ENERJİ ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Sait Halim Paşa Yalısı'nda düzenlenen Boğaziçi Enerji Kulübünün Bölgesel Oyun Değiştiriciler konulu toplantıya katıldı. Toplantıda konuşan Yıldız "Türkiye bir hukuk devletidir. Aldığı bütün kararlar gerek Merkezi Irak hükümetiyle yaptığı anlaşmalar, gerekse Kuzey Irak tarafıyla yapılan sözleşmeler her biri Irak'ın normalleşmesine olan katkıdır. Irak Anayasası neyi belirlemişse o tercihler doğrultusunda bunlar yapılmaktadır. Irak halkının tamamının Irak'ın her bölgesindeki petrol ve doğalgazla alakalı hakkının olduğunu bir kez daha söylememiz lazım. Eğer biz bunu söylemezsek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve Güney Kıbrıs Yerel Yönetiminin kendi arasındaki biraz önce söylediğimiz bütün halklar yararlanmalıdır dediğimizde tutarsızlığa düşmüş oluruz. Eğer böyle söylemezsek. Biz diyoruz ki Kıbrıs'la alakalı herhangi bir ortada değer varsa Kıbrıs'ın tamamınındır. Irak'ta herhangi bir değer varsa oda Irak'ın tamamınındır. Biz bütün bunları yaparken bir bütünlük içerisinde, bir tutarlılık içerisinde davranmaya gayret ediyoruz. Biz İran ile geliştirdiğimiz ilişkileri de hem komşu, hem kardeş, hem büyük bir potansiyel olduğunun bilinciyle yapıyoruz. Şimdi düşünün biz enerji sektörüyle alakalı bir toplantıdayız. İran dünyanın en büyük 3 büyük rezervinden birine sahip, 3 ülkesinden bir tanesi. Ve biz ona yokmuş gibi davranacağız. Bu olabilir mi, böyle bir şey sürdürülebilir mi? İki gözünüzü kapatsanız da bu olmaz. O yüzden gerçeklere kulağımızı tıkamayacağız, gözlerimizi kapatmayacağız" dedi. "FİİLİ DURUMDA BİZ AVRUPA BİRLİĞİ'NE ÇOKTAN GİRMİŞ DURUMDAYIZ ENERJİ SEKTÖRÜ OLARAK SÖYLÜYORUM"

"Enerji topluluğuyla ilgili teknik bütün şartları Türkiye yerine getirdi" diyen Yıldız, "Ama hep beraber biliyoruz ki on beşinci fasıl yani 'Enerji' başlığının şu anda tartışmaya açılmamış olması siyasi nedenlerle olmaktadır. Ve Güney Kıbrıs yerel yönetiminin şerhi vardır. Şimdi matematik yapalım; yarım milyon nüfusu olmayan bir yerin, 76 milyonluk bir kapasiteyle karşılaştırılarak gelinen noktadır bu. Bu çok doğru bir nokta değildir. Göreceksiniz çok sürdürülebilir bir noktada değil.Bunu hep beraber göreceğiz. Biz ne yaptık. Biz ev ödevlerimizin tamamını bitirdik. Avrupa Birliği (AB) ilerleme raporunda okuyanlar göreceklerdir. Enerji sektörüyle alakalı hep olumlu cümleler kullanılmaktadır. Şu yapılmıştır, bu yapılmıştır, işbirliği... Ve bize gelen yazılı raporda bütün şartları Türkiye sağlamıştır. Fransa'daki üretilen elektriğin Türkiye'de, Türkiye'deki üretilen elektriğin Belçika'da kullanılmasına mani bir hal bulunmamaktadır. Ama buna rağmen bir dakika bekleyelim denmekte. Biz şunu anlıyor ve anlatıyoruz. Fiili durumda biz Avrupa Birliği'ne çoktan girmiş durumdayız enerji sektörü olarak söylüyorum. İster adı 15'inci fasıl, mesela ben belki 2 yıldan beri 15'inci faslın açılmasıyla alakalı tek cümle etmemişimdir. İster açılsın ister açılmasın tarzında davranıyorum. Bu aslında doğru bir davranış değil. Bir Enerji Bakanı'nın yapacağı bu faslın açılması alakalı gayrettir. Bütün Avrupa'daki enerji sektörü bilir ki, doğalgazda geliştirilen projeler, elektrikle alakalı geldiğimiz noktalar, enerji toplumunda geldiğimiz noktaların her birisi masanın üzerinden daha önde olduğumuz fiili durumu göstermektedir. Yani bu anlaşmayı başlığı açacağımız masa bizim gerimizde kalmıştır. O yüzden ister açılsın ister açılmasın biz doğruları yapmaya devam edeceğiz. Türkiye doğruları yaptığı kadar güçlendiğini gördü. Güçlendiği kadar da doğruları yapma kabiliyet ve kapasitesi arttı" diye konuştu. "AFŞİN- ELBİSTAN PROJESİ"

"Afşin- Elbistan projesiyle ilgili gelinen son nokta nedir?" sorusu üzerine Yıldız, "Afşin-Elbistan 4.2 milyar tonluk kömür rezervi bulunan ve 2 bin 800 megavatlık hali hazırda santrale sahip ve en az 7 bin megavatlık santral yapılmasını öngören bir proje paketidir. Siyasi gerekçelerle olduğunu ümit etmediğimiz Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile geldiğimiz son noktadan sonra hem Çinli hem de Katarlı ve üçüncü bir ülke ile de çalışmalarımızı devam ediyoruz. Gizlilik anlaşması yaptığımız ülkeler var. Bu anlaşmayı yapmadan çalıştığımız ülkeler var. O potansiyelin mutlaka değerlendirilmesi lazım. Tabi ki şunu itiraf etmem lazım 14-15 ay Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) geldiğimiz son noktada bütün hazırlıklarımız tamamlanmıştı ve karşılıklı her türlü anlaşmalar yapılmıştı. Sayın Emir'in aldığı bir onay kararı da olmasına rağmen şuan durduruluyor. Biz tabii ki 'B' çözümü 'C' çözümü birçok şıkkı bir arada yürütmek zorundayız. Türkiye'nin buna ihtiyacı var. Bakın doğalgazın ithalinin özellikle soğuk hava şartlarında hem meskenlerin, hem sanayicinin, hem de elektrik santrallerinin ihtiyacının olduğu bir dönemde bulunuyoruz. Bizim öngörülebilir bir hamdolsun sıkıntımız yok. Şimdi ben görüyorum 'Acaba bir sıkıntımı olacak' keşke sıkıntı olsa üzerinden biraz yazsak, çizsek diyen arkadaşlarımı görüyorum. Yani bunu çok doğru bir yaklaşık olarak görmem. Eğer Londra havalimanında 130 bin kişi elektriksiz kalıyor, orası 7 saat elektriksiz kalabiliyorsa. Moskova'da 12 milyon kişi soğuk hava koşullarında elektriksiz kalabiliyorsa, Manhattan'da New York'un merkezinde metrolar 9 saat çalışmayabiliyorsa bunların her birisinin işletmeye dönük aksaklıklar olabileceği üzerinde bunları söylememiz lazım, altınız çizmemiz lazım. O yüzden bunu niçin söylüyorum, yerli kaynaklarımızı, yerli kömür kaynaklarımızı harekete geçirirsek bu tür aksaklıkları daha az yaşarız. Ne kadar rüzgârı, güneşi, HES'leri harekete geçirirsek o kadar daha az aksaklık yaşarız. Bazı arkadaşların beğenmediği rüzgar, Türkiye'de 600 milyon dolarlık yıllık daha az doğalgaz ithalatına sebep oldu şuan. 2013 yılında 600 milyon dolarlık daha az doğalgaz ithal ediyoruz. Bunların nükleer santralleri kurduğumuzda 7.2 milyar dolarlık yıllık daha az doğalgaz alacağız. Yani neye bağımlı olduğumuzu iyi tartışmamız lazım" ifadelerini kullandı.