Mehmet TÜRK-Bayram BULUT/ DİYARBAKIR, () - KALKINMA Bakanı Cevdet Yılmaz, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşayan insanların, çözüm süreciyle, ekonomik ve psikolojik anlamda bir rahatlama yaşadığını belirterek, bölge halkının 17 Aralık operasyonuyla başlayan süreç karşısında Türkiye'nin istikrarından yana tavır ortaya koyduğunu söyledi.
Diyarbakır'a gelen Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Vali Mustafa Cahit Kıraç'ı makamında ziyaret etti. Vali Kıraç'tan brifing alan Bakan Yılmaz, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 2008 yılında açıkladığı GAP eylem planından sonra yaşanan gelişmeleri anlattı. Mart ayında yapılacak seçimlerin, yerel seçimin ötesinde bir anlam taşıdığını savunan Bakan Yılmaz, "30 Mart'ta bir seçim var, yerel seçimler. Fakat Türkiye'nin geldiği tartışmalarla, son dönemde yaşadığımız bir takım tartışmalar, bu seçimlere, yerel seçimin çok ötesinde bir anlam kazandırmış durumda. Ben inanıyorum ki 30 Mart'ta halkımızın, Başbakanımıza, hükümetimize, siyasi istikrarımıza vereceği destekle, Türkiye'ye kurulmaya çalışılan tuzaklar, oynanan oyunları boşa çıkaracak. Halkımız en güzel şekilde bunlara cevabı sandıkta verecektir. Huzur, güven içerisinde bir seçim dilerim. Hiç kimsenin kimseyi korkutmadığı, sindirmediği, iradesine ipotek koymadığı bir ortamda, halkımızın, milletimizin özgür iradesini sandığa yansıtmasını temenni ediyorum. Korkuyla, sindirme ile temsil edilemez. Korkuyla sindirme ile sağlanan temsilin bir anlamı da olmaz zaten. Aslolan, anlamlı olan, insanların özgür iradesiyle size verdiği destektir. Demokratik temsilin özü budur" dedi.
ZERRAB VE BAKAN ÇOCUKLARININ TAHLİYESİNİ DEĞERLENDİRDİ
17 Aralık operasyonu kapsamında tutuklu bulunan, iki bakanın oğlu ve işadamı Reza Zarrab'ın da aralarında bulunduğu 5 kişinin tahliye edilmesi ile ilgili bir soru üzerine Bakan Yılmaz, şunları söyledi: "Ben sahada olduğum için haberleri pek izleyemedim. Tabi mahkeminin hüküm verdiği bir karar. Hukuki kararlarla ilgili yorum yapmayı doğru bulmuyorum. Sadece şunu söyleyeyim, hukukta kim ne yaptıysa, bu bireyseldir, şahsidir, geneli bağlamaz. Suçu ıspat edilene kadar herkes masumdur. Masumiyet karinesi dediğimiz bir şey vardır. Medyada bir takım haberlerle, şunlarla, bunlarla insanları suçlu veya masum ilan etmek, doğru değil. Hukuki şeyler yaşanır, bunun sonucunda suçlu olan varsa, mahkeme ile bu tespit edilir. Değilse masum olduğu ortaya çıkar. Tahliye nihayi hukuki bir karar değildir. Onu beklemek gerekiyor, yani mahkemenin sonucunu. Fakat esas olan insanların tutuksuz yargılanmasıdır. Aslolan budur, çünkü sonucunu bilemiyorsunuz, ne çıkacağını. İnsanları fazla uzun tutarsanız ve berat ettiniz derseniz, bu arada aldığı cezalarla, telafisi mümkün olmayan bir zarara yolaçar. Dolayısıyla aslolan insanların tutuksuz yargılanmasıdır. Bu yargılamanın sonucunu da hep birlikte göreceğiz."
ÇÖZÜM SÜRECİ PSİKOLOJİK ATMOSFERİ RAHATLATTI
Bakan Yılmaz, bir gazetecinin çözüm süreciyle ilgili sorusuna Yılmaz, "Çözüm süreci Türkiye için çok anlamlı bir süreç. Bölgemiz için apayrı bir anlamı var. İnsanlarımızın gündelik hayatına çok ciddi bir değişim getirmiş. İnsanları rahatlatan, psikolojik atmosferi rahatlatan bir süreç. Özlemle beklenen bir süreçti. Şimdi insanlarımız bu çözüm sürecinin bir anlamda tadını alıyor. Seçim ortamının da bu ortamda geçmesini temenni ediyorum. Hiç bir kırgınlık, taşkınlık olmadan, demokratik bir ortam içerisinde, güzel bir yarış şeklinde geçmesini temenni ediyorum" cevabını verdi.
17 Aralık süreciyle başlayan operasyon tartışmalarına, bölge halkının bakış açısını nasıl değerlendirdiği şeklindeki bir başka soru üzerine Yılmaz, "Çok sorumlu bir duruşu var. Gerçekten bu bölgede yaşayan insanlarımız biraz da geçmişte yaşadıklarının etkisiyle, siyasi bilinci yüksek toplum haline geldi. Yani bir çok krizden, bir çok badireden bir çok sıkıntıdan geçerek, bu bölgede yaşayan insanımız, daha çok neyin ne olduğunu, hızlı fark eden bir toplum haline geldi. Türkiye'nin geçtiği süreçte de ben bu bölgede yaşayan insanlarımızın hızlı bir şekilde algıladığına inanıyorum. Gerçekten sorumlu bir tutum gösterdiklerine inanıyorum. Türkiye'nin istikrarını bozmaya çalışan bu çözüm sürecini sabote etmeye çalışanlara karşı, özellikle bu bölgemizdeki insanımız dik bir şekilde duruyor. Çözüm sürecinden yana, Türkiye'nin istikrarından yana bir tavır ortaya koyuyor. Bu da boşuna değil. Toplumun bütününe baktığınızda ezici bir çoğunluğu gerçekten Türkiye'de çözümden yana, barıştan yana, huzurdan yana ve buna yönelik tehditleri hemen algılıyor ve buna karşı gereken tavrı sergiliyor" dedi.
17 ARALIK OPERASYONUNUN ASIL MAĞDURU
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz daha sonra Ak Partili bazı yöneticiler ile birlikte, Gazi Caddesi'nde esnaf dolaşarak, önümüzdeki seçimlerde adaylarına destek istedi. Diyarbakır ziyaretinde Başbakan Erdoğan'a, 'Evlenmek istiyorum' yazılı döviz açarak sesini duyarmaya çalışan Kadir Aydoğmuş adlı işsiz genç, esnaf ziyareti sırasında Bakan Yılmaz'ın da önünü keserek sesini duyurmaya çalıştı. Korumaların engel olmaya çalıştığı Aydoğmuş, Bakan Yılmaz'ın talebi üzerine yanına gelerek kısa bir süre sohbet etti. Aydoğmuş, Bakan Yılmaz'a evlenmek isteğini tekrarladığını belirterek, "17 Aralık operasyonun asıl mağduru benim. Başbakan'a da Bakan Eker'e de evlenmek istediğimi söyledim. Eğer bu 17 Aralık operasyonu olmasaydı, Başbakan beni evlendirecekti. Ama operasyon oldu evlenmem ertelendi" dedi.
HÜDA PAR SEÇİM BÜROSUNU ZİYARET ETTİ
Bakan Yılmaz ve beraberindekiler daha sonra yürüyerek Saraykapı'daki Ak Parti Suriçi Belediye Başkan adayı Abdurrahman Kurt'un seçim bürosunu ziyaret etmek için yaya olarak yürüdü. Yol üzerinde bulunan HÜDA-PAR seçim bürosunu da ziyaret eden Bakan Cevdet Yılmaz, kısa bir süre buradakilerle görüştükten sonra, Ak Parti seçim bürosuna geçti.

MT,BB (GG/RT) (FOTOĞRAFLI)