Sayın Yazıişleri Müdürleri'ne, "KARAKURT:  HIZLI TREN YOL YAPIMI VE iSTASYON ÇALIŞMALARINDA KAZALAR ARTARAK DEVAM EDİYOR" başlıklı haberimizi ek bilgilerle yeniden veriyoruz.

 YENİDEN

------------ 

  

İSTANBUL, () BİRLEŞİK Taşımacılık Çalışanları Sendikası'nca (BTS) yapılan açıklamada, Pamukova tren kazasının zaman aşımından dolayı düşmesine Yargıtay'ın izin vermediği belirtilerek, "Sendika olarak 17 Haziran 2014 tarihinde görülecek davaya da katılarak takipçisi olacağımızı kamuoyu ile paylaşırız" denildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Pamukova'da 2004 yılında meydana gelen ve 41 kişinin hayatını kaybettiği hızlandırılmış tren kazasıyla ilgili davanın zaman aşımından düşmesine Yargıtay izin vermedi. 13.05.2014 tarihinde Soma’da meydana gelen ve 301 kişinin ölümüne neden olan iş kazası bir katliama dönüşürken, yaşanan katliama sadece işveren üzerinden bakmak ve gerekli iş sağlığı ve güvenliğini almadığından dolayı birinci sorumlu olarak görmek asıl gerçeğin üstünü kapanmasına / kapatılmasına neden olacak bir gerçek olarak önümüzde dururken, öncelikli olarak üst işveren olan bizzat ilgili bakanlıklar ve ilgili genel müdürlüğün bu kazada sorumlulukları birincil öncelikli durumda olduğunun görülmesi asıl önemli olandır.

Yargıtay 12. Ceza Dairesinin zaman aşımı nedeniyle davaların düşmesinin kanuna aykırı olduğuna hükmetmesi ile birlikte, birinci derece sorumlularının gerekli üst yapı ve buna bağlı olarak yeterli bakım, onarım ve denetimin yapılmamış olması nedeniyle de bu kazaya sebep olanların yeniden bu yargılanma ile mahkeme karşısına çıkarılmaları gerekmektedir. Sendika olarak 17 Haziran 2014 tarihinde görülecek davaya da katılarak takipçisi olacağımızı kamuoyu ile paylaşırız.

BAŞLAYACAK SEFERLER KAYGILANDIRIYOR

Şu an yapımı devam eden ve alt yapı ve üst yapının tamamen bitmeden Ankara-İstanbul arasında çalışacak olan hızlı trenin çok kısa bir sürede seferlere başlayacağına dair haberlerin basında yer alması bizi güvenlik açısından kaygılandırmaktadır. Bu anlayışın, geçmişten ders alınmadığının bir göstergesidir.

Pamukova "hızlandırılmış tren" kazasıyla ilgili dava 7,5 yıllık zaman aşımı süresinin dolmasının ardından 7 Şubat 2012 tarihinde yapılan duruşma ile zaman aşımından dolayı düşmüştü. 22 Temmuz 2004 tarihinde Haydarpaşa-Ankara seferini yapmakta olan 'hızlandırılmış tren'in Sakarya‘nın Pamukova ilçesinde raydan çıkarak devrilmesi sonucunda 41 kişi yaşamını yitirirken, 81 kişi de yaralanmıştı. Bu olay üzerine gerek 'hızlandırılmış tren' gerekse de"demiryolu politikaları" kamuoyu nezdinde daha çok ilgi çekip tartışılır olmuştur.

Bu dava ülkemizdeki ulaştırma politikalarının yetersizliği ve yanlışlığı açısından son derece önemli bir dava olmuştur. Bizler mesleki ve bilimsel olarak bu politikaların ya da politikasızlığın ortaya konmasında tarafız. Siyasi iktidar birçok alanda yaptığını burada da sergilemiş, bilim ve akademi çevreleri meslek odaları ile konuyu etraflıca tartışmak ve akıllı, doğru politikalar ortaya koymak gerekirken 'ben yaptım oldu' mantığıyla hareket etmiştir.

SORUMLU AKP İKDİDARIDIR

41 kişinin hayatını kaybettiği, 89 kişinin yaralandığı böylesi büyük bir kazanın gerçek nedeni ve sorumlusu, bilime ve tekniğe değer vermeyen AKP iktidarıdır. Bu iktidarın Ulaştırma Bakanı ve TCDD Genel Müdürü de mevcut hattı teknik ve bilimsel açıdan gerektiği gibi inceletmeden hız artırımına gitmiş ve kazanın gerçekleşmesine neden olmuşlardır. Zira kazadan sonra hızlandırılmış tren seferlerinin tamamen kaldırılması yapılan yanlışlığın ve sorumluların hatalarını kabullendiğinin bir göstergesidir.

