CHP Bursa Milletvekili Sena Kaleli’nin de aralarında bulunduğu CHP Kadın ve Çocuk Hakları İnceleme ve İzleme Komisyonu’nun sığınma evleri raporu, kadına yönelik şiddetin boyutunu gözler önüne serdi. Türkiye’nin dört bir yanındaki sığınma evlerinde yapılan incelemeler sonucunda hazırlanan raporda; ayaklarına zincir takılan, kıskançlıktan camlarına duvar örülen, ‘kapıyı geç açtığı’ için ölesiye dövülen, burunları kesilen kadınların dramları yürek burktu.
Aralarında CHP Bursa Milletvekili ve Parti Meclis (PM) Üyesi Sena Kaleli’nin de bulunduğu Kadın ve Çocuk Hakları İnceleme ve İzleme Komisyonu Üyeleri, Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki sığınma evlerini ziyaret ederek, buralarının fiziki özellikleri, kadın ve çocukların durumuyla ilgili yazılı bir rapor hazırladı. PM Üyesi Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, İstanbul Milletvekili Ayşe Eser Danışoğlu, Balıkesir Milletvekili Nedret Akova, PM Üyesi Gül Çiftçi’nin de yer aldığı ziyaretlerde yapılan incelemeler sonucu, ortaya ürkütücü sonuçlar çıktı.
ŞİDDETİN NEDENLERİ
CHP Milletvekili Sena Kaleli’nin yaptığı yazılı açıklama ile kamuoyuna duyurduğu raporda, kadına yönelik şiddetin nedenleri olarak; ekonomik şartlar, eğitimsizlik, ataerkil gelenek, şehre adaptasyon sorunu gösterildi. Şiddetle, eğitimsizlik ve istihdam arasında güçlü bir bağın bulunduğu gözlenen raporda, şiddetin önüne geçmek için eğitimin önemi vurgulandı.
“ANCAK GÜÇLÜ BİR KADIN ÖZGÜR BİR KADINDIR”
CHP Kadın ve Çocuk Hakları İnceleme ve İzleme Komisyonu’nun hazırladığı raporda, sığınma evlerinin ülkemizde kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli bir yer tuttuğu, ancak kadının kimliği, eşitliği toplumun bilincine işlenmediği takdirde, hangi yasal düzenleme yapılırsa yapılsın, hangi önlem alınırsa alınsın bu konuda yol kat edilemeyeceğinin açık olduğunun altı çizildi. Raporda, “Özellikle istihdam ve eğitime katılım açısından kadın sorununu çözmeyi hedefleyen politikalar hayata geçirilmelidir. Ancak güçlü bir kadın özgür bir kadındır” ifadelerine yer verildi.
ŞİDDETE UĞRAYAN KADIN PROFİLİ ÇİZİLDİ
CHP Kadın ve Çocuk Hakları İnceleme ve İzleme Komisyonu, raporun sonuç bölümünde şiddete uğrayan kadınların ortak bir profilini çizdi:
- Ekonomik bağımsızlığını elde edemeyen kadınlar, bağımlılık ilişkisi nedeniyle aile içi şiddetten uzaklaşamamaktadır.
- Kadınların eğitim olanaklarından yararlanamaması, şiddeti doğurmaktadır.
Sığınma evinde kadınların genel durumuna bakıldığında şiddetin yaşının olmadığı görülmektedir. 15 yaşında ya da 60 yaşında kadınlar şiddet görmektedir.
- Aile zoruyla evlendirilen, çocuk veya genç yaşta evlendirilen, ya da ailenin izni olmadan kaçarak evlenen kadınlar şiddet görmektedir.
- Ailenin, ‘girdiğin yerden kefeninle çıkarsın' anlayışı, kadının gidecek bir yeri olmayışı, ailenin şiddet gören kadına kol kanat germemesi şiddeti doğurmaktadır.
- Ülkemizin kanayan en büyük toplumsal yarası olan çocuk gelinlerin olması şiddet ortamına zemin hazırlamaktadır.
- Evliliği, yaşam döngüsünün ana unsuru gören zihniyet, dini gelenekler ve tabulaştırılmış cinsellik, ahlak ve namus anlayışı, eğitim alanında kadın, erkek ayrımı anlayışında; şiddeti, tacizi meşru kılan, cezasını kalıplar nedeniyle hafifleten yargıçlar, aile bütünlüğünü korumayı görev edinen adli kolluk, yaş büyütmeye muvafakat eden aile, yargıç ve noterler, resmi nikâhsız imam nikâhı kıyan, fetvalar veren din görevlileri, rızası vardır diyen bilirkişiler, ruh sağlığı yerindedir raporu veren adli tıp görevlileri, kamu görevlilerinin tümünün, bakış açısını geliştirecek, insan(kadın, erkek, çocuk, genç, yaşlı, LGBT, engelli, farklı kimlik) hakları konusunda ayrımcılık yapmayan zihinsel dönüşüm ve aşama getirecek anlayışın yerleşmesini sağlayacak programlar yapılması, ilköğretim çağlarından itibaren de bu anlayışı yerleştirecek eğitimlerin müfredata konması en köklü çözüm olacaktır. 
