"DİYARBAKIR BULUŞMASI, TÜRKİYE'NİN ÖZGÜVENİ"
Vatandaşlara hitap ettikten sonra alkışlar arasında Erzincan Valiliği'ne giren Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, basın mensuplarının sorularını almadan önce eskiden bildiği Erzincan ile gelirken gördüğü Erzincan arasında çok fark bulunduğuna dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Gül'e ilk olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Barzani'nin Diyarbakır buluşması soruldu. Türkiye'nin nüfusu ve tarihiyle büyük bir ülke olduğunu, komşu ülkelerde akrabaların bulunduğunu vurgulayan Gül, bu konuda şöyle konuştu:
"Türkiye büyük bir ülke. Sadece nüfusu ile değil, tarihi ile de. Tarihimize baktığımızda bugün Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışında kalan ve komşu ülkeler haline gelen bir çok ülkede akrabaları dostları soydaşları olan bir ülke. Bu çerçevede baktığımızda Irak'ta Türkmenler, Türkler hepsi bizim akrabamızdır. Dolayısıyla bunlarla her türlü dostluk bağlarını güçlendirmek, eminim ki hem bizim çıkarımıza hem onların çıkarınadır. Hem de insani ilişkiler, akrabalık ilişkileri olan vatandaşlarımızın çok mutlu olacağı bir şeydir. Bu şekilde görüyorum bunu. Bu Türkiye'nin kendine olan özgüvenidir. Ne kadar komşularımızla pozitif alanda da beraber olursak, ne kadar dostluk işbirliği dayanışma içerisinde olursak o kadar çok birbirimize faydamız olur."
"TÜRKİYE AÇIK BİR TOPLUM"
Bir başka gazeteci, Diyarbakır buluşmasına BDP'nin çekincesi bulunduğunu anımsattı ve "Acaba İmralı'nın yerine Barzani mi? Çözüm sürecinde uluslararası gözlemciler devreye girecek. Kimlerden oluşacak" diye sordu. Abdullah Gül, bu iki aşamalı soruyu şöyle yanıtladı:
"Türkiye açık bir toplum. Herkesin ifade hürriyeti var. Dolayısı ile bu tür tabii dikkat çekici olaylar ile ilgili herkes yorum yapabilir. Kim nereden bakarsa belki bir haklılık bir noktada bulabilir. Bunları sadece takip etmek gerekir. Ama işin özü olarak baktığımızda demin söylediğim şekilde anlamak gerekir. Demin söylediğim şekilde anlarsak o zaman o Türkiye'nin çıkarına olur. Hepimizin çıkarına olur. Komşularımızla ilişkileri geliştirmek, özellikle Irak olduğunda nasıl oradaki Türkmenler bazı vatandaşlarımızın akrabaları ise Irak'taki Kürtler de bazı vatandaşlarımızın akrabalarıdır. Bu bir gerçektir. Realitedir. Bu çerçevede dostluklar ne kadar gelişirse bu kadar çok faydası olur."
"MİLLİ MESELEDE GÖZLEMCİ YA DA YABANCI SÖZ KONUSU DEĞİL"
Cumhurbaşkanı Gül, çözüm sürecinin tamamen Türkiye'nin kendi inisiyatifiyle yürütüldüğünü belirtirken, "Bu bizim tamamen milli meselemizdir. Kendi problemlerini kendi çözen bir ülke olmak çok önemlidir. Kendi problemlerine başkalarını karıştırırsanız bu büyük güçlerin yapacağı iş değildir. Onun için esas zaten bu sürecin değeri de buradan gelir. Tamamen kendi irademizle ve kendi niyetimizle başlayan bir süreçtir. Dolayısı ile herhangi bir gözlemci veya herhangi bir yabancı ilişkisi söz konusu değildir bu süreçte" dedi.
"DERSHANELER ARZ TALEP MESELESİDİR"
Milli Eğitim Bakanlığı'nın dershaneleri kapatma çalışmaları ile ilgili olarak görüşleri sorulan Cumhurbaşkanı Gül, "Bunla ilgili uzun vadede bir program var. Tabii ki bir ülkede okullar varken, o okullara paralel başka bir eğitimin olması aslında çok hoş değil. Ama bunun sebeplerini önce yok etmek gerekir. Böyle bir ihtiyacı ortadan kaldıracak. Bunlar nihayetinde arz talep meselesidir" dedi.
