Mutlu YUCA-Taner BAYAR/BOLU, () - GAZETECİ yazar Abdurrahman Dilipak, Aleviler, Kürtler, milliyetçiler, işçiler ve maden ocaklarında çalışan insanlar üzerinde yoğun bir çalışma olduğunu belirterek, "Birileri bizim dini, etnik, ideolojik, politik ve vicdani kanaat farklılıklarını çatışma sebebi sayarak, bizim kanlarımız ve gözyaşlarımız üzerine kendilerine iktidar ve servet üretmek istiyorlar" dedi.
Vuslat Platformu'nun Bolu Abant Tabiat Parkı'nda bulunan Abant Palace Otel'de gazeteciler, yazarlar ve akademisyenlerin katılımıyla düzenlediği 'Kimlik krizi kültürel değişim' konulu sempozyum oturumlarla devam ediyor. Sempozyuma katılan Abdurrahman Dilipak, tarihimiz, geleneğimiz ve inancımızla yüzleşmemiz gerektiğini belirterek, "Tek parti dönemi ve Osmanlı döneminde çok ciddi kimlik kırılması yaşadık. Hem siyaseten, hem de dünyanın dayattığı bir kimlik vardı. Soğuk savaş döneminde bir kamplaşma yaşadık. Şimdi internetin de ortaya çıkmasıyla alt kültürler, baskı altındaki kültürler ve kimlikler kendilerini yeniden ifade etme gereği duyuyorlar. Biz bir Müslüman gelenekten geliyoruz, bir imparatorluğun varisleriyiz, üç kıtaya yayıldık, çok güçlü bir tarihi arka planımız var. Kimlik krizinde biz yeniden kendimizi sorguluyoruz. Bizim insanlığa vereceğimiz mesaj ne olmalı?" diye konuştu.
Son günlerde yol kapatma ve çocuk kaçırma gibi eylemleri PKK'nın içerisindeki bir fraksiyonun yaptığını ifade eden Dilipak, şöyle konuştu:
"Eylemleri yapanlar PKK içerisindeki bir fraksiyon. Türkiye'yi siyasi, iktisadi krize sokmak isteyen, cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi bir takım komplo senaryolarıyla her alanda bunu görebiliyoruz. Aleviler, Kürtler, milliyetçiler, işçiler ve maden ocaklarında çalışan insanlar üzerinde yoğun bir çalışma var. Gezi olaylarının yıldönümü nedeniyle birileri bu olayları kaşıyor. Topyekün bir saldırı karşısındayız. Bu Mısır'da, Suriye'de, Ukrayna'da, Türkiye'de yada Nijerya'da fark etmiyor. Müslümanların yeniden var olma ve dünyaya karşı sorumluluklarını ve hakları sorgulama süreci birilerini rahatsız ediyor. Dini, etnik, ideolojik, politik ve vicdani kanaat farklılıklarını birileri çatışma konusu yapmak istiyor. Bu soğuk savaş taktiği. Birileri bizim dini, etnik, ideolojik, politik ve vicdani kanaat farklılıklarını çatışma sebebi sayarak, bizim kanlarımız ve gözyaşlarımız üzerine kendilerine iktidar ve servet üretmek istiyorlar."
Türkiye'de yaşanan çatışma ortamının daha uzun yıllar süreceğini söyleyen Dilipak, "Bu 10 yıl sürecek bir mücadele. 1'inci Dünya Savaşı sonunda oluşan uluslararası düzen bir takım ülkelerle ekonomik temelleri olan, siyasi sonuçları olan imtiyaz sözleşmeleri yaptı. Sözleşmelerin suretlerini bile o ülkelere vermediler. Özellikle 22 ülkede ve Büyük Ortadoğu Projesi'nin amacı buydu. Bu sözleşmelerin süresi 99 yıllıktı. Şimdi artık 49 yıllık anlaşmalar yapılıyor. Bugünden başlayarak 99 yıllık sözleşmelerinin süre sonunda bu bölgedeki iktidarların batının işbirlikçisi iktidarlar olması gerekiyor ki bu sözleşmelerin süresi yeniden uzatılsın. Bunlar askeri üslerden maden aramalara kadar imtiyaz sözleşmeleri. Bu sürenin sonuna kadar bu çatışma devam edecek."

MY,TB(MÇ/AK) (FOTOĞRAFLI)