Mahkeme sürecinde bilirkişi raporlarında TCDD İşletmesi kurum olarak 8’de 4 oranında kusurlu görülmüştür. Ne yazık ki kusurlu bulunan TCDD’den hiçbir yetkili yargılanmak üzere sanık olarak mahkemeye çıkarılmamıştır. Bu davanın zaman aşımından düşmesi kamu vicdanını rahatsız etmiştir. Hızlandırılmış trenin çalıştırılmasına kim karar verdiyse onların hepsinin yargı önüne çıkarılması gerekirken, sadece tren personelinin yargılanmasından ibaret olan dava, hukuk açısından da son dönem sıkça örnekleri görülen kamuoyunu rahatsız eden hukuk kararlarına bir "garabet" örneği olarak eklenmiştir.

 'Hızlandırılmış Tren Projesi' AKP‘nin iktidara gelir gelmez demiryollarında bir atılım yapma amacı ile hayata geçirdiği bir projedir. Ancak demiryolu işletmeciliği gibi son derece dikkat, deneyim ve uzmanlık isteyen bir konuda büyük bir acele ile bilimsel ve teknik koşulları yeterince incelemeden, yeterli ön çalışmalar yapılmadan proje hayata geçirilmiştir. Nitekim seferlerin başlaması ile birlikte projenin uygulanmasının kazalara yol açacağı söylentilerinin yoğunlaşması üzerine, TCDD işletmesi Ankara‘da konu ile ilgili akademisyenlere projeyi anlatma gereğini duymuş ve güzergahta yer yer 140 km/saat hız yapılması sağlamak için üst yapı elemanlarında ve işletmede yaptığı iyileştirmeleri anlatmış ve kendilerinden görüş istemiştir. Toplantıya katılan akademisyenler demiryolu işletmeciliğinin çok dikkat istediğini, mevcut hatta yapılan iyileştirmelerin izin verilen hıza uyumlu olup olmadığının gün be gün takip edilmesinin büyük bir hassasiyetle yapılması gerektiğini söylemişlerdir.

KAZA İHMALLERİN SONUCU 

Sendika olarak birçok alanda yaşanan / yaşanması olası tehlikelere / facialara dikkat çekmek için defalarca yetkilileri uyardık. 'Biz söylemiştik' dememek için çok çaba sarf ettik. Pamukova kazası davasında iktidarın ve Ulaştırma Bakanlığının TCDD yetkililerinin sorumluluğu çok büyüktür. Zaman aşımından dolayı düşen bu dava kamuoyu vicdanını derinden yaralamıştı. Bilim ve tekniğin yol göstericiliğini dikkate almayarak sadece bu kazanın tüm sorumluluğunu var olan makinistlere yüklemek ve kendi sorumluluklarından hiç bahsetmemeleri kabul edilebilir bir durum değildir.

KARAKURT: KAZALAR ARTARAK DEVAM EDİYOR

BTS Genel Başkanı Nazım Karakurt, hızlı tren yol yapımı, istasyon ve gar çalışmalarında iş kazalarının artarak devam ettiğini söyledi. Karakurt, "Son olarak Soma’da meydana gelen iş cinayetinin katliama dönüşmesi ile birlikte ilgili bakanlıkların ve kurumların ihmallerinin olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Bunun üzerinden baktığımız zamanda TCDD’ nin bu hızlı tren yol yapımı sırasında sorumluluğunu yerine getirmeye çağırıyoruz" dedi.

"Demiryollarında yeniden yapılanma çalışmaları adı altında tasfiye ve özelleştirme çalışmaları son 15 yıldır kesintisiz bir şekilde devam ederken, bu süreçte işletmecilik güvenliği hiç olmadığı kadar güvenilirliğini kaybetmiş, yakın geçmiş, ülke gündemine de oturduğu üzere, ölümlü büyük kazalara şahitlik ederken, çalışma koşularından kaynaklı iş kazaları olağan hale gelmiştir" diyen Karakurt, yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Son olarak 29.05.2014 tarihinde Arifiye Yüksek Hızlı Tren Gar binasının yapımı sırasında binanın çökmesi sonucu son aldığımız bilgilere göre; 6 işçi yaralanmış olup, bu işçilerin sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenilmiştir.
2013 yılı veriline göre demiryollarında Tren Çarpışması, Dray (trenin raydan çıkması), Trenden Düşme diğer kazaların sayısı toplamında 147 kaza meydana gelmiş, bu kazaların sonucunda yolcu-personel ve diğer şahıslardan ölü sayısı 55, yaralı sayısı ise 101 olarak açıklanmıştır. Bu veriler ışığında demiryollarımızda yaşanan kaza oranının ne denli büyük olduğu görülmektedir.
Son dönemlerde ise hızlı tren hat yapımı sırasında birçok kaza meydana gelmiştir. Taşeron elemanı olarak çalışanlar Kurumun ve ilgili firmanın gerekli iş sağlığı ve güvenliği önlemi almadığı için ölümlü ve yaralanmayla sonuçlanan üzücü olaylar meydana gelmiştir.