Bu konuda dikkatli olunacağını, eğitimcilerin ve herkesin konuşacağını belirten Gül, "İtirazlar yapılacak, dinlenerek muhakkak ki bir yol alınacak. Bildiğim kadarı ile şu anda kesinleşmiş değil, çalışma aşamasında. Dolayısı ile bakanlık bir çalışma yapacaktır. Meclis'te komisyonda görüşler alınacak. Neticede genel kurula ne zaman gidecektir, program nasıl doğrusu tam olarak bilemiyorum ama bütün bunlar dikkate alınarak bu çalışma yapılacaktır" diye konuştu.
"ALLAH KİMSENİN EVİNİ, ÜLKESİNİ BU HALE GETİRMESİN"
Bir soru üzerine Suriye’de büyük bir karmaşa ve kargaşa yaşandığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suriye'de demokratik düzenin kurulmasını, istikrarın sağlanmasını ve halkın mutlu olmasını istediklerini bildirdi. Abdullah Gül, şunları söyledi:
"Allah kimsenin evini, ülkesini bu hale getirmesin. Bizim için önemli olan Suriye halkının tamamının istikbalde de huzurlu bir ortama ulaşmaları, Suriye’nin toprak bütünlüğünün kesinlikle herhangi bir şekilde zarara ve tehdide uğramamasıdır. Şu anda kuzeyde özellikle çok otorite boşluğu vardır. Bir çok şehirlerde bir gün biri hakim, bir gün biri hakim. Maalesef neredeyse 100'ün üzerinde grup söz konusudur. Türkiye’de kamplarda 200 bini geçen ama şehirleri de eklediğimiz 600 bin civarında insanlar yaşıyor. Misafirler olarak, göçmenler olarak ne derseniz deyin. Bunların bir an önce huzur bularak ülkelerine dönmelerini arzu ediyoruz. Herhangi bir şekilde Suriye’nin parçalanmasına, Suriye'de herhangi bir şekilde böyle oldu bittilere müsaade edilmez. Bununda böyle bilinmesini isteriz. Suriye’dekiler de bizim akrabamız. Baksanıza sınırlarımızda öyle yerler var ki, maalesef vakti ile yapılırken sınırlar bir kasabanın köyün içinden geçmiştir. Bayramlarda bunu görüyorsunuz. İnsanların nasıl karşı karşıya geldiklerini. Bir zamanlar mayınlar ile buralar ayrılmıştı. Maalesef bu acılar yaşanmakta. Bunlar aynı zamanda insanidir. Dolayısı ile Suriye’de de hem Araplar, hem oradaki Türkler ve Türkmenler yine hepsi bizim akrabalarımızdır. Özellikle sınırlarımıza yakın olan yerleşim beldelerinde. Onun için oralarda hiç birinin de ezilmesini istemeyiz. Birinin birine üstünlük sağlayarak herhangi bir şekilde orada bir emri vaki olmasını da arzu etmeyiz."
YENİ ANAYASA
TBMM'deki Anayasa komisyonunda AK Parti Milletvekillerinin 'Artık biz bir çözüm bulamıyoruz' diye masadan kalkma sinyali verdiklerini anımsatan bir gazeteciye Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı olarak yeni bir anayasa yapılmasını desteklediğini ve yol gösterdiğini bildirdi. Gül, "Nihayetinde siyasetin de kendi gerçekleri vardır. Bugünkü ortam içerisinde açıkçası nereye varılır, bir şey söylemek istemiyorum. Ama herhangi bir uzlaşma herhangi bir başarı söz konusu olursa hepimiz tabii ki Türkiye olarak çok büyük bir mutluluk duyarız" dedi.
ÖĞRENCİ EVLERİ KONUSU
Cumhurbaşkanı Gül, 'öğrenci evleri' tartışmasıyla ilgili olarak da konunun çok tartışıldığını belirtti. Her yerde üniversite açıldığını, üniversitelerde 1.5- 2 milyona yakın öğrenci bulunduğunu, ancak ihtiyacı karşılayacak yurt olmadığını anımsatan Cumhurbaşkanı Gül, "Dolayısı ile bunlar hep arz talep meselesi olarak ortaya çıkıyor. Bunlardan dolayı ortaya çıkan çeşitli rahatsızlıklar söz konusu olabilirse, problemler adli meseleler olursa tabi ki bunlarla ilgili olarak da gereği yapılır" dedi.
Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu vurgulayan Gül, "Hepsi hukukun üstünlüğü ilkesi ve ihtiyaçlar çerçevesinde olacak konulardır. Siyasetin yine doğası gereği herkes bir tarafa çekerek yorum yapıyor gördüğüm kadarı ile" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Erzincan Valiliği'ni ziyaretinin ardından Terzibaba Camii'nde cuma namazı kıldı. Namaz sonrası Cumhurbaşkanı Gül onuruna tarihi Taşçı Hamamı'nda öğle yemeği verildi.