Faik KAPTAN-İbrahim YILDIZ/ İSTANRBUL,() DEVLET Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ)  Genel Müdürü Orhan Birdal, Atatürk Havalimanı’nda görev yapan gazetecilerle yaptığı yıllık genel değerlendirme toplantısında Üçüncü Havalimanı’nda yer teslim sürecinin bir önceki aşamasına geldiklerini söyledi. Birdal, “Sanırım mahkemenin aldığı yürütmeyi durdurma kararı sonrası yaşanacak süreç ile DHMİ’nin yer teslim süreci aynı zamana denk gelecek” dedi.
DHMİ'nin Florya’daki tesislerinde yapılan toplantıda Orhan Birdal, Atatürk ve Sabiha Gökçen Havalimanlarının son durumlarının değerlendirmesini yaptıktan sonra yeni havalimanına olan ihtiyacın devam ettiğini belirterek, şöyle konuştu:
“Atatürk Havalimanı ve Sabiha Gökçen Havalimanı’nın son resmini ortaya koyduktan sonra yeni havalimanımızla ilgili fazla söz söylemeye hacet kalmıyor. İnşallah bu süreçte bir kesinti olmaz ve havalimanımız yapılır. Hem ülke hem de dünya havacılığına hizmet eder.  Bu konuyla ilgili birden çok mahkemeye dava açıldı. Bu davalar farklı şekillerde seyretti. Davalardan bir tanesinde ÇED raporuna iki noktadan itiraz edildi. Bununla ilgili mahkeme de geçici olarak yürütmeyi durdurma kararı verdi. Geçici olarak neden diyoruz çünkü bilirkişi teşkil edildi. Bu bilirkişinin raporunu verinceye kadar, sununcaya kadar ÇED ile ilgili işlem yapılmasını durdurdu. Bizim açıklamamız ÇED ile ilgili değil. Bizim açıklamamız bu ihale süreciyle ilgiliydi. İhale süreci devam ediyor ihalenin safhaları var. Bu ihalenin safhaları halen devam ediyor. Burada herhangi bir kesinti yok. Verilen mahkeme kararının da bu süreçleri önlemeye, engellemeye yönelik bir yanı yok. Bizim açıklamamız o yöndeydi aynı durum halen devam ediyor.” SÜREÇ DEVAM EDİYOR
DHMİ Genel Müdürü Orhan Birdal bir gazetecinin, “ İhaleyi kazanan firmalar geçtiğimiz günlerde bir takım rahatsızlık duydular. Bu ÇED raporu bu kurumların biraz nefes almasını mı sağlayacak. Ya da yeni bir süreç mi var?” şeklindeki sorusunu şöyle cevapladı:
“Diğer konuyla ilgili benim yorum yapmam mümkün değil. Ancak az önce bahsettiğim süreç bizimle ilgili. Bu ihalenin şartnamesi ve sözleşmesiyle ilgili. Bunun zamanı yok. Burada bir takım yapılması gereken işlemler var. Bizim yer teslimi yapabilmemiz için bu işlemlerin tamamlanması lazım. Bu işlemler oradaki maden sahalarıyla ilgili işlemler. Kamulaştırma ile ilgili işlemler, diğer resmi kurumlardan alınması gereken izinlerle ilgili işlemler. Bütün bunları bizim yapmamız lazım. Bunu yaptıktan sonra süreç tamamlanıp yer teslim zamanına geliyor. Bu süreç devam ediyor. Temennimiz bu ülkenin ihtiyacı olan bu havalimanının bir an önce yapılması, hizmete verilmesi, bunun ülkeye faydası var. Belki başkaları farklı düşünebilir. Bu çok önemli acil bir ihtiyaçtan doğan husustu. Dünyanın parmak ısırdığı bir ihale gerçekleşti bu boyutta bir ihale ne Türkiye’de ne Dünya’da şimdiye kadar yapılmamıştı. Biz bunun gururunu taşıyoruz ve taşımaya devam edeceğiz. Hiçbir ihaleyle süreciyle ilgili bir eksik yanlış söz konusu değil. Yapılması bu ülke yararınadır inşallah yapılacaktır.”
