bu süreç böyle devam ettikçe, gelen turist sayılarımızda daha yüksek yüzdelerle artışlar görebileceğiz" iye konuştu.
"DİYARBAKIR GERİ KALMIŞ, YADA GERİ BIRAKTIRILMIŞ"
 THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, yapılan konuşmalardan sonra aklına demokrasi-refah ilişkisinin geldiğini, demokrasinin geliştiği yerde refahın arttığını ifade ederek, "Bu bütün dünyada doğru orantılı gidiyor. Bu talebi de Diyarbakır'da çok kuvvetli görüyorum. Artık demokrasi, insan hakları, daha fazla hukuk bütün ülkemizin kentleri gibi, en fazla da Diyarbakır hakkettiğini düşünüyorum" dedi. 33 medeniyete başkentlik etmiş Diyarbakır'ın dünya turizm pastasından aldığı payın gerçekten çok kötü ve içler acısı durumda olduğunu ifade eden Topçu şöyle konuştu:
"Havacılık, demokrasinin ve refahın konforu. Bu konforu da yaşamak istiyor. Son 10 yılda, Diyarbakır payını almış ama hak ettiği payı alamamış. Ülkemizin Güneydoğusunda olan bir kent ama çevresindeki bir çok kente hizmet vermiş. İşte son yıllarda Erbil, konumu Diyarbakır'dan iyi değil. Bir Şanlıurfa, hemen hemen nerdeyse Diyarbakır'dan belki de ekonomik olarak öne geçti. Gaziantep'in durumu ortada. Etrafımıza baktığımızda Türkiye'nin ihracat yaptığı bir çok ülke Diyarbakır'a çok yakın. İşte bu potansiyelden, bu rekabetten Diyarbakır geri kalmış, ya da geri bıraktırılmış. Son 10 yıldaki gelişmeler, demokrasi alanındaki atılımlar, ülkemizdeki demokrasinin gelişimi, ülkedeki tüm insanların refahının artması için çok ciddi artışlar sağlanmış. Huzur ve refahın sağlanması neticesinde, hem de ülkemizdeki bu kadar değerin karşılık bulması önemlidir."

MT,BB(GG/ESM) (FOTOĞRAFLI)