ATLANTİK Konseyi 5. Enerji ve Ekonomik Zirvesi açılış oturumunda konuşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül kürsüye, "Demokrasi ve insan haklarına inanmış bir lider" sözleriyle davet edildi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Tarabya Oteli'nde gerçekleştirilen Atlantik Konseyi 5. Enerji ve Ekonomik Zirvesi açılış oturumuna katıldı. Lüksemburg Büyük Dükü Henri Albert Gabriel Félix Marie Guillaume ile birlikte salona giren Abdullah Gül ayakta karşılandı.
CUMHURBAŞKANINA ÖVGÜ DOLU SÖZLER

ABD Eski Türkiye Büyükelçisi Ross Wilson'ın açılış konuşmasını yaptığı zirvede Atlantik Konseyi Dönem Başkanı General Brent Scowcroft, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü " Değerlerimize bağlı. Demokrasi ve insan haklarına inanmış bir lider" olarak tanıtıp kürsüye davet etti.
ERTELENEN KRİZLER, DAHA BÜYÜK KRİZLERE YOL AÇIYOR

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül açılış oturumunda uzun bir konuşma yaptı.
Herhangi bir ülkedeki iç çatışmanın etki ve yansımalarının, sadece o ülkeyle sınırlı kalmadığını, tüm bölgenin istikrarına tehdit oluşturduğunu ve bunu Suriye örneğinde gördüklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, "Bu vesileyle buradan bir uyarıda bulunmak istiyorum. Krizlere zamanında ve gerektiği gibi müdahale edilmediği her durumda, Suriye gibi acı örnekler yaşanması kaçınılmazdır. İki yıl öncesine kadar herhangi bir kimsenin telaffuz ettiğinde inanamayacağımız sayıda insanın hayatını kaybetmesi, çok acı ve vicdanları sarsan bir durumdur. Dolayısıyla, "krizler ertelenebilir" anlayışının herkes için olumsuz sonuçlar doğuracak daha büyük krizlere yol açacağını görmek gerekmektedir" dedi.
UZAK DİYE GÖZ KAPAMAMALIYIZ...

"Kendi coğrafyasından ve sınırlarından uzak gördüğü bir kriz karşısında, gözünü kapatanların, çatışmaların ve terörün kendi topraklarına ve ülkelerine bir gün muhakkak sıçrayacağını, yaşam tarzlarını tehdit edeceğini görmesi elzemdir" diyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bir ülkede yaşanan istikrarsızlığın bölgesel ve küresel ekonomik dengeleri olumsuz etkilediğini sözlerine ekledi.
ENERJİ GÜVENLİĞİ ÖNCELİKLİ ALMAYI SÜRDÜRECEK...

Hidrokarbon kaynaklarına sahip ülkelerde çıkan çatışmaların, enerji fiyatlarında hızlı yükselişlere yol açtığını; dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın, insanların ekonomik refahına doğrudan olumsuz etkide bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül, "Enerji güvenliği, çeşitliliği ve enerji kaynaklarına güvenli ve makul fiyatlarla erişim, her ülke için artık bir ulusal çıkar ve güvenlik konusu haline gelmiştir. Bu itibarla, bu mesele, sadece ülke içi ekonomik dengeleri ve ekonomik büyüme, refah, sürdürülebilir kalkınma gibi dinamikleri değil; devletler arasındaki ilişkilerin doğasını, ittifak ilişkilerini, dış politika tercihlerini ve savunma politikalarını etkileyecek bir nitelik kazanmıştır. Dolayısıyla, enerji güvenliği, uluslararası gündemde öncelikli maddelerden birisi olmaya devam edecektir" diye konuştu.
NÜKLEERE İHTİYAÇ SÜRECEK...

Nükleer enerjiye olan ihtiyacın süreceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Fukushima' da yaşanan son facia, bazı ülkeleri nükleer santrallerini kapatma kararı almaya sevketmişse de genel eğilim, yeni nesil teknolojilerle nükleer enerjiye yatırım yapmayı sürdürmek yönündedir. Bununla beraber, son yıllarda küresel enerji görünümünde büyük çaplı değişimlere de şahitlik ediyoruz. Bu kapsamda dünya enerji haritası değişmekte ve enerji alanında yeni aktörler ortaya çıkmakta, talebin hızla arttığı görülmektedir. Ayrıca, oyun değiştirici büyük gelişmeler meydana gelmektedir" şeklinde konuştu.
IRAK SON DERECE ÖNEMLİDİR...

