DIŞİŞLERİ Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Gerek Gezi komploları, gerek 17 Aralık komplolarında yapılmak istenen şey, Malazgirt'ten başlayan bu yürüyüşün evrelerini durdurma çabasıdır. Durduramayacaklar bizi" dedi.
Dün akşam karayolu ile Bingöl'den Muş'a gelen Bakan Davutoğlu, Gençlik Merkezi'nde düzenlenen AK Parti İstişare Toplantısı'na katıldı. AK Parti'nin son 12 yılda katettiği mesafede birçok engelle karşı karşıya kaldığını belirten Ahmet Davutoğlu, "Katedilen bu mesafelerde önümüze gelen engelleri şöyle bir hatırlayın. 30 Mart'ın öncesinde 2013'de gerek Gezi komploları, gerek 17 Aralık komplolarında yapılmak istenen şey işte Malazgirt’ten başlayan bu yürüyüşün evrelerini durdurma çabasıdır. Durduramayacaklar bizi. Bırakın durdurmayı hızımızı kesemedikleri gibi daha büyük bir hızla ilerlememize sebep olacaktır" dedi. Davutoğlu, şöyle devam etti:
"2001 Türkiyesi karamsar insanların Türkiyesiydi. Kendi parasına güvenemeyenlerin Türkiyesiydi. Alınan maaşları değer kaybetmesin diye dolara çeviriyorlardı. Pasaportları güvenilmeyen Türkiyeydi. Her yerde çalışmanın gergin olduğu, bir gecede ekonominin iflas ettiği Türkiyeydi. 2002'de yola çıkan AK Parti kadroları, bu milletin desteğiyle iradesini tarihe yansıttığı zaman 12 yılda başka hiçbir dönemde görülmeyecek büyük sıçramalar yaptı. Gayrisafi milli hasılamızın 4 misli büyüdüğünü, Türkiye'nin tarımda, turizmde ve dünyada en fazla temsil edilen diplomatik olarak 7'nci büyük ülke olduğunu, birçok alanda devrimler yaptığını hepimiz biliyoruz. Şimdi bütün bu mücadele döneminde bu mesafeler alınırken, sadece güzel hizmetler, hayırlı ve projeler yapmakla meşgul olmadık. Aynı zamanda önümüze konulan engellerle de mücadele ettik. Tabiri caizse boğuştuk."
2002 yılında partilerinin genel başkanını siyasete girmekten men etmeye çalıştıklarına işaret eden Bakan Davutoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Eğer genel başkan seçimlere giremezse AK Parti kadrolarının hızı yavaşlar, genel başkanda siyaset dışı kalır, diye düşündüler. Aksi oldu, daha büyük bir azimle çalışıldı. Büyük bir başarı ile hem iktidar sahibi olundu, hem de muhtar bile olamaz denilen genel başkanı Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı oldu. Kendilerini milli iradenin üstünde gören bir takım mihraklar, kapalı kapılar ardında bu ülkenin kaderini tayin etmeye çalışanlar, bu ülkenin başına dirayetle, feragatle geçen liderleri engellemeye çalıştılar. Adnan Menderes'i dar ağacına gönderenlerde onlardı. Turgut Özal’a her türlü çaba ile engel çıkaranlar da bunlardı. 28 Şubat'ta merhum Necmettin Erbakan’a önüne her türlü engelli çıkaranlar da onlardı. Bu yola çıkanlar geçmişte önüne gelen engelleri görerek çıktılar. Gezi olayları ile 30 Mart'ta AK Parti'ye darbe vurulma hedefindeydiler. O darbe ile AK Parti sarsılacak, Türkiye bir kaos ortamı içinde olacaktı. Cumhurbaşkanlığına bu milletin iradesi dışında birisinin gelmesi sağlanacak, 2015 yılında ki genel seçimlerde AK Parti, Türkiye'nin siyasi hayatından silinmeye çalışılacaktı. Esas hesap buydu. Bu hesabı kim bozdu? Bu hesabı bütün bu baskılar karşısında dimdik duruşuyla başta başbakanımız olmak üzere AK Parti kadroları bozdu. Yapılacak Cumhurbaşkanı seçimlerinde çatı adayı göstermeye başladılar, çatı adayı olabilir mi? Başaramayacaklar."

MA(KS/SS) (FOTOĞRAFLI)