SİVAS Cumhuriyet Üniversitesi(CÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Başkanı Prof.Dr. Nagehan Talat Arslan, öğrenci evleri konusunda hükümetin anayasal yetkileri bulunduğunu, konuyu kişisel ahlaki değerler üzerinden ele almanın doğru bir yaklaşım olmadığını söyledi.
CÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Başkanı Prof.Dr. Nagehan Talat Arslan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarıyla gündeme gelen ve kamuoyunda tartışmalara neden olan öğrenci evleri ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Prof.Dr. Arslan, 1982 Anayasası'nda 'Gençliğin Korunması' başlığı altında 58'inci maddesinde 'Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler' başlığı altında sadece gençlik ile ilgili düzenleme olmadığını, ailenin korunması, eğitim hakkı, çalışma hakkı, sendika hakkı, grev hakkı, sporun geliştirilmesi, sosyal güvenlik hakkı, sanat ve sanatçının korunması gibi hakların da yer aldığını anlattı. Prof.Dr. Arslan, bu kapsamda 'Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir', hükmüyle devlete ödev yüklendiğini bildirdi.
TARTIŞMA MİLLETİN MİLLİ VE MANEVİ KODLARI ÜZERİNDE YOĞUNLAŞMALI
Mevcut Anayasa hükümleri kapsamında hükümetin bunları uygulamaya koymasının yasal bir zorunluluk olduğunu ifade eden Prof. Dr. Nagehan Talat Arslan, şöyle konuştu:
"Anayasal bir görevi yerine getirme konusundaki hassasiyet nedeniyle eleştirilere maruz kalmak tevili olmayan bir zırvalıktır. Konuyu kişisel ahlaki değerler üzerinden tartışmak yerine bu milletin genel, milli ve manevi kodları üzerinden ele almak gerekir. Yönteme karşı olmakla içeriğe karşı olmanın farklılığını muhalefet partileri hala anlamamış görünmektedir. Yine büyük çoğunluğunun inanmadığı şeyleri siyaseten iktidara karşı olma uğruna iddia etmeleri de muhalefetin toplum nezdinde itibarını zedelemektedir. Gayr-i ahlakiliği savunmakla özgürlüklere sahip çıkma arasındaki ince çizgiyi iyi görmek gerekir."
MUHALEFET OFSAYTTA
Muhalefet ve bu konularda açıklama yapan marjinal grupların Türkiye'de siyasetin algılar üzerinden yapıldığını unutmamaları gerektiğini hatırlatan Prof.Dr. Nagepah Talat Arslan, "Sizin ne olduğunuzdan ziyade toplumun sizi nasıl algıladığı önemlidir. Ofsayttan gol atmanın mutluluğu hakemin düdüğüne kadar sürer. Siyasetin hakemi olarak millet hiçbir pozisyonu kaçırmamaktadır. Muhalefete düşen bu tür konularda bir an önce ofsayt pozisyonundan çıkmaktır, eğer gerçekten gol atmak istiyorsa" dedi.
Prof.Dr. Arslan, Türkiye'deki siyasi parti ve bazı sivil toplum kuruluşlarının şaşırtıcı açıklamalarda bulunduklarını, oysa muhalefetin hükümeti Anayasa'nın verdiği görevi eksiksiz olarak yerine getirmesi hususunda denetlemesi gerektiğini, fakat günümüzde, anlaşılmaz şekilde bu konudaki icraatların eleştirildiğine tanık olduklarını söyledi. Kendisine sivil toplum misyonu yükleyen ve televizyonlarda 'canhıraş' konuşma yapanların, gençlerin alkolden, uyuşturucudan, suç işlemesini önleme ve kötü alışkanlıklardan korunmasına karşı mı çıktıkları sorusunu yönelten Prof.Dr. Arslan, "Toplumun yüzde 95'inin ittifak ettiği bir konuya karşı çıkarak nasıl sosyal ve demokrat olunur anlamak mümkün değil" diye konuştu.
TOPLUMUN KANAYAN YARASI
Sosyal konuların polisiye önlemlerle çözülemeyeceğini söylemek ile kızlı erkekli evleri bir sorun olarak görmemenin ayrı noktalar olduğunu savunan Prof.Dr. Arslan, şöyle dedi:
"Meselenin çözümü konusunda farklı yöntemler elbette ileri sürülebilir. Hem üniversiteyi başkentte okuyan hem de üniversite öğrencilerini eğitmekle görevli bir akademisyen olarak onların sorunlarına birebir şahit olmaktayız.Hangi ideolojik ve dini kılıf adı altında olursa olsun kızlı erkekli evler konusu toplumun kanayan bir yarasıdır. Travmaların yaşandığı bir konudur. Ş­ahsi ve ailevi mağduriyetler meydana getirmekte geleceğin teminatı olan gençleri bedenen ve ruhen çökertmektedir."