Uluslararası Enerji Ajansı'nın 2035'e giden süreçte Irak'ın, dünya petrol üretimindeki toplam artışın yüzde 45'ini gerçekleştireceğini tahmin ettiği bilgisini paylaşan Cumhurbaşkanı Gül, "Irak'ın, 2030'larda Rusya'nın önüne geçerek, dünyanın ikinci büyük petrol ihracatçısı olması beklenmektedir. Geliştirilmesi ciddi şekilde ihmal edilen doğal gaz kaynakları bakımından da Irak, son derece önemli bir ülkedir. Irak'taki doğal gaz kaynakları, aynen petrolde olduğu gibi, paralel şekilde geliştirilmeli ve dünya enerji güvenliğine daha çabuk katkı verecek hale getirilmelidir" ifadesini kullandı.
BİLİMSEL TEKNOLOJİLER GELİŞTİRMELİYİZ...

"İklim değişikliği ve çevresel etkenler yüzünden son yıllarda yenilenebilir enerji kaynaklarının önemini de göz ardı etmemek gerekir" diyen Gül, "Güneş, rüzgar, jeotermal ve hidroelektrik, sürdürülebilir kalkınma hedefleyen her ülkenin enerji sepetinde artan bir ağırlığa sahip olmalıdır. Dünyamızın yaşanabilir bir gezegen olarak gelecek nesillere bırakılabilmesi hedefiyle, bu kaynakların geliştirilmesine hız kesmeden, bilakis artan ölçüde yatırım yapmaya ve bilimsel teknolojiler geliştirmeye devam etmeliyiz. Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerinin geleceği, bu sektörün küresel enerji denklemindeki payı üzerinde belirleyici olacaktır" dedi.
TÜRKİYE MERKEZİ KONUMA SAHİPTİR

Türkiye'nin, küresel ekonomi ve enerji jeopolitiği bakımından merkezi konuma sahip bir ülke niteliğinde olduğunu belirten Gül şöyle konuştu:
"Hayata geçirdiğimiz ve çalışmalarını sürdürdüğümüz tüm projeler, Türkiye'nin içinde bulunduğu geniş coğrafyanın siyasi, sosyal ve ekonomik görünümünü olumlu yönde değiştirme amacına matuftur.Bizim bu çalışmaları sürdürdüğümüz konjonktürde, uluslararası sistemin dayandığı temel varsayımlar da değişmeye başlamıştır. Yeni küresel düzenin temel parametreleri arasında güvenlik, refah ve barışın bölünmezliği, öncelikli bir yere sahip olacaktır. Enerji de bu parametrelerin ayrılmaz ve önemi giderek artacak bir parçasıdır. Bu şartlar altında, uluslararası işbirliği ve dayanışma, çok daha büyük önem kazanmaktadır. Ortaya çıkan risk ve tehditlerin bertaraf edilmesi ve fırsatlardan azami ölçüde faydalanılmasında anahtar kavram demokratik ve küresel değerler etrafında bölgesel işbirliğidir. Türkiye'nin içinde yeraldığı tüm ikili ve çok taraflı projelerin temelinde yatan ilke ve başarısının sırrı da budur. Karşılıklı çıkarları gözetmek suretiyle hayata geçirmeye çalıştığımız projeler, ancak mevcut işbirliği mekanizmalarından etkin bir şekilde istifade edilmesi ve daha kapsamlılarının ihdas edilmesiyle mümkün olabilecektir. Türkiye, bölgesel sahiplenme, ortaklık ve işbirliği ruhu içinde çevremizde yeralan ülkelerin ve diğer küresel ortaklarımızın yararına ekonomik değer üreten projeler geliştirmeyi ve bunları kararlılıkla hayata geçirmeyi sürdürecektir. Başarılı bir konferans gerçekleşmesi yönündeki temennimi tekrarlıyor ve tüm katılımcılara en iyi dileklerimi ve teşekkürlerimi sunuyorum."
DİKKAT ÇEKEN SPONSOR...

İstanbul Tarabya Oteli'nde gerçekleştirilen Atlantik Konseyi 5. Enerji ve Ekonomik Zirvesi'nin sponsorları arasında Kuzey Irak'ta faaliyet gösteren "Marathon Oil Kurdistan" adlı bir şirketin de yer alması dikkat çekti.