DÖVİZDEKİ YÜKSELME
Bir gazetecinin “ İhalenin yapıldığı tarihte yani 3 Mayıs 2013 günü euronun kuru 2.35’di. Şimdi 3 lira. İhaleyi alan firma döviz kurunun sabitlenmesi yönünde bir talebi oldu mu? Ya da böyle bir endişeleri oldu mu?” şeklindeki sorusunu Orhan Birdal, şu yanıtı verdi: ”İhale sürecinden bahsettim. Onun detayları hakkında şu anda fazla bir şey söylemem. Bizim şartnamemiz ve sözleşmemiz dikkatlice okunursa anlaşılır. 20'nin üzerinde firmaya ihale öncesinde bu şartnameleri sattık. Bu çok yaygın bir şekilde içinde ne olduğu belliydi. Bu konuyla ilgili anayasamız şartname ve sözleşme. Burada ne yazıyorsa biz onu uygulamakla mükellefiz. Şu ana kadar öyle bir talep olmadı. Kaldı ki bizim sözleşmemizdeki bu ihaledeki tüm kurgu euro üzerinden yapılmıştır. Kur farkıyla ilgili konu bizim gündemimizde yok. İhaleye baktığınız zaman ihaledeki tüm rakamlar euro, teklif euro, dolayısıyla bunu tüm ihaleye teklif verenler bu şekilde düşünüp değerlendirmesi gerekirdi.” ATATÜRK HAVALİMANI GENİŞLEYEBİLİR Mİ?
Orhan Birdal Atatürk Havalimanı daha fazla genişleyip hizmetine devam edip edemiyeceği konusundaki sorusunu ise şöyle cevapladı:
“Bazı şeyleri konuşmak için aslında çok geç. Ama bunları biz çok önceden de konuştuk. Bir şey gözden kaçırılıyor bazı kesimler tarafından oda şu. Atatürk Havalimanı’nın boş bir arazide kurulmuş etrafı boş bir havalimanı olarak varsayılıyor. Atatürk Havalimanı’nda her şeyi yapabilirsiniz. Eğer Bakırköy’ü Florya’yı, Sefaköy’ü, Yeni Bosna’yı haritadan silerseniz Atatürk Havalimanı’nı büyütebilirsiniz. Oysa bu söylediklerimizi topografya itibariyle, gerekse burada oluşmuş olan şehirleşmenin ortadan kaldırılmasının zorluğu itibariyle ne kadar zor olduğunu herhalde aklı başında herkes değerlendiriyordur. Biz bütün çalışmaları yaptık. Ama yapılan bütün çalışmaların hiçbirisinde Atatürk Havalimanı’nın uzun yıllar Türkiye’ye hizmet verebilecek şekilde büyütebileceği sonucuna varamadık. Bu çalışmayı bizim dışımızda kuruluşlar şirketlerde yaptı. Sadece bir paralel pist yapmakla iş bitmiyor havalimanı bir kompleks. Bu kompleksi olabildiğince genişletebilecek bir plan üzerinde yapmamız lazım. Maalesef 50 sene önce planlanmayan şeyler bugün karşımıza bir problem olarak çıktı. Bu probleminin de en uygun en akıllıca çözümü bu bölgenin en hoyratça kullanılmış tamamen bazı insanların insafına terk edilmiş bir doğanın katledildiği bir bölgesinde o bölgenin tekrar doğaya kazandırılması kadar mantıklı ve doğru bir karar olmadığının kanaatindeyim. Atatürk Havalimanı’nın yaparken 40 yıl sonrası ön görmemişler. Biz yeni havalimanını yaparken en az 50 yıl sonrasını planlıyoruz. Ondan sonrasına belki gücümüz yetmez ama 50 yıl sonrasını planlanmasını yapıyoruz.”
HAFRİYAT SORUN MU?
“Üçüncü havalimanında yer zemin ve hafriyat konusunda çok sıkıntılar olduğu şeklinde haberler çıktığının sorulması üzerine Orhan Birdal, şöyle konuştu:
“ Tabii ki zorlayacak. İnşaat bakımından kolay bir inşaat değil. İnşaatçılık tekniği bakımından alt yapı bakımından dünyada laboratuar niteliğinde çalışılacak bir saha orası. O bahsettiğiniz her şey var. Orası hoyratça kullanılmış bir arazi. Oradaki sular tatlı su değil, yağmur su birikintisi, ya da denizin basmasıyla birlikte dolan çukurlar. Tabi ki içinde her şey var. Bunun doldurulması için firmanın çalışma yaptığını biliyorum. İnşaat tekniği açısından bilimsel çalışmalar yaptığını biliyorum. Oradaki dolgunun kısa sürede tamamlanıp zeminin sertleşmesi lazım. Maden konusunda, maden işleten yerler orayı aldıkları gibi teslim etmeleri lazım. Maalesef bu işlemediği için bu işler yapılacak. Hangi malzemeyle dolacak bunu teknik adamlar karar verir.” ATATÜRK HAVALİMANI  YIKILMAYACAK  DHMİ Genel Müdürü Birdal yeni havalimanı yapıldıktan sonra Atatürk Havalimanı’nın yıkılmayacağını da belirterek, “ Atatürk Havalimanı’nın yıkılmayacak. Ancak buradan tarifeli seferler yapılmayacak. Genel Havacılık hizmetleri, bakım onarım ve kargo hizmetleri devam edecek. Yapılmış tesis hiçbir zaman yakılmaz” dedi.
DHMİ’NİN 10 YIL SONRAKİ HEDEFİ Orhan Birdal, DHMİ’nin 10 yıl sonraki hedefleri için de şunları söyledi:
“ Bu gelişmeyi kesintisiz olarak sürdürebilecek tedbirler neyse onları alacağız. 2023 yılında 375 milyon yolcuya hizmet vermeyi planlıyoruz. Dolayısıyla bu yolcuya hizmet verebilmek için ihtiyaç duyulan havalimanı sayısı, terminal ve apron kapasitesini oluşturmak zorundayız. Bununla ilgili çalışmalar hız kesmeden devam edecektir. Hedeflerde şu anda 360’a yakın olan Türk tescilli orta ve büyük gövdeli uçak sayımız 2023’te 750’ye çıkacak. Bunların hizmet alacağı yerleri de hazırlamak gerekiyor. Gerek DHMİ gerekse bakanlığımız yoğun bir çalışma içerisindeler.
Üçüncü havalimanı büyüklüğünde yeni bir havalimanı düşünmüyoruz. Üçüncü havalimanın ismi de bitince belli olacak ama özgün bir mimarı olacak. Projeler hazırlanırken pek çok yerlerden örnekler alınıyor. Biz bütün yapmış olduğumuz projelerde o projenin yapıldığı yerin özelliklerini yansıtmasına dikkat ediyoruz. Neticede ortaya mimari bir eser çıkacak.”
KARGO BİNALARI YIKILACAK
Birdal, Atatürk Havalimanı için geçtiğimiz yıllarda yapılan genişletme ve yenileme çalışmaları ile ilgili olarak detaylı bilgi de verdi ve şu anda kullanımda olan kargo binalarının yıkılarak dışhatlar terminaline entegre yeni terminal yapılacağını belirterek şunları söyledi:
“Teneke Mahallesi olarak adlandırılan bölgede çalışmalar devam ediyor. Bu bölgenin taşınacağı alanın alt yapısını yaptık. O bölgede hizmet veren kuruluşlarda havalimanı içerisinde gösterilen alanlara yaptıkları inşaatlarını bitirme noktasına geldiler hatta taşınanlarda oldu. Diğer firmalarda inşaatlarını tamamlamasıyla teneke mahalle adıyla meşhur olan bölge 2014 yılı yaz sezonu öncesinde kapanmış olacak. Türk Hava Yolları kargo tesislerini yeni yeri için inşaata başladı ve artık faaliyetlerini orada sürdürecekler. Mevcut kargo terminalinin bulunduğu yeri de yıkıp terminale ilave edeceğiz. Apron park yerlerimizi 43 uçaklık park yeri daha yapacağız. Bu çalışmalar tamamlandığında 61 uçaklık park yeri kazanacağız. Binalar birbirine birleşecek çünkü içeriden köprülere bağlantı veren kısım aynen devam edecek. Yeni köprülerle beraber eski binanın biraz uzantısı olacak. İlave 5 körük planlıyoruz onlarda büyük gövdeli uçaklar için olacak.”