KADIN DRAMLARINDAN ÖRNEKLER
CHP’li komisyon üyelerinin görüştüğü kadınların dramları da rapora şöyle yansıdı:
* 42 yaşında. 3 çocuklu, ev kadını. 13 yaşında evlendi. Ablasının kayınbiraderinin tecavüzü sonucu hamile kaldı. Doğan çocuğu istemedi. Eşi 8 yıl önce intihar etti. Yevmiyeli olarak çalışarak hayatını idame ettirmeye çalıştı. Madde bağımlısı büyük oğlu tarafından “aile şerefi” bahanesiyle bıçaklandı. 1 hafta hastanede yattıktan sonra, can güvenliği olmadığı için polis tarafından, sığınma evine gönderildi.
19 yaşında olan kızı amcasının yanında kalıyor. 17 yaşındaki küçük oğlu şehir dışında çalışıyor. Eşi ölünce bağlanan, asgari ücretin yarısı tutarındaki maaşla geçinmeye çalışıyor. Tek isteği çocuklarını bir kez daha görebilmek.
ÜVEY ANNE ELİNDE BÜYÜDÜ
* 30 yaşında, evlilik dışı 1.5 aylık bir çocuğu var. Ağabeyinin yanında yaşıyordu. Evlilik dışı hamile kaldı. Ağabeyinin fark etmesi üzerine evden kaçtı. Çocuğunu sığınma evinde dünyaya getirdi. 6 ay sığınma evinde kaldıktan sonra, teyzesinin yanına gitti. Teyzesi, yeni boşanmış 2 çocuklu, başka biriyle evlendirdi. Yeni eşi sürekli eski eşini övüyor, kendisiyle hiç ilgilenmiyordu. Hem eşi, hem de eşinin çocukları kendisine soğuk davranınca sığınma evinin kapısını bir kez daha çaldı. 1 aydır sığınma evinde kalıyor. Annesi kendisi 20 yaşındayken, babası da yeni vefat etti. Üvey annesinden sevgi görmedi. Ailesini görmüyor. Boşanmak istiyor.
KENDİN İSTEDİN, KATLANACAKSIN
* 24 yaşında, 2 oğlu ve 1 kızı var. Öğrenim durumu lise terk. 1 aydır sığınma evinde. 8 yıllık evli. Gündelik işlerde çalışarak hayatını kazanıyor. 16 yaşında, kendi isteğiyle kaçarak imam nikahı ile evlendi. Ailesi eşi 'doğulu' olduğu için istemedi. Eşinin ailesi ile yaşamaya başladı. Oto yıkamada çalışan eşi evlendikten iki gün sonra şiddet uygulamaya başladı. Şiddetin nedenlerinden biri: “Anneme iyi bakamıyorsun” Eşi dışarıdaki her sıkıntıyı eve yansıtmaya başladı. Hemen her gün şiddet uyguladı. Hamileyken dahi eşi tarafından dövüldü. Şiddete daha fazla dayanamayınca çareyi evi terk etmekte buldu ve baba evine gitti. Ailesi 'kendin istedin' diye soğuk davrandı. Annesi tek kelime bile konuşmadı. Baba evine döndükten sonra da şiddet devam etti. Ailesi dışarıya çıkmayı yasakladı, sadece bakkala gitmesine izin verildi. Çareyi sığınma evine gitmekte buldu. Sığınma evine geldikten sonra eşi ile bir kez telefonda konuştu. Evdeyken “seni öldürürüm” diyen eşi pişman olduğunu söylemiş ancak kesinlikle boşanmak istiyor. Hatta, ayrı bir ilde hayatını idame ettirmeyi düşünüyor.
ÇOCUK GELİN
* 18 yaşından küçük, evlilik dışı bir çocuğu var. Lise mezunu. Babası çocuğu kabul etmedi ve başka biri ile evlendi. 4 aydır sığınma evinde. Çocuğuna hala kimlik çıkarılamadı, mahkeme devam ediyor.
EŞİ KESERLE KAFASINA VURDU
* 36 yaşında. 6. çocuğa hamile. 1 aydır sığınma evinde. 14 yaşında birinci eşi ile ailesinin izni olmadan kaçarak, imam nikahı ile evlendi. İlke evliliğinden 3 çocuğu oldu. 9 sene evli kaldı. Eşi sürekli şiddet uygulamaya başladı, 'keserle kafasını'ndan yaraladı. 1 sene annesinin yanında kaldı. Üvey babası “evlendirmek lazım” diye akrabası ile evlendirdi. 2012 yılında resmi nikahla evlendi. İkinci eşinden de 1 oğlu ve 1 kızı oldu. 1 yıl sonra da boşandı. Eşi, içkiye ve gece hayatına düşkündü. 3 kızı önce kendisindeydi ancak ikinci eşinden şiddet görünce, ilk eşi çocuklarını aldı. 7 sene boyunca kızlarını görmedi. İkinci eşinden olan çocukları da babasında. Kendine yeni bir hayat kurmak için başka bir şehirde çalışmaya başladı, bulduğu yatılı iş nedeniyle oradan da başka bir şehre gitti. Gittiği şehirde bir şahıs tarafından hamile bırakıldı; şahsın ne kimliği, ne de adresi doğru çıkmadı. Doğum aşamasında çocuğu vermeyi düşünmüyor. Annesi ve üvey babası kendisine sahip çıkmayacaklarını söylüyor. Çocuğu aldırmak istemiş ancak 15 haftalık olduğu için aldıramamış. İlaçla düşürmeyi denediyse de yapamamış.
KEFENLE ÇIKARSIN
* 60 yaşında. 2 aydır sığınma evinde kalıyor. 37 senedir evli, 6 çocuğu var. Çocuklarının hepsi evli. Eşi emekli polis. Evlenir evlenmez şiddet görmeye başladı. Eşi her gün şiddet uyguluyordu. Eşi çocuklarının yanında da şiddet uyguladı; çocuklarını da dövüyordu. Şiddetten bunalıp ailesinin yanında gittiğinde ağabeyi dövüp gönderdi “kefenle çıkarsın” dedi. Şeker hastası. 2 defa cezaevine girdi. Eşi 4 sene önce bıçakladı, ancak korkusundan şikayetçi olmadı. Boşanmak istedi fakat çocukları da, komşuları da korkusundan şahit olmadı. Savcılığa müracaat ettiğinde, sığınma evine yönlendirildi. Annesinin zorla evlendirdiğini, erkek kardeşlerinin boşanmaması için zorladığını, kimsenin kendisine sahip çıkmadığını söylüyor. Depresyona girdiği için ilaç kullanıyor. 1 hafta, yatalak hasta bakımı yapmış yine aynı şekilde bir iş bulmak istiyor. Çocukları sığınma evinde kendisini bir kez görmeye geldi. Kesinlikle boşanmak istiyor. 60 yaşından sonra huzurevine yerleşmek istiyor.
AYAĞINA ZİNCİR TAKIYORDU
* 37 yaşında, 11 senelik evli. İlkokul mezunu, hiç çalışmadı. 6 aydır sığınma evinde. Şiddet ilk olarak kıskançlıkla başladı. 4 sene ailesi ile beraber oturmuş, eşi kardeşinden kıskanınca, evden ayrıldı. 5 sene önce ailesinin yanına gitti. 10 ay ailesinin yanında kaldı. Boşanmaya yakın eşi mektuplar yazıp pişmanlığını dile getirince tekrar barıştı. Eşi annesini de dövüyordu. Hiçbir zaman düzenli bir işi olmadı. Yeşil Kartları vardı. Şizofren hastası eşi. Ayağına zincir takıyordu, zincirleri tuvalete gideceği zaman açıyordu. Kıskandığı için camlara bile duvar ördürdü. Bipolar bozukluğu var. Psikolojik tedavi görüyor. Çocuklarını yuvaya verip, ailesinin yanına gitmeyi düşünüyor. 3 ayda bir 1100 TL alıyor. Harcaması olmuyor. Kızı boşanmasını istiyor, oğlu kreşe gidiyor. Çocukları yurda vermeyi düşünüyor.
HAMİLEYKEN DE ŞİDDET
* 24 yaşında. Evli ve 3 çocuklu. 2 aydır sığınma evinde. 6 yıldır evli. Okuma yazması yok. Doğu Anadolu’nun bir şehrinden geldi, 3-4 yıldır Ankara’da yaşıyor. İnşaat işçisi olan eşi dayısının arkadaşı, görücü usulü evlendi. Eşi hemen her gün şiddet uyguladı. Burnuna, gözüne şiş soktu, işkence yaptı. Bıçakla, burnunu kesiyor, ellerinin ayaklarını bağlayıp işkence yapıyordu. Eşi şiddet uyguladığı için 2 aydır cezaevinde. Evliliğinin 3'üncü senesinde ailesinin yanına gitti. Eşi pişmanım dediği için geri döndü ancak hamileyken dahi şiddet devam etti. Çocuklara da şiddet uygulanıyordu. Ailesi genç kadına destek veriyor.