TEDBİR VE EĞİTİM YASAL ZORUNLULUK
İş Kanunu’na göre, işverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür.
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı DHMİ ve TCDD'nin İŞ SAĞLIĞI GÜVENLİĞİ hizmeti alması, işyerlerinde bu konuda kurullar oluşturması, gerekli emniyet tedbirlerini alıyor olması, personelini periyodik olarak eğitiyor olması yasal bir zorunluluktur. Kurumlar açısından konu irdelendiğinde ve eğitim programları ile meslek standartları karşılaştırıldığında GENEL İŞ SAĞLIĞI GÜVENLİĞİ konuları kapsamında verilmekte olan eğitimin ULUSAL STANDARTIN amir hükümlerini karşılamakta olduğu fakat gerçek manada ilgili kurumlarda özellikle demiryollarında seyrüsefer güvenliğine yönelik hususlarda gereken eğitimin verilmediği ve önlemlerin alınmadığı görülmektedir.
Hızlı trenin seyrüsefer güvenliğinin her koşulda sağlanması bir diğer önceliktir. Ancak son yaşanan merkezi Çanakkale olan ve İstanbul'dan hissedilen depremde görüldüğü gibi marmaray hattında çalışan trenleri tehlikeye düşürecek bir deprem olması durumunda nasıl hareket edileceğine dair herhangi bir yönetmelik ve emir bulunmazken, diğer yandan böylesi bir olumsuzluk durumunda inisiyatif personele bırakılmıştır. Oysa böylesi bir olumsuzluk halinde neler yapılacağına dair açık olarak yönetmelik ve emirler olmalı, trenin personelin inisiyatifine bırakılmaksızın otomatik olarak kilitlenmesini sağlayacak bir mekanizmanın kurulmuş olması gerekmektedir. Diğer yandan deprem anında nasıl bir uygulamanın hayata geçirileceğine yönelik olarak TCDD'nin Kandilli Rasathanesi ile görüşerek bir protokol çerçevesinde olası deprem durumunda can ve mal kaybını engellenmesi için gerekli çalışmaların yapılması gerekmektedir.

HIZLI TREN YAPIMINDA BİRÇOK KAZA MEYDANA GELDİ
Sendikamız tarafından bugüne kadar iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili pek çok uyarı yapılmış, seyrüsefer güvenliğini tehdit eden konularda gerekli önlemlerin alınması istenmiştir. Buna rağmen bugüne kadar kurumlarda yeterli önlemin alındığı söylense de son bir yılda özellikle hızlı tren yapımı sırasında birçok kaza meydana gelmiş olup, taşeron elemanı olarak çalışan vatandaşlarımızın ölümüne ve yaralanmasına neden olmuştur.

SORUMLU, UYARILARI GÖRMEZDEN GELEN YÖNETİM ANLAYIŞI
Demiryollarında oluşan bu acı tablonun sorumlusu, sendikamızın ısrarına rağmen gerekli önleyici iş güvenlik tedbirlerini almayan, taleplerimize kulaklarını tıkayan ve uyarılarımızı görmezden gelmekte ısrar eden yönetim anlayışıdır. Sendikamız bugüne kadar gerek yazılı gerekse de şifahen defalarca uyarılarını yapmış, gerekli önleyici güvenlik önlemlerini almasını talep etmiştir.

BİRÇOK İŞ TAŞERON ELİYLE YAPILIYOR

Özellikle hızlı tren yol yapımı sırasında büyük inşaat şirketleri ihaleyi aldıktan sonra birçok işi taşeron eliyle yapmaktadırlar. Burada çalışan arkadaşlar esnek ve kuralsız bir şekilde ve fazla çalıştırılarak gerekli iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri alınmadığından dolayı ölümlü ve yaralanmalı kazalar son dönemde artarak devam etmektedir.

(MK)