DİYARBAKIR Bağlar Belediyesi Kardelen Kadın Merkezi, 2013 yılında kadın sığınma merkezinebaşvuran 806 kadının şiddet türlerinin yer aldığı profillerinin istatistiklerini açıkladı. Boşanmak isteyen kadınların yüzde 62'sinin eşleri tarafından can güvenliğinin tehdit edildiğini belirten merkezin psikolojik Danışmanı Eda Erdener, yüzde 20'sinin de ailesi tarafından öldürülmek istendiğini söyledi.
Diyarbakır Bağlar Belediyesi'ne bağlı Kardelen Kadın Derneği kadın sığınma evindeki kadın ve çocukların demografik ve maruz kaldıkları şiddet tiplerinin bilançosunu açıkladı. Kardelen Kadın Merkezinde yapılan basın toplantısına Kardelen Kadın Merkezi yöneticisi Mukaddes Alıntaş, merkezin psikologu Eda Erdener ve kadınlar katıldı. 2013 yılı verilerini açıklayan Mukaddes Alıntaş, Kardelen kadın merkezine 806 kadının başvurduğunu bu kadınların 170'nin şiddet, 50'sinin iş, 40'nın hukuk danışmanlığı konusunda başvuruda bulunduğunu söyledi. Kadınların 334'üne psikolojik danışmanlık verildiğini kaydeden Alıntaş, diğer kadınların da çeşitli nedenlerle kendilerine müracaat ettiklerini anlattı. Alıntaş sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her gün ortalama üç kadın öldürülüyor. 'Çocuk gelin' adı altında çocuklar tecavüze uğruyor. Erkek aşkına karşılık bulamadığında, kadın çalışmak, kendi ekmeğini kazanmak istediğinde, kendi hayatına sahip çıktığında, veya boşanmak istediğinde, yaşam hakkı elinden alınıyor. En son Siirt Pervari'de 12 yaşında gelin edilip 13 yaşında anne olan Kader 14 yaşında ikinci çocuğunu ölü doğurduktan sonra intihar ediyor. Kadın intiharlarının aslında bir cinayet olduğu görülmeksizin, asıl failler yani ataerkil zihniyet anne, baba ve koca cezasız kalıyor. Bu nedenle bizler, kadını hiçleştiren hükümet politikalarından vazgeçilmesini, çocuk evliliklerinin aslında pedofili olduğunun vurgulanarak yasaklanmasını, erkeğe ve aileye verilen cezaların arttırılmasını talep ediyor, kadın sığınma evlerinin yaygınlaştırılarak özgür yaşam alanlarına dönüştürmelisini istiyoruz." 
KADINLARIN YÜZDE 50'Sİ AİLE İÇİ ŞİDDETE UĞRUYOR
Merkezin Psikoloji Danışmanı Eda Erdener de, Kardelen Kadın Sığınma evine müracaat eden kadınların yaşadıkları travma istatistiklerini açıkladı. Sığınma evinde kalan kadınların tamamının evli kadınlar olmadığını belirten Erdener şöyle konuştu:
"Bekar, boşanmış, eşi ölmüş kadınlar da sığınma evine gelmişler. Bu durum sadece eş şiddetinin değil aile içi şiddetin de aile fertleri tarafından uygulandığını bize göstermektedir. Kadınların büyük kısmı çok kardeşli ailelerden gelmektedir. Medeni durum ayrımı yapılmaksızın tüm kadınların yüzde 50'si baba ve abiden, yüzde 45'i ise tüm aileden şiddet gördüğünü belirtmiştir. Sığınma evlerinde kalan evli kadınların neredeyse yarısı 18 yaşın altında evlenmişler. Yani çocuk yaşta evlilikler yapmışlar. Bu nedenle çocuk yaşta evliliklerin şiddeti besleyen unsur olduğu dikkate alınmalıdır. Evli kadınların yüzde 30'nda kumalık var. Eşleriyle aralarında kaç yaş var sorumuza yüzde 60'ı aynı yaşta cevabı verdi. Ailelerin yüzde 70'i açlık sınırın altındalar, yüzde 55 kadarının oturdukları ev de kira kendilerine ait değil. Müracaat eden kadınların yüzde 83'ü fiziksel, yüzde 87'si psikolojik, cinsel şiddet yüzde 50 bu da evlilik içinde rıza dışı cinsel şiddete uğruyor."
BOŞANMAK İSTEYEN KADINLARIN YÜZDE 20'SİNİ, AİLESİ ÖLDÜRMEK İSTİYOR
Erdener, 'kadınlara hangi zamanlarda şiddete uğruyorsunuz' sorusuna kadınların yüzde 32'sinin 'ben kocama karşılık verdiğimde şiddete uğruyorum' cevabı verdiğini, yüzde 34'nün ise kocasının canı istediğinde şiddete maruz kaldıklarını ifade ettiklerini söyledi. Erdener şöyle konuştu:
"Şiddet sonrasında kadınların yüzde 96'sı şiddete maruz kaldıkları için sığınma evlerinde bulunmalarına rağmen, sadece yüzde 63'ü polise başvururken bunlardan yüzde 53'ü darp raporu almış. Bu durum şiddeti uygulayanı şikayet ettiğinde kadının yeniden bir şiddetten korktuğunu beyan ettiler. Kadınların yüzde 50'sinde can güvenliği riski vardı, öldürülme korkuları vardı. 'Can güvenliğinizi kimler tehdit ediyor' sorumuza sanıldığı gibi sadece eşleri değil. Biz sadece koca öldürüyor diye düşünüyoruz. Bunların yüzde 62'sinde koca risk oluşturuyor, ancak yüzde 20'si kendi ailesi tarafından risk altında. Kadın boşanmak istediğinde artık kendi ailesi de onun can güvenliği tehdit eden bir unsur oluyor."
Açıklamanın ardından konuşma masasında duran kırmızı başlıklı kız bebeğini gösteren psikolog Eda Erener, "Ağır bir travma nedeniyle bize müracaat eden bir kadın tarafından hediye edildi. Bize, 'sizler beni kurtların elinden kurtardınız. Ben de sizlere bu kırmızı başlıklı kızı hediye ediyorum' dedi" diye konuştu

CA(GG/COŞ)(FOTOĞRAFLI)