BALYOZ Davası'nda 3,5 yıl tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, Muğla'nın Bodrum ilçesi'nde, 'Hedefteki Donanma' adlı kitabının imza gününe katıldı. Balyoz kararının ardından tahliye edilen askerlere haklarının geri verilmesi için hazırlan yasa teklifi ile ilgili imza gününde sorulan bir soruya Cem Gürdeniz, "Ben kendim için geri dönmeyi düşünmediğimi söyleyeyim. Öncelikle ben emekli edilmedim, tasfiye edildim. Bir kumpasla tasfiye edildim. Ben Bahriyeyi canım kadar, evlatlarım kadar çok seven bir insanım" dedi.
Bodrum'un Turgutreis Mahallesi'nde D-Marin'deki d-way Kitap Evi'nde Balyoz sanıklarından emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, 'Hedefteki Donanma' adlı kitabı için düzenlenen imza gününe katıldı. Gördüğü ilgiden memnun kalan Gürdeniz, vatandaşlarla sohbet etti. Gürdeniz'e, ilk kitabının kapağının üzerine bastırılmış bir tişört hediye edildi. Cezaevinde kaldığı 3,5 yılın uzun bir süre olduğunu ve bu süreyi iyi değerlendirmek gerektiğini söyleyen Gürdeniz, bol bol kitap okuyup, kitap yazdığını söyledi. Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, 'Hedefteki Donanma' adlı kitabının 3'üncü baskısını yaptığını, gecikmeli de olsa imza gününün düzenlendiğini, 2'nci kitabı Amatör Denizcilikte Acil Durum Seyri'nin piyasaya çıkmasından memnuniyet duyduğunu söyledi.
KİTAPTA KUMPASIN NEDENİNİ ANLATMIŞ
Hedefteki Donanma adlı ilk kitabın içeriğini anlatan Gürdeniz, "Türk Deniz Kuvvetlerine yapılan bu büyük baskının stratejik, jeopolitik nedenlerini anlatan bir kitap. Bu kumpasın neden kurulduğunu çok değişik perspektiflerden Türk halkına anlatmaya çalıştım. Teknik bir kitap. Popüler bir anı kitabı değil. Bunun gelecekte akademik çalışma yapacak olanlara ışık tutacağına inanıyorum. Derin bir araştırmanın ürünü. Bunu yazarken sadece bilgimi değil, tecrübemi de kullandım. Deniz Kuvvetlerinin en uzun süreyle Plan Prensipler Başkanlığı yapan amiraliyim. Bu başkanlıkta Deniz Kuvvetlerinin stratejisi, ilkeleri, prensipleri tayin edilir. O nedenle bu kitabı yazarken tecrübelerimi de aktarmaya çalıştım. Kitabım 3 baskı yaptı. Bundan da çok memnunum. Ağır bir kitap ama 3 baskı yapması Türk halkının deniz jeopolitiğine, stratejisine ne kadar ilgili olduğunun göstergesi" dedi.
"KARDAK DEMEK MAVİ VATAN DEMEKTİR"
Türkiye ile Yunanistan'ı savaşın eşiğine getiren 'Kardak krizi' hakkında da yazıları bulunan Cem Gürdeniz, "Ülke mutlak suretle denizcileşmelidir. Türkiye'nin denizcileşmesi Balyoz tertibi ve casusluk gibi diğer uydurma davalarla biraz ertelendi. Denizcileşmeyi sakın balıkçılığın artması, deniz ticaret filolarının büyümesi olarak algılamayın. Denizcilik önce deniz jeopolitiğinin, mavi vatan dediğimiz deniz yetki alanlarının sahiplenilmesidir. Türk bahriyesi de bu sahiplenmeyi yaptığı için cezalandırılmıştır. Kardak adalarının göründüğü kritik bir mevkide böyle bir kitabın imzalanması da herhalde halkımız bazı mesajlarını alacaktır. Kardak demek mavi vatan demektir. Türkiye'nin deniz yetki alanlarına sahip çıkmak demektir" dedi.
“EMEKLİ EDİLMEDİM, TASFİYE EDİLDİM"
Geri dönmek isteyip istemediğine yönelik ve CHP'nin Anayasa Mahkemesi'nin verdiği Balyoz kararının ardından tahliye edilen askerlere haklarının geri verilmesi için hazırladığı yasa teklifi ile ilgili sorulara Cem Gürdeniz, "Ben kendim için geri dönmeyi düşünmediğimi söyleyeyim. Öncelikle ben emekli edilmedim, tasfiye edildim. Bir kumpasla tasfiye edildim. Ben Bahriyeyi canım kadar, evlatlarım kadar çok seven bir insanım. Bahriye halen benim duygularımı, rüyalarımı süsleyen muazzam bir değer. Madem ki bu rejim, bu iktidar bizi tasfiye etti, bu rejimde bu tasfiye sonrası zaten çalışmak istemem. Ama ben Türkiye'nin denizcileşmesi için Türk Deniz Kuvvetleri'nin ulusal çıkarları koruyan jeopolitik bir enstrüman olması için nefes aldığım sürece çalışacağım. Bunu da herkes bilsin" ifadelerini kullandı.
"DÜNYA DENİZ TARİHİNDE BÖYLE BİR SKANDAL DAVA YOK"
Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz kamuoyunda 'Casusluk Davası' olarak bilinen gizli bilgi ve belge davasında tutuklu sanıkların tahliyesine ilişkin soruya "Bu kumpas davalarla ilgili konuşmak hukuki bir yorum yapmak bile gereksiz. Çünkü bunlar adı üstünde kumpas davalar" diye karşılık verdi.
Kumpas dediği davalar için "Bunlar Stalin'in, Çavusesku'nun kurduğu davalardan farkı yok" diyen Gürdeniz, şunları söyledi:
"İşte buna zamanında timsah mahkemeleri derlerdi. Aynı şey Türkiye içinde geçerli. Bunlar bir anda olur, bir anda gider. Siyasi davalardır. Ben hatta şöyle bir benzetme yaptım. Bu davaların detayları ile uğraşmak, bu davalara ilgi göstermek telefon rehberi okumak gibi bir şey. Bunları kuranlar da Türk halkının aklıyla dalga geçmişler. Saçma sapan akla hayale gelmeyecek zırvalıklar var ki, bunu okuyan savcılar, bu iddianamelerle karar veren yargıçların ben değil hukuk fakültesi mezunu olduklarını ilkokul mezunu olduklarını bile sorguluyorum. Bu kadar net. Sahne belgeler, sahte deliller, iftiralar, sonra koskoca Türk Bahriyesinin 25 amirali tasfiye ediliyor. 130 tane denizcisi Yargıtay kararıyla hüküm giyiyor. Dünya deniz tarihinde böyle bir rezalet, bir skandal dava yok."
"TARİH ASLA AFFETMEYECEK"
Balyoz davasından verilen kararlarla Deniz Kuvvetlerinin özelikle hedefe oturtulduğunu savunan Gürdeniz, konuyla ilgili düşüncelerini açıklarken, "Ama deniz kuvvetlerinden emperyalizmin bu kadar korktuğunu, bu kadar çekindiklerini ben bilmiyordum. Bu onu gösterdi. Türk Deniz Kuvvetleri çok güçlüymüş ki bu kadar büyük katliamı yaptılar. 134 denizciyi katlettiler. Tarih asla affetmeyecek. Tarihin vicdanı tarihin aklının önündedir" dedi. Cezaevinde 300'e yakın kitap okuduğunu belirten Gürdeniz, kitabını "tam bağımsız denizci Türkiye dileğiyle" yazarak imzaladı.

FOTOĞRAFLI