DİYARBAKIR'da İHD ve kayıp yakınlarının bugün 258'inci kez düzenlediği oturma eylemi gazeteci Hrant Dink anısına yapıldı.
İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının, 'Kayıplar bulunsun failler yargılansın' sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemi bugün 258'inci kez yapıldı. Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önündeki eylem, öldürülen gazeteci Hrand Dink anısına gerçekleştirildi. 'Onlar bir gece ansızın evlerinden alındılar ve bir daha geri dönmediler' yazılı pankart ile kayıpların fotoğraflarının açıldığı oturma eyleminde konuşan
İHD Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölge Temsilcisi Şevket Akdemir, 258 haftadır alanlara çıktıklarını ancak, yetkililerin seslerini duymak istemediğini söyledi. Akdemir, konuşmasında Hrant Dink'i anarken şöyle dedi:
"Hrant Dink'in silahı yoktu, onun sadece kalemi vardı. O, sadece Ermeni kökenli olduğu ve Ermeni meselesine ilişkin yazılar yazdığı için katledildi. Aradan bunca zaman geçti ama halen katillerinin bulunması için gerçek bir soruşturma yürütülmedi."
"ÖCALAN, KÜRTLERİN LİDERİDİR"
Akdemir, İHD olarak 1990'lı yıllarda işlenen cinayetler ve kaybedilme olaylarının açığa çıkması için mücadele ettiklerini ancak, o dönemden kalma birçok olayın zaman aşımı tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Akdemir, AK Parti hükümetinin istemesi halinde Kürdistan'da işlenen suçların faillerinin kısa sürede ortaya çıkarabileceğini belirterek, "17 Aralık operasyonu sonrası Türkiye genelinde 3 bine yakın kamu görevlisinin yerlerinin değiştirilmesi veya görevden alınması bunun kanıtıdır" dedi.
Akdemir, Abdullah Öcalan'ın İmralı'da ağırlaştırılmış tecrit altında tutulmaya devam edildiğini ileri sürerken, şöyle devam etti:
"Bu ülkede barışın gelişmesi için sayın Öcalan büyük çaba sarf etmektedir. Daha önce sayın Öcalan dediğimiz için cezalara maruz kalırdık. Ancak, bu ülkenin Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, sayın Öcalan'ın Kürtlerin lideri olduğunu kabul etmek zorunda olduklarını açıkladı. Biz eskiden beri bunun öyle olduğunu söylüyorduk zaten. Fakat Öcalan bu önemli pozisyonuna rağmen tecrit altında tutulmaya devam ediyor. Sayın Öcalan'ın barış müzakerelerini sürdürebileceği uygun koşulların sağlanması gerekmektedir" diye konuştu.
7 YIL GEÇTİ HRANT'IN ACISI İÇİMİZDEN ÇIKMADI
Akdemir'in ardından konuşan Diyarbakır İHD Şube Yöneticisi avukat Muhterem Süren, Hrant Dink'in vurulmasından bu yana 7 yıl geçmesine rağmen içlerindeki acının dinmediğini söyledi. Süren, devlet birimlerinin neredeyse elbirliğiyle Hrant Din'i  vuranları koruduğunu öne sürerken, şöyle konuştu:
"Hrant'ı katledenler ve arkasındaki derin güçler ortaya çıkarılamadı, arkasında 'örgüt yok' deniydi. Oysa ki, bizler bu cinayeti işleyenlerin 'örgütlü bir güç' olduğunu çok iyi biliyorduk. Bugün devlet ve içerisinde yuvalanan çeteci yapılanmaların ortaya çıkmasıyla aslında katillerin kimler olduğunu ve nasıl korunduğunu daha iyi görmekteyiz. Kimimiz 'Ermeni' denildi soykırımdan geçirildi, kimimize 'Alevi' denildi katliama uğratıldı, kimimiz Rum diye dışlandı, Süryani olduk topraklarımızdan koparıldık, bazılarımıza Zerdüşt denilerek yaşam hakkı tanınmadı. Kürtler zaten bu toprakların 'eşkıyasıydı' ölümü hak ediyordu. Fakat biz ısrarla ve tekrardan haykırmak istiyoruz; Hepimiz Ermeni, Alevi, Rum, Süryani, Zerdüşt, Kürdüz… Evet, biz bu toprakların kadim halklarıyız ve farklılıklarımızla varız." dedi.