MALATYA'DA KILIÇDAROĞLU'NA AĞIR ELEŞTİRİLER
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Elazığ'dan sonra Malatya'da Belediye Meydanı'nda halka seslendi. Başbakan Erdoğan, konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na ağır eleştirilerde bulundu.
Malatya meydanındaki cesaretin mazlumun gözüne fer olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"İşte Türkiye buraya baksın. Burada montaj yok. CHP, MHP buraya baksın. Burada montaj yok. O malum medya buraya baksın, Pensilvanya buraya baksın. Burada montaj yok. Bugün Malatya tarafını belli ediyor, 30 Mart'ta zamanı durduruyor. Burada halk var, millet var. Fotoğrafa inanmayacaklar. Varsın inanmasınlar. Malatya'daki bu tarihi kareye inanmayacaklar. Çamur attılar, tutmadı. Tabi Malatya'ya sökmez. Malatya 30 Mart seçimlerine bugün noktayı koymuş, mührü vurmuştur. Sadece Malatya'da değil artık tüm Türkiye'de sandığın rengi belli olmuştur. Hiç endişe etmeyin. Dik duracağız, dikleşmeyeceğiz. Bu ülkede nüfus kağıdına basılan mühürle size yağ, şeker, tuz, ekmek, gazyağı satılırdı. O dönemlerden geliyoruz. İktidarda bu CHP vardı. CHP'nin iktidarı yoksulluk demektir, yolsuzluk demektir, yasaklar demektir. Bunlar o tek partili dönemlerinde demokrasiye yol vermediler. İşte biz milletimizin desteğiyle geldik. Tek derdimiz hakkın ve halkın rızasını kazanmak."
"MONTAJLARLA MİLLETİ KANDIRMAYA ÇALIŞIYORLAR"
Konuşmasına 1600'lü yıllarda yaşayan Malatyalı düşünür Niyazi Mısri'nin 'Nadanı terk etmeden, yaranı arzularsın' sözleriyle devam eden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: "Şimdi birileri çıkmış o kalabalıklar montaj, taşıma, bindirme kıtalar diyor. Malatyalı Niyazı Musri ne güzel demiş; 'Nadanı terk etmeden, yaranı arzularsın.' Biz nadanı terk ettik, yaranı bulduk, farkımız bu. Onlar gelip size ne söyleyecek, bunların yaptıkları bir şey var mı? Hayır, diyemezler. Ama biz deriz. Onlar yalandan, iftiradan vazgeçmediler, milletle kucaklaşamadılar. Milletle kucaklaşanları hiç anlayamadılar. Olsun be, ne yaparlarsa yapsınlar. Bize Malatya yeter, bize Türkiye yeter, bize millet yeter, bize Allah yeter. Bunlar montaj işini iyice ilerlettiler. Bir yandan meydan fotoğraflarına montaj diyorlar, bir yandan kendi ürettikleri montajlarla milleti kandırmaya çalışıyorlar. Mecliste anayasal ve yasal suç olmasına rağmen bunlar kalkıp oralarda yaptıkları montajları dinletiyorlar. Ey Kılıçdaroğlu senden siyasetçi olmaz. Senden olsa olsa İstanbul Tahtakale'de kasetçi olur. Orada yer kalmamışsa Unkapanı Manifaturacılar Çarşısına gidebilirsin. İstanbul'a sicili bozuk, partiden hırsızlık, yolsuzluk nedeniyle ihraç edilen bir ismi aday gösterdi. Eski genel başkan bunu istemiyordu. Yolsuzları nedeniyle ihraç edilmişti. Şu andaki zatta onun yolsuzluk dosyası önünde resim çektiriyor. Dün onun klasörleri önünde resim çektirirken, bugün ne oldu da onu aday yapıyorsun? Eski genel başkanı kasetle gönderdiler, yenisini getirdiler. Pazarlıklar başladı ve pazarlıklarda Pensilvanya da yer aldı. Siz bunu aday yapın biz destekleyeceğiz zaten. Hükümeti de devireceğiz dediler.17 Aralık'ta, 25 Aralık'ta bunu yaptılar. Yine hesaplar tutmadı. İstanbul'a buldukları aday tam hayal kırıklığı oldu. Geçtiğimiz günlerde Trabzon günlerine katıldı, yuhalandı. Çıkarken bir vatandaşı yumrukladı. Ondan sonra utanmadan, sıkılmadan o Ak Partiliydi diyor."
Konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na 'Sen yolsuzlukların adamısın' diye seslenen Başbakan Erdoğan, "Trabzonlular gecesinde her partinin insanı olabilir. Demek ki bu insanlar seni kabullenmiyor. Niye rahatsız olduğunda yumruğunu salladın? Sen böyle mi siyasetçisin? Eyüp Sultan'da toplantı yapıyorlar. Biri alkışlamayınca 'Sen teneke gibi ne duruyorsun' diyor. Bunlardan siyasetçi olur mu? Tabi imaj bozuldu. Makyajlar dökülmeye başladı. Taşıma suyla değirmen dönmez. Zorla güzellik olmaz. İmaj bozulunca bu Pensilvanya'nın medyası da buna çok bozuldu. İstanbul'daki adayın imajını düzeltmek için bir montaj yapmışlar. Şimdi de bize iftira atıyorlar. Başbakan Niğde'de kendisine itiraz eden bir kadını tersledi diye haber yapıyorlar" dedi.
"BUNLAR CEMAAT DEĞİL ÖRGÜT"
Toplanan kalabalığın sık sık 'Cemaat şaşırma sabrımızı taşırma' sloganı atması üzerine Başbakan Erdoğan, şöyle dedi:
"Bunlara cemaat demeyin. Bunlar cemaat değil, örgüt. Ne cemaati bunlar örgüt. Güya ben Niğde'de konuşurken bir Anadolu kadını bana itiraz etmiş. Ben de hangi yüzle buraya geldin demişim. Haberi böyle veriyorlar. Orada bazı ablaların, ağabeylerin kapıları tek tek dolaşıp Ak Parti'ye oy vermeyin dediğini anlatmıştım. Eğer sizin kapınıza gelirlerse 'Sen hangi yüzle buraya geldin' diye sorun demiştim. Onlar bunu bu hale çeviriyor. Sen bu ülkede Ak Parti iktidarının yaptıklarını görmüyor musun? Bunlara bunu söylemek lazım. Sen bakar kör müsün, kulağın var duymuyor musun, ağzın var hakkı söylemiyor musun? Senin kalbin mühürlenmiş. Hadi güle güle. Senin hocan bizim ülkemizde benim kız yavrumun başörtüsüyle üniversiteye gitmesini engelleyen insandır. Senin hocan 'başörtüsü furuhattandır' diye kızlarımızın başını açması için zemin hazırlayan insandır. Onlarda bu tür fetvalar kolay. Alkol mü alacaksın? Alırsın, niye gayedeki her yol meşrudur. Bize omurgalı insan lazım. Bize adam gibi adam lazım. Öyle sıradan eğilip, bükülen değil. Menfaati için her şeyi yapan değil. Bunu almış Başbakan miting meydanında kadına hakaret etti diye haber yaptılar. Bu nasıl Müslümanlık? Sevgililer sevgilisi Peygamberimizin en nefret ettiği şey yalandır. Bunlarda yalan, takiyye, iftarı, fitne, fesat var. Bunların hiç birinin Müslümanlıkta yeri yok. Yalan söylemek ne zamandan beri mübah, meşru oldu? Yoksa hani bunlar rüya görüyor ya, rüya görüp ondan sonra Pensilvanya'ya soruyorlar. Tweet atalım mı diyorlar. Ne diyor? Peygamber efendimiz demiş ki; tweetleri iki katına çıkarın. Soruyorlar, doğrudur diyor. Şu rezalete bakın. Rüyalarınızda montajları 10 katına katlayın diye talimat mı geldi? Biz belli kısım medyanın bu oyunlarını çok gördük. Hem müslümanım diyeceksin hem de çıkıp ekranlarda yalan söyleyeceksin, yazıklar olsun. Bunlar değil mi peygamberimizi miraçtan indirip kamyonete bindirenler? Ekrandan böyle yalan söyleyenler değil mi? Hazreti Cebrail'i son derece münasebetsiz şekilde istismar edenler, böyle montaj da yaparlar. Hazreti Cebrail parti kursa ona oy vermem, ama Kılıçdaroğlu'na Bahçeli'ye veririm. Bunlarda artık sınır kalmadı. Bunlarda helal ve haram yok. Malatya'daki, Türkiye’deki, dünyadaki bu yapının içinde olan kardeşlerime sesleniyorum; bu yapı sizin emeğinizi, ekmeğinizi, halis, temiz duygularınızı istismar ediyor. Kendi ülkesine ihanet eden, kendi ülkesinin aleyhine çalışan bu yapıyla artık aranıza bir mesafe koyun."
