Sinan BİLGİLİ / İSTANBUL, () Beşiktaş'ta düzenlenen "Sessiz Çığlık" eylemine Ergenekon Davası'ndan tahliye olan emekli Orgeneral Hasan Igsız, Emekli Tuğgneral Veli Küçük, Teğmen Mehmet Ali Çelebi, Gazeteci Tuncay Özkan ve Hasan Ataman Yıldırım ile istifa ederek emekli olan Oramiral Nusret Güner katıldı. Konuşmaların ardından tahliye olanlar özgürlük pozu çektirdi. Veli Küçük, Mehmet Ali Çelebi, Tuncay Özkan ve Hasan Yıldırım gazetecilere birlikte poz verdi.
Balyoz ve Ergenekon Davası tutuklularının yakınları tarafından her hafta Beşiktaş'ta düzenlenen "Sessiz Çığlık" eylemine Ergenekon Davası'ndan tahliye olan emekli orgeneral Hasan Igsız, Emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Teğmen Mehmet Ali Çelebi, gazeteci Tuncay Özkan ve Hasan Ataman Yıldırım ile istifa ederek emekli olan oramiral Nusret Güner katıldı.
77'ncisi düzenlenen eylemde ilk konuşan Güner oldu. "Ben Mustafa Kemal Atatürk'ün askeriyim. Ben haykırıyorum. Diyorum ki içerdeki tüm arkadaşlarım masumdur" diyen Güner, "Biliyorsunuz şu anda esir olan arkadaşlarımızın çoğunluğu denizci. Hepimizi hapse atabilirsiniz önemli değil. Ama gördüğünüz gibi durum artık kurumsal hale gelmiştir ve Türk Deniz Kuvvetleri çökertilmeye çalışılmıştır. Hiçbir Türk vatandaşının, hükümetinin bunu isteyeceğini düşünmüyorum ama sonuç bu olmuştur. Deniz kuvvetlerine dediler ki hemen hemen çoğunuz ya casussunuz ya fuhuşçunuz dediler. Bu Türk Deniz Kuvvetleri'ne sürülen bir lekedir. Ben bunu kabul etmiyorum. 134 kişiyi hepsini tek tek tanıyorum. Demek ki diğer davalar var. Oda TV vs diyorum ki hepsi kurguymuş yalanmış diyorum. 70 küsür yaşındaki profesörden korktular. 5-6 sene içeri attılar Yalçın Küçük'ü. Hiç tanımıyorum. Akşam yatağa yattığınızda içiniz nasıl rahat ediyor. Bu insanlar dimdik ayaktaydı. Hepsine hayranlık duyuyor, hiçbir davaya inanmıyorum" diye konuştu.

ARTIK TÜRK DENİZ KUVVETLERİ BÖLGESEL GÜÇ OLAMAZ
Ergenekon Davası'ndaki tahliyelere sevindiğini dile getiren Güner, tahliyelerin yetersiz olduğunu söyledi. Balyoz ve casusluk davasından tutuklanan askerlerin de serbest bırakılmasını isteyen Nusret Güner, "İyi hava hissedilirken bir taraftan da İstanbul casusluk davasında 42 tane denizci subayımı, astsubayımı bir tane de amiralime casus dediler ve yakalama emri çıkarttılar, teslim oluyorlar. Nerede bu iyi niyet. Kumpası itiraf ettiler. Hükümet ve başbakan etti ama hiçbir hareket yok. Ben samimiyetlerine hiç inanmıyorum. O kadar büyük kötülük yaptılar. Türk Deniz Kuvvetleri bölgesel güçtü. Artık Türk Deniz Kuvvetleri bölgesel güç olamaz. En azından belli bir süre. Benim yargıya güvenim sıfırdır, kim ne derse dersin. Hatta çok ileri gidiyorum diyorum ki ilk yapmamız gereken şey hakim ve savcı ithal etmektir. Tek sorunumuz acaba ithal edeceğimiz bu hakim ve savcıları Amerika'dan mı, Rusya'dan mı, Çin'den mi, Fransa'dan mı alsak. Bunu tartışmalıyız bence. Hiçbirisine güvenmiyorum. Paralel yapıyı evet paralel yapı varmış kandırıldık diyorlar. Ben diyorum ki paralel yapıyla ortaklaşa hareket ettiniz. Eğer bunu bilerek yaptıysanız bu görevi kötüye kullanmaktır. Bilmeden yaptıysanız görevinizi ihmal ettiniz. Bazı makamlardakiler bu yaptıklarının suçun cezasını mutlaka çekmelidirler. Bütün hepsini serbest bırakın mevcut deliler var. Tartışırsınız, gerekirse yeniden dava açarsınız. Buna tahammül yoktur. Birinci öncelik budur. İkinci öncelik te "X mafya" dediğim bunu bizim başımıza getirenlerin derhal yargılanması lazımdır. Buna kimisi cemaat diyor. Ben buna "X mafya" diyorum. Gizli, çok iyi organize olmuş ve suç işleyen bu örgüt derhal yargılanmalıdır. Üçüncü şartım bunlarla bilerek ortaklık yapanlar, sorumlular, yetkililer de mutlaka yargılanmasının sağlanması lazımdır. Bunun içinde hükümette yer alıyor. Bu benim açık yürükle söylediğim şey. Bu üçü de yerine getirilmediği takdirde toplumun kesinlikle vicdanı rahatlamayacaktır" şeklinde konuştu.
Güner'den sonra kurulan kürsüye gelen Hasan Ataman Yıldırım ise " Mevlana düşüncesiyle herkes gelsin, hep beraber birlikte çalışalım istiyorum. Mustafa Kemal'in askerleriyiz" dedi.

IĞSIZ: HERHANGİ BİR SUÇ İŞLEMEKSİZİN ÖZGÜRLÜKLERİ ELİNDEN ALINDI
Ergenekon Davası'ndan serbest kalan Hasan Iğsız da "TSK'nin bir kumpasla karşı karşıya kaldığı, herhangi bir suç işlemeksizin özgürlükleri elinden alındı. Siyasi alana baktığımız zaman siyasi kanatlarının tamamının aynı görüşü paylaştığı anlaşılmaktadır. Kamuoyuna baktığımız zaman bir toplumsal mutakabat olduğu rahatlıkla söylenebilir" diye konuştu.
Teğmen Mehmet Ali Çelebi de "Silivri, Hasdal, Madımak ve Hadımköy'de kutsal nöbetlerine devam eden silah arkadaşlarımı selamlıyorum. Gördük ki geçen zamanın ahlaksızlık selinde bizim yurtseverlik erdemlerimiz süpürülemedi" şeklinde konuştu.
Gazeteci Tuncay Özkan ise, "Sonuna kadar mücadele etmemiz gerekiyor. Çünkü özgürlük insanın en temel hakkıdır yaşam hakkıyla birlikte. Kutsallık taşıyor. Bugün buradayız yarın Türkiye'nin genelinde olacağız" diye konuştu. Konuşmaların ardından tahliye olanlar 'özgürlük pozu' verdi.
Veli Küçük, Mehmet Ali Çelebi, Tuncay Özkan ve Hasan Yıldırım gazetecilere birlikte poz verdi.
(BB) (FOTOĞRAFLI)