BAŞBAKAN ERDOĞAN'A YYÜ'DEN FAHRİ DOKTORA
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a Van YYÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi dalında Cengiz Andiç Kültür Merkezi'nde törenle fahri doktora verildi. YYÜ senatosunun oy birliğiyle aldığı kararla verilen doktora cüppesini giyen Başbakan Erdoğan'a Van YYÜ Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal tarafından diploması verildi. Daha sonra günün anısına üzerinde Başbakan Erdoğan'ın isminin yazılı olduğu keçe halı ile Van kilimi hediye edildi. YYÜ Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, Başbakan Erdoğan'ın YYÜ ailesine katılmasının kendilerine gurur verdiğini belirterek, destek beklediklerini söyledi. Daha sonra cüppesiyle kürsüye çıkan Başbakan Erdoğan, ilim ve irfanın önemine dikkat çekti.
IŞIK DOĞU'DAN YÜKSELİR
Büyük komutanların ve liderleri yetiştirenlerin ilim ve irfan sahibi kişiler olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, ışığın doğudan yükseldiğini belirterek, "Söz edilen ışık Doğu'nun ilminin, irfanının adeta bir güneş gibi yükselip, Batı'yı aydınlatmasıdır. Tarihe dönüp baktığınızda bunun böyle olduğunu görürsünüz. Bu anlamda Anadolu'nun da 1071'den itibaren ilim, irfan dünyasına döndüğünü, yüzyıllar içerisinde her yanının eğitim öğretim kurumlarıyla donatıldığını görürsünüz. Bunun içindir bu topraklar, insan odaklı bir medeniyetin, estetikle ilimle barışık bir kültürün merkezi olmuştur. Bunun içindirki bu topraklar, tarih boyunca büyük komutanlar, liderler kadar nice büyük alimler, nice irfan sahibi insanlar yetiştirmiştir. Fatih Sultan Mehmet'in arkasında Akşemsettin, Ali Kuşçu var. Bir Fatih Sultan Mehmet'i Ak Şemsettin ve Ali Kuşçu olmadan tanımlayamaszınız. Onlarla beraber bir bütün olarak Allah ona bir çağın kapatılıp, bir çağın açılmasını nasip etmiştir. Kanuni Sultan Süleyman'ın yükseltiği medeniyetin ardından bir Mimar Sinan var. İstanbul'un, İstanbul olmasının ardında Fatih'in hoşgörüsünün yanı sıra Yahya Kemal'in şiirlerinin etkisini bir kenara bırakamayız. Bizim alimlerimiz, mütfekkirlerimiz adeta bir pınar gibi medeniyetimizden aldığı ilhamla o medeniyeti beslemiş, o medeniyeti daha da zenginleştirmiş, billur hale getirmiştir. Bizim medeniyetimiz kılıçla değil, kalemle, savaşla değil, ilimle irfanla imaretle yükselmiş ve yücelmiştir. Hatta bizim medeniyetimizde, kalem kılıcın önünde yer alır. Osmanlı Balkanlar'da zulümle, baskıyla, otoriteyle değil Mostar Köprüsü, Vardar Köprüsü, han hamamları, kütüphaneleri, binlerce sebiliyle hatırlanıyor. Ortadoğu'da da sömürüyle değil Kudüs'te tesis ettiği barış ortamı, Hicaz Demir Yolu, Kerbela'ya inşa ettiği su kanallarıyla anılıyor. Afrika'da da bu kıtanın zenginliklerini dışarı kaçıran değil, oralarda da sebiller, hanlar inşa eden bir Osmanlı var. Onun içindir ki  bakıyorsunuz cuma hutbelerinde Sultan Abdülhamit adına hutbeler veriliyor. Bunun bir anlamı var. Demekki atılan temeller hala yerini koruyor. İşte Van'da yüzyıllar boyunca ilim yuvası olarak kendinden söz ettirmiştir. Van, ışığın doğudan yükseldiği, ışık kaynağı olmuştur" dedi.
İLİM VE HİKMET BİR ARADA OLMALI
Başbakan Erdoğan, üniversitelerde ilim ve hikmetin ayrı olduğunu belirterek, "Tayyip Erdoğan olarak en büyük eksiğimizin de bu olduğunu zannediyorum, inanıyorum. Özellikle eğitim, öğretimde bir şeyi ecdadımız çok iyi işlemiş. O da ilim ile hikmeti bir arada götürmüş. Çünkü hikmetsiz ilmin hiçbir anlamı yoktur. Şimdi bizim en büyük eksiğimiz bu. Şu anda bilgiyi alıyoruz ama bu bilgide hikmet maalesef yok. Bunu yakalamamız lazım, hocalarımızın vermesi gereken bize hikmetle zenginleştirilmiş ilim. Hani diyor ya şair, 'ilim ilim bilmektir, ilim kendini bilmektir, sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır.' Alim olursunuz, ama arif olamazsınız. Hem diyoruz alim olalım, hem de arif olalım. Bu ikisi bir arada olduğu zaman bu ülkenin geleceği farklı olacaktır" dedi.
GENÇLERİMİZİ ŞİDDETEN UZAK TUTMALIYIZ
Üniversitelerdeki bazı olaylara da dikkat çeken Başbakan Erdoğan şunları söyledi: "Üniversiteler ne bir ideolojinin nede bir kesimin yeri değildir. Bilim ve ilimin yeridir. Biz bu konuda üzerimizi düşeni yapmaya hazırız. Faşizimle, hoşgörüsüzlükle, inkar ve redle bilim bir kefede olmaz. Üniversitesi demokratik olmayan bir ülke sağlıklı bir demokrasiye kavuşamaz. Elinde molotofla gezen bir genç demokrasiden bahsedemez. Bıçakla dolaşan bir genç pala ile dolaşan bir genç ben demokrasi aşığıyım diyemez. Demokrasi ve özgürlük bunlarla gelemez. O fikir ve düşünceyle, müzakere ve masaya yatırılarak tartışma ve sandıkla gelir. Bazı üniversitelerin demokrasiye yönelik saldırı odağında olması da düşündürücüdür. Üniversitelerarası kurul bu sorunları müzekere edecektir. Biz şiddetle gençliğimizi iç içe görmemeliyiz ve fırsat vermemeliyiz diye düşünüyorum. Ben üniversitelerimizden çok umutluyum. Üniversitelerimizin normalleşmesi için gerekli zemini hazırlamaya ve zenginleştirmeye devam edeceğiz. Mevlana'nın dediği gibi 'Dün dünde kaldı. Cançcazım yeni şeyler yapmak lazım'  Bizde bu yüzden en büyük yatırımı gençlerimize yapıyoruz."
Konuşmasının ardından üniversite kampüsündeki fakülte, laboratuvar ve konutların toplu açılış kurdelasını bakanlarla birlikte kesildi. Öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektiren Başbakan Erdoğan, Van-Edremit karayolu üzerindeki Rescate Otel'de kentin kanaat önderleri, STK temsilcileri kurum amirleri ile yemek yedi. Başbakan Erdoğan burada yaptığı konuşmada çözüm sürecine destek isterken, yemeğe katılanlardan sorularını yazılı istedi.