KILIÇDAROĞLU'NA: ADİSİN, SEVİYESİZSİN
Konuşmasında çocuklarını dershaneye gönderen ailelere de seslenen Erdoğan, "Anneler, babalar; çocuklarınız bunların dershanelerinde okuyorsa çekin alın. Bize devletin okulları yeter. Çocuklarınız okullarında okuyorsa alın. Devletin okulları bize yeter. Bunlar kan emiyorlar. Sülük bunlardan faziletlidir. Çünkü sülük zararlı kanı emer. Bunlar faydalı olanı emiyor. Artık devlet okullarında hafta sonları takviye kursu gerekiyorsa çocuklarımıza ücretsiz olarak takviye kursu vereceğiz" dedi.
Çocuklarının 4'ünün de imam hatip mezunu olduğunu kaydeden Erdoğan, "Erkek evladım kat sayısından üniversiteye gidemedi. Kızlarım başörtüsünden gidemedi. Mecburen yurtdışına gönderdim. Kızlarım orada üniversiteyi başörtüleriyle bitirdi" dedi.
Başörtülü kızlara parya muamelesi yapılmak istendiğini kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi Kılıçdaroğlu, Bahçeli gibi adamlar boğazından haram geçmemiş yavrularıma iftira etme yarışına girdiler. Pensilvanya ile birlikte montajladılar ve verdiler. Bunlar bu kadar adi, seviyesiz, karakter yoksunu. Sustum, sustum, sustum artık dayanılmaz hale geldi. Çünkü her meydanda yaptıkları bu. Bu kadar adilik olamaz. Bu kadar alçaklık olamaz. Sen git önce aynaya bak. Benim rahmetli anneme hakaret edecek kadar adisin, seviyesizsin terbiyesiz. Herif hem hakaret ediyor, sonra da 'Unuttum o rahmetli olmuştu' diyor. Bu ahlaksızlık değil de nedir? Sen bu ülkede bir Başbakan'ın ölmüş annesine yolsuzluk isnadında nasıl bulunursun? Bu kadar adilik, pespayelik olur mu?" .
"YARGIDA PARALEL YAPININ TEMSİLCİLERİ DE VAR"
Konuşmasında bazı gazeteleri de isimlerini vererek eleştiren Başbakan Erdoğan şunları söyledi:
"Buradan sesleniyorum; Ey Bugün, Taraf, Zaman sizler hangi doğrunun yanındasınız? Ey Hürriyet Gazetesi sen neyin yanındasın? Sen bizimle istediğin kadar uğraş. Eğer sen bu ülkede yolsuzluk yapıyorsan, ben bunları takip ederim. Adalet Bakanıma da gereken talimatı veririm. Çünkü senin ne yaptığın malumdur. Ne yazık ki; güvenli hat denilen kriptolu telefonları bile bu zalimler dinledi. Bir Başbakan'ın bakanlarıyla yaptığı görüşmeyi dinleyemezsin. Bunlar dinliyor ve o gazetelere bunun servisini yapıyor. Bunlar 3'üncü havalimanını yapan müteahhitlere, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü müteahhitlere saldırdılar. Burada devletin cebinden tek kuruş çıkmıyor. Bu müteahhitler 46 milyon dolar harcayacaklar buraya. Bunu yapan müteahhitlere de saldırıyorlar. Dün akşam bunlardan brifing aldım. Gayet güzel çalışıyorlar. Ama paralel yapı engellemeye çalışıyor. Bunların vatanı, milleti sevme derdi yok. Bu 5 firma 100-150 milyon kapasiteli havalimanı yapacak. Gelip önünü kesiyor bu paralel yapı. Demek ki beklediklerini bulamadılar. Avantalarını alamadılar. Herhalde dertleri bu. Bunların karşısında pes etmek yok. Bizim başbakanlık binamızı durdurmaya çalışıyorlar. Her şeyi bitmiş, mayıs ayında açılışını yapacağız, bunu durdurmaya çalışıyorlar. Siz nasıl yargı mensubusunuz? Ben yargıdaki bu insanlara karşıyım. Yargıda tertemiz insanlar da var, paralel yapının temsilcileri de var. Bunlar MİT'e saldırdılar, Marmaray'ı durdurmak istediler. Şimdi utanmadan Marmaray'dan geçiyorlar. Şahsıma, Halk Bankası'na, Ziraat Bankası'na saldırdılar. Bizden önce Halk Bankası, Ziraat Bankası zarardaydı. Şimdi bunlar kazanıyor. Çözüm sürecinde kardeşliğimize saldırdı. İnsanların yatak odalarına, mahrem telefon görüşmelerine saldırdılar."
KILIÇDAROĞLU'NA BAYRAK TEPKİSİ
Konuşmasında Gezi parkı olaylarına da değinen Başbakan Erdoğan, "Orada 12 ağaç sökülmüş, farklı bir yere taşınmış. Bunlar 'samimiyetle gelip gösteri yapmışlar' diyor. Geçin o işi. Bizim iktidarımızdaki 12 yılda 3 milyar fidan ve ağaç diktik. Ama bunların çevrecilik diye bir derdi yok. Bunlar terör örgütleriyle birlikte çalışıyorlar. Yaktılar, yıktılar, esnafı mağdur ettiler. Elinde molotoflarla gezenlere Kılıçdaroğlu 'sevgili evlatlarım' diyor. Varsın senin sevgili evlatların olsun. Bizim sevgili evlatlarımız elinde tablet bilgisayarı, kalemi, kitabı olanlar olacak. Bunların niyeti çok açık. CHP dün kalkmış Ak parti bayrağımıza saygısızdır diyor. Kırkpınar'da bayrakla geçiş varmış, Ak Partili bakanlar ayağa kalkmamış. Bundan dolayı saygısızmış. Kalkmamış olabilir, doğrudur. Yapmışlarsa bir porotokol kuralını çiğnemiş olabilirler. Sen hiçbir zaman Ak Parti'yle bayrağa saygı yarışına girme. Sen Hakkari'de BDP ile anlaşma yoluna giderek miting yapan adamsın. Onlar da sana parti bayrağı asabilirsin, ama Türk bayrağı görmeyeceğiz dediler. Bu resim Hakkari mitinginin resmidir. 2011 seçimlerinde burada bir tane Türk bayrağı yok, sadece CHP bayrağı var. Türk bayrağına saygısı olan sen misin? Senin Türk bayrağıyla alakan yok. Zaten orada bütün bu tavizleri verdi ve Hakkari seçiminden 4'üncü çıktı bunlar. Bu tavizi vermesine rağmen dördüncü çıktı. Bunlar gidip oralarda parti teşkilatı bile kuramadılar. Biz ne pahasına olursa olsun gittik. Bunlar bizim gibi dertli değil. Biz millet sevdalısıyız" dedi.
BUNLAR ARTIK DİNİ BİR ÖRGÜT DEĞİL SİYASİ BİR ÖRGÜT
Konuşmasında Gülen cemaatine sert mesajlar gönderen Başbakan Erdoğan, "Yolsuzluktan bahsediyorlar. Bu gelen ablalara, ağabeylere sizler dersini vereceksiniz. Hadi yolun açık olsun. Eğer gücünüz yetiyorsa partinizi kurun, gelin nasıl olsa Genel Başkanınız Kainat imamı Pensilvanya'da. O'nu da çağırın, beraber siyaset yaparsınız. Bunlar artık dini bir örgüt değil, siyasi bir örgüttür. Çünkü Hazreti Cebrail gelse oy vermem dediği zaman, bizim siyasetle işimiz yok diyordu. Şimdi harıl harıl ablaları, ağabeyleriyle her yerde çalışıyorlar, koşturuyorlar. Bu seçimde Ak parti kazanmasın, CHP kazansın, MHP kazansın diyorlar. Malatya diyor ki; Allah'ın izniyle heryerde biz kazanacağız. Son zamanlarda ben rabia işareti yapıyorum ya, muhalefetin genel başkanları da yapmaya başladı. Ya rahatsız oldular, ya çok sevdiler. Biz bu işareti niye yapıyoruz. Bir tek millet, Türküyle, Kürdüyle, Zazasıyla, Abhazasıyla, Gürcüsüyle, Boşnağıyla, Türkiye'de kim varsa, 77 milyonuyla biz tek milletiz. Kimse bizi bölemez, parçalayamaz. İkincisi tek bayrak. Kılıçdaroğlu bizimle bu yolda yarışa girme. Bu bayrağın rengi şehidimin kanıdır. Hilal bağımsızlığımızın işareti, yıldız şehidimizin sembolüdür. Öyleyse tek vatan. Ama 780 bin kilometre kareyle tek vatan. Biz de Batı, Doğu, Kuzey, Güney ayrımı yok. Dördüncü ise tek devlet. Türkiye Cumhuriyeti içinde paralel devlete müsaade asla olmayacaktır. Kimse böyle bir hayalin içinde olmasın. Karşılarında bizi bulur, gereken dersi alırlar. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet, bu bizim ilkelerimizdir. Bu istikamette aynen Aşık Veysel gibi uzun ince bir yoldayız, gideceğiz gündüz gece. Uçağa bindik Malatya'daki alanda 80 bin kişi var dediler. İşte burası mesajdır. Her yere mesajdır" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan konuşmasının ardından Ak Parti Malatya Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ahmet Çakır'ı toplanan kalabalığa tanıttı. Erdoğan, daha sonra Malatya Valisi Vasip Şahin'i makamında ziyaret etti.
BAŞBAKAN ERDOĞAN BAŞBUĞ KARARINI DEĞERLENDİRDİ
Malatya Valiliği'ni ziyaretinin ardından Başbakan Erdoğan Anayasa Mahkemesi'nin eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, hakkında verdiği kararı değerlendirdi. Başbakan Erdoğan, kararla ilgili olarak şöyle dedi: "Anayasa Mahkemesi'nin vermiş olduğu karar, ben hayırlı olsun dileklerimi özellikle ifade etmek isterim. Bu konuda geçmişte düşüncelerimi biliyorsunuz. Şimdi burada yerel mahkemenin vereceği karar biçim için önemli. Fakat cumhurbaşkanımızın bizim kanunu onaylamış olması bir farklılık getirir mi getirmez mi bunu tam bilemiyorum. Tabi böyle bir şey olursa yerel mahkeme ile şu anda yeni kurulacak olan mahkemede bunun cezasının değerlendirilmesi söz konusu olacak. Doğrusu tam detaylı bilemiyorum. Dönünce arkadaşlarımdan gerekli bilgileri alacağım. Ama ben hayırlı olmasını diliyorum. Temennimiz budur."

Ferit DEMİR-Felat BOZARSLAN-Mikail PELİT/ MALATYA, ()

FD,FB,MP (GG/RT) (FOTOĞRAFLI)