Mehmet TÜRK- Serdar SUNAR/DİYARBAKIR, ()-DİYARBAKIR'da, çocuklarının PKK tarafından kaçırıldığı için eylem yapan aileler, buruk bir bayram geçiriyor. Aileler, aldıkları ayakkabı, gömlek ve tişört gibi bayramlıklarla çocuklarının dönmesini bekliyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker de bayramın ilk günü anneleri ziyaret ederek destek verdi.
Diyarbakır'da çocuklarının PKK tarafından dağa götürüldüğü gerekçesiyle başlattıkları oturma eylemlerini Dağkapı Meydanı'nda kurulan çadırda 19 Mayıs'tan bu yana sürdüren aileler, Ramazan Bayramı'nı buruk ve üzüntülü kutluyor. Dağa giden çocukları için aldıkları ayakkabı, gömlek ve tişörtlerle çocuklarının umutla dönmesini bekleyen anneler, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Abdullah Öcalan ve Selahattin Demirtaş'a çağrıda bulunarak, çocukların biran önce dönmesi için gerek girişimleri başlatmalarını istedi.
'ALLAH RIZASI İÇİN SESİMİZE SES VERİN, TAŞ MISINIZ?'
Dağa giden F.E.'nin ablası Hatice E., gözyaşları arasında, 2 aydan beri annesiyle birlikte çadırda eylem yaptıklarını belirterek, "Bugün bayram ama biz mutlu değiliz. Onlar geldiği zaman bayram yapacağız, o gün bizim bayramımız olacak. Benim kardeşim ilk olarak benim bayramımı kutlardı. O şimdi yok. Ne olur sesimizi duyun, ne olur. Allah rızası için sesimize ses verin, taş mısınız? Ne olur kardeşimin olmadığı bir dünya, kardeşimin olmadığı bir hayat istemiyorum. Ancak o gelirse bize bayram olacak. Ailememiz param parça oldu. Ne olur bizi birleştirin tekrar. Ailemiz param paraça oldu, bunun sebebi olmayın, bunun sebebi olan gün yüzü göremez" dedi.
'ÇOCUKLARIMIZ GELMEDEN HER GÜN BİZE HARAM'
Bitlis'in Hizan İlçesi'nden gelen Leman A., 16 yaşındaki oğlu V.A.'nın 2.5 ay önce dağa gittiğini belirterek, "Bizimki 2.5 ay önce gitti. 72 gündür gündür buradayız. Bütün yetkililere Başbakan'a sayın Abdullah Öcalan'a sesleniyorum. Allah rızası için bizi çocuklarımızdan etmesinler. Çocukalrımız yanımızda olsaydı bayramımız güzel olacaktı. Çocuklarımız olmadan bize her gün haram" diye konuştu.
'FARUK BEN DİYARBAKIR'DA EYLEMDEYİM, DÖN ARTIK'
Tek çocuğu olan oğlu F.T.'nın 5 ay önce örgüte katıldığını anlatan Rahime T. de "Kars'tan geldim. Tek çocuğum var zaten. Cumhurbaşkanı ve Tayip Erdoğan'a sesleniyorum; Kimin elinde ne yetki varsa çocuğumu geri getirsin. 3 aydan beri burdayım. Çocuğum gelmedi. Ben Diyarbakır'dayım, eylemdeyim. Oğlum dönmeden bayram bana haram olsun" diye seslendi.
'BİZİM EN HÜZÜNLÜ GÜNÜMÜZ BUGÜNDÜR'
Sivas Üniversitesi Gazetecilik Bölümü 2'nci sınıfta okurken, örgüte katılan 23 yaşındaki O.B.'nin ablası Fatime B. ise aradan geçen 2 yıl içerisinde kardeşinden haber alamadıklarını, ölü yada yaşadığını bilmediklerini dile getirerek, şöyle konuştu:
"2 aşkın süredir buradayım. Benim kardeşim Sıİas Üniversitesi Gazetecilik Bölümü 2'nci sınıf öğrencisiydi. Annem hasta, ben hastayım, ilaçla ayakta kalıyorum. 2 yıldır kardeşim orada, ölü mü sağ mı, yaşıyor mu? Bilmiyoruz, haberimiz yok. Sayın Başbakanımız'a sesleniyoruz. Siz yapamayacağınız şeyi söylemezsiniz. Allah rızası için aileler dağıldı. Ciğerimizi bizden söküp aldılar, nefes alamıyoruz. Bizim en hüzünlü günümüz bugündür. Çocuklarımız geldiği gün en mutlu günümüz olacak. 50 aile burdayız. Allah rızası için evlatlarımızı, çocuklarımızı bize versinler. Öğrenciyken, kalemleri elerinden alıp, silah verdiler ellerine. Biz böyle olsun istemiyoruz. Çocuklarımızın istikbalini aldılar ellerinden, yaşama haklarını aldılar ellerinden. Biz bunu istemiyoruz. Allah rızası için sayın Başbakanımız, siz istediğiniz her şeyi yapıyorsunuz, Allah rızası için bizi çocuklarımızla kavuşturun."
'TIP FAKÜLTESİ'NDE OKUYORDU'
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olan A.A.'nın annesi Hamide A., kızının staj yapmak için 1 Temmuz tarihinde evden çıktığını ve bir daha eve dönmediğini belirterek, "Kızım, Tıp Fakültesi 6'ncı sınıfı bitirmiş staj yapıyordu. Staj için İstanbul'a gidiyor diye 1 Temmuz'da evden çıktı. Sonra örgüte katıldığını öğrendik. Kızım Aynur, şeker hastası. Her gün 4 kez insülün iğne kullanıyordu. Dağda nasıl insülün kullanacak? İnsülün iğnesi buzdolabında, soğukta bekletilmesi gerekir. Dağda buzdolabı yokki, insülün ısınır, bozulur ve kızım ölür. Ben kızımı istiyorum" diye çağrıda bulundu.
BAKAN EKER ZİYARETİNDE BİR KADIN BAYILDI
Diyarbakır'da incelemelerini sürdüren Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, AK Parti Diyarbakır milletvekilleri Mine Lök Beyaz, Mehmet Süleyman Hamzaoğulları, Oya Eronat, Diyarbakır Valisi Mustafa Cahit Kıraç, Emniyet Müdürü Halis Böğürcü de sabah saatlerinde çocukları dağa gittiği için eylem yapan aileleri ı ziyaret etti. Ziyaret sırasında duygulu anlar yaşanırken, baygınlık geçiren bir kadına, Bakan Eker ile birlikte ziyarete gelen bir doktor müdahale etti.
Kürtçe ve Türkçe yakılan ağıtlar eşliğinde anneler ile bir araya gelen Eker, "Anne ve babaları dinledik. Çığlıkları feryatları yürek dağlıyor. Umarım bu çığlıklar ilgili yerlere ulaşır ve kim o çocukları tutuyorsa, ailelerin çocuklarına kavuşmasını bekliyor umuyorum. Gerçekten yürek parçalayan feryatları bir kaç aydan beri devam ediyor. Bu bayram günü onları ziyaret ettik. Hasretlerini bir nebze olsun paylaşmaya çalıştık. Türkiye ve hükümet, çözüm sürecinin başarıya ulaşması için elinden gelen çabayı sarfediyor. Bu ailelerin çocukları ile buluşmasını ümit ediyoruz inşallah hasretleri sona erer" diye konuştu.
'BİZ ÇOCUKLARIMIZ BU ŞEKİLDE GELSİN İSTEMİYORUZ'
Çocukları PKK'ya katılan ve Diyarbakır Valiliği önündeki Anıt Park'ta alternatif eylem başlatan aileler de Ramazan Bayramı'nın ilk gününde eylemlerine devam etti. 40 günden beri eylemlerine devam ettiklerini belirten Şehrizade Anar, oruç ayını eylemde geçirdiklerini ifade ederek, kalıcı bir barışın sağlanmasını istediklerini söyledi. Anar, şöyle konuştu:
"Amacımız, temelli bir barışın gelmesi, hasta tutsakların bırakılması, daha doğrusu güzel bir adımın atılması. 1.5 yıldan beri başlayan bir süreç var, tek taraflı yürüyor. Tek bir adım atılmadı. Eğer temmelli bir barış gelmezse çocuklarımızın gelmesinde fayda olmaz. Bazi aileler oturmuş eylem yapıyor; 'çocuklarımızı istiyoruz, çocuklarımız gelsin' diyor. Biz çocuklarımızı bu şekilde istemiyoruz. İyi bir adım atsın, barış getirsin, güzel bir günde çocuklarımızı biz de isteriz. Bugün çocuklarımız gelirse, biliyoruz ki zindardır ve 100 yıldan fazla zindar cezasıdır. Barışın alt yapısını hazırlasınlar. Barış olursa annelerin acı çekmesine gerek kalmaz. Bizim çocuklarımız zorla götürülmedi. Eğer güzel bir adım atılsaydı, bunca çocuklar gitmezdi. Üniversite okuyanlar çocuk değil. Her anne evladını özler ama evladını özgür bir şekilde görmek ister. Ha eğer evladım gelecek, bana kavuşacak ve ardından zındana girecekse, o acı içimde kalacak. Eğer özgür bir ortam sağlanırsa her anne evladını kucaklamak ister. Ben sadece kendi evladım için değil bütün evlatlar için burdayım."

FOTOĞRAFLI