İstanbul'da bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bugünkü ilk durağı MHP Beyoğlu İlçe Teşkilatı oldu. İlçe Teşkilatı'nı ziyaret eden Bahçeli, daha sonra İstanbul Bilumum Madeni Eşya Sanatkarları Odaları Birliği'ni ziyaret etti. Burada esnafla kahvaltıda bir araya gelen Bahçeli, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. "TÜRKİYE'NİN KARŞI KARŞIYA KALDIĞI SORUNLARI ÇOK İYİ GÖRMEK LAZIMDIR"
Bahçeli, MHP'nin yerel seçimlere önemli bir yarışmacı olarak katılacağını vurgulayarak, "Türkiye'nin bugün karşı karşıya kaldığı ve gittikçe derinleşen, kritikleşen ve Türkiye'yi felaketlere sürükleme ihtimalinin yüksek oranda geliştiği bir ortamda belediye seçimleri herkes tarafından önemsenmelidir. Eğer Türkiye'nin sorunlarını demokrasi içerisinde çözmek istiyorsak, seçimleri de önemsemek ve çözümleri milli iradenin yoluyla çözmenin yolunu bulmak lazımdır" dedi
Türkiye'nin iyi yönetilmediğini ifade eden Devlet Bahçeli, "11 yıldan bu yana tek başına iktidar olan, her konuyu çözmeye muktedir, sayısal çoğunlukla TBMM'de temsil edilen bir isyasi partinin neredeyse 4 bin günü aşan bir iktidar döneminde gelinen son durum kamplaşma, kargaşa, kriz, kaos şeklinde tezahür etmektedir. Eğer bu böyle devam ederse, toplum olarak önemli sıkıntılarla karşı karşıya kalabiliriz. Bunu aşmak lazım. Bunu aşarken, kamplaşmaya, gerginleşmeye, elindeki iktidar kudretini kendi amaçları doğrultusunda kullanmaya, adaletsizliğe yönelik faaliyetlerde bulunmaya teşebbüs etmek Türkiye'yi bir karanlık tünele sokmak demektir. Bundan kurtulmanın bir yolu olarak, bugünkü gerilimi yumuşatacak, beklentiye halkımızı sokacak bir süreç olarak 30 Mart'ı görmek lazımdır. Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı sorunları çok iyi görmek ve anlamak lazımdır. Güneydoğu Anadolu'da 'Çözüm Süreci' adı altında çıkan gelişmeleri yakından takip etmek lazımdır. Irak'ın kuzeyinde meydana gelen ve artık Irak'ın üniter yapısının dahi sarsıldığı bir durumun geleceğini iyi izlemek lazımdır. Suriye'deki gelişmeleri ve Suriyenin kuzeyindeki bir kanton şeklindeki özerk yönetimleri görmek ve bunların siyasi sonuçlarının Türkiye'ye nasıl yansıyacağını anlamak lazımdır. Ve bunların olduğu bir dönemde Türkiye'de yıllarca beraber olup, siyasi iktidarın hizmetlerinde katkı sağlamış olan kişi ve grupların böyle kritik bir eşikte bir çatışma ve gerilim içerisine girmesinin doğru olmadığını görmek lazımdır" diye konuştu. "NE AKP, NE CHP ARADA BİR MHP VAR. İLLE DE MHP"
MHP Genel Başkanı Bahçeli, karşılıklı çatışmalarda siyasi üslubun seviyesinin düştüğünü belirterek, "Bu böyle devam ettiği taktirde daha gergin ortamlar görmek bu kamplaşma, kavga, çatışma önümüzde bekleyen konular olarak durmaktadır. Bugünkü siyasi iktidarın söylemlerle, kendilerine uyarı, ikazlarla kendilerine bir çekidüzen vereceğine de artık inanmıyoruz. Bu seçimlerde, bugünkü siyasi iktidar küçük de olsa bir oy kaybıyla kendisine çekidüzen verecek bir uyarıyı görmelerinde yarar vardır" dedi. Medyanın sanki Türkiye'de sadece AKP ve CHP varmış gibi davrandığını belirterek bunu eleştiren Bahçeli, Ne AKP, ne CHP arada bir MHP var. İlle de MHP diyoruz" dedi. "SAYIN BAŞBAKAN ARTIK BAŞKESEN HALİNE GELMİŞTİR"
Konuşmasının ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın dün yaptığı konuşmadaki "Açık söylüyorum; benim evlatlarımdan bir tanesi bir yolsuzluğa bulaşsın, bir saniye yanımda tutmam, evlatlıktan reddederim" ile "Ananas cumhuriyeti kuralım demediler" sözleri hatırlatılınca, "İki şahsiyetin karşılıklı konuşmaları içerisinde oluşacak bir polemiğine MHP olarak katılmak istemiyoruz. Ancak yolsuzluk ve rüşvet Türkiye'nin gündemine oturmuştur. Bu yolsuzluk ve rüşvet iddialarının ortaya çıktığı günden itibaren Sayın Başbakan artık başkesen haline gelmiştir. Savcı, emniyet müdürü tanımıyor, yolsuzluk ve rüşvet iddialarına inanmıyor. Bunların, kendi iktidarına karşı yargının bir darbesi olarak nitelendiriyor. Böyle bir durumda, evladıyla ilgili gündeme düşen konular karşısında ifade ettiğiniz sözcük gönle ve kulağa hoş gelen bir sözcüktür. Ama bunu görmek lazımdır. Bu iddialar karşısında önce evlatlıktan reddedeceği yerde reddetme gerekçesi doğru mu yanlış mı ona bakması lazım" diye konuştu.
Öncelikle yargının üzerindeki baskının kaldırılması ve Bilal Erdoğan'ın yargı önüne çıkarılması gerektiğine işaret eden Bahçeli, "Eğer yargıda dedikleri gibi olursa, o zaman temiz, dürüst, ilkeli, Başbakanlığa yakışır bir şahsiyetin evladı olarak Bilal kardeşimiz toplumca bağıra basılacak bir hale gelir. Eğer tam tersi oluyor ise, yargı sonucunda suçlamalar doğru çıkıyorsa, Başbakan'ın da bu görevinden uzaklaşması ve toplumun huzuruna da bu kadar iddialar sonrası çıkmayacak bir duruma girmesinde yarar vardır" dedi. "BEN BEŞİKTAŞLIYIM"
Devlet Bahçeli, Yargıtay'ın dün açıklanan Şike davası kararına ilişkin soru üzerine de, "Ben Beşiktaşlıyım. Onun için bir rakip spor kulübünü suçlamak amacıyla söylemiyorum. Fenerbahçe'ye çok büyük hizmetler sunan bir büyük başkandır Aziz Yıldırım. Şike meselesi üzerinde çok tartışmalar yapılmış, sonunda hapse girmiş, tahliye edilmiş. Türkiye'nin bu kadar ağır karşı karşıya kaldığı sorunları içerisinde birden bir başka gündem değişikliği olarak Aziz Yıldırım'ı oturtmak kanaatimce yanlıştır. Bir spor adamının da cezaevine gönderilerek, sporun düzeltileceğinin de dünyada hiçbir örneği yoktur" diye konuştu. "FİŞLEMEYLE BİR YERE VARMAK GEREKMEZ"
Dini grupların MİT takibe alındığı yönünde bazı gazetelerde yer alan haber sorulunca Bahçeli, "Türkiye'de kimsenin baskı altına alınmasına gerek yoktur. Birbirimizi araştırmak yerine birbirimizle olup Türkiye'yi daha iyiye nasıl götüreceğimizi görmek ve o konuda çalışmak lazımdır. Fişlemeyle bir yere varmak gerekmez. Fişlemelerin hepsi netice itibariyle çöplüğe atılan belgeler olarak tarihte yerini bulmuştur" diye konuştu. ÇOK BİLİNMEYENLİ DENKLEM
Bahçeli Hatay'da içinde mühimmat olduğu iddia edilen tır konusunda ve İHH bürolarında yapılan baskınlar üzerine sorulan soruya, "Çok bilinmeyenle denklemi çözecek bilgiye sahip değiliz" yanıtını verdi. "HSYK'DAKİ DEĞİŞİKLİĞİ KABUL ETMİYORUZ"
HSYK'ya değişikliğine yönelik bir soru üzerine de Devlet Bahçeli şunları söyledi: "HSYK'daki değişikliği kabul etmiyoruz. Bunlar iktidarın siyasi amaçları doğrultusunda devletin bazı kurumlarının kullanılması, istismar edilmesi meselesidir. Ondan evvel yapılacak çok şeyler olduğu kanaatindeyiz. Bize göre yolsuzluk ve rüşvet konusu gündeme alınmalı. HSYK'nın değişikliği henüz daha yapılmadan 20'ye yakın hakim ve savcı yerinden oldu. Yine her gün emniyet mensuplarının yerini değiştiriyor. Demek ki, iktidar mevcut yasayla, HSYK'nın mevcut durumuyla istediğini yapabilecek haldeyken bu tartışmayı niye başlatıyor? Bu sorunun cevabını Sayın Başbakan'ın vermesi lazım." SARIGÜL'ÜN MALVARLIĞINA TEDBİR DEĞERLENDİRMESİ
Bahçeli, CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı ve Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün malvarlığına tedbir konulması kararı ile ilgili olarak da, "Yarışa girmiş bir belediye başkan adayının malvarlığı bizi ilgilendiren bir konu değil. Yolsuzluk ve rüşvet konusu ele alınırsa bunların hepsi de ele alınmış olur" dedi. "BUNU NASIL LİDER OLARAK TAKDİM EDİYORLAR"
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna yönelik Abdullah Öcalan'ın mesajı sorulunca Devlet Bahçeli, "Bugünkü siyasi iktidarın 11 yıllık uygulamaları içerisindeki en tehlikeli gidişatı demokratik açılım zırvası olmuştur. O sözü nerede, kime vermişlerse, şimdi onlar da bizim için uygun bir ortamdır, yolsuzluk ve rüşvetle suçlanıyorsunuz, böyle bir süreç içerisinde bize verdiğiniz sözü yerine getirirseniz, biz sizin yanınızda olur, desteğimizi veriririz, pazarlığının bir sounucudur. Onun için MHP olarak kabulümüz mümkün değildir" diye konuştu.
Bahçeli, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın, "Beğenin ya da beğenmeyin Öcalan Kürtlerin lideri" sözleri için ise şunları dile getirdi: "Bunun ölçüsü kendisine göre neymiş acaba? Güneydoğu'daki bu ülkenin bin yıllık kardeşi olan Kürt kökenli kardeşlerimiz Abdullah Öcalan'ı lider olarak kabul ediyorlar mı? Beşir Atalay kabul ediyorsa, bu onun bileceği iştir. Ben, Kürtçe konuşan kardeşlerimizin, İstanbul'da, Diyarbakır'da, Hakkari'de çalışan kardeşlerimizin, iyi bir devlet otoritesi ortaya çıktığı zaman PKK'nın kökünü onlar kazır. Bunu nasıl lider olarak takdim ediyorlar. Böyle bir yanlışlık olabilir mi? O, canidir. 40 bin insanımızın öldürülmesine katkı sağlayan bir canidir, bundan lider